Avustralya’da idare on binden fazla deveyi “fazla su içtikleri için” kurşunla vurup öldürme kararı alınca, bütün mahlukatın Rabbi olan Allahu Teâlâ, onları îkaz için yangın âfetini gönderdi. Bu, hem Avustralya hem de dünya tarihinde eşi görülmedik bir yangındı. Ancak onlar anlamadı, uyanmadı. Tıpkı Semud kavminin “suyumuzu içiyorlar” diye mû’cize olarak kayadan çıkan deve ile yavrusunu kesmesi gibi beş binden fazla deveyi helikopterden açılan ateşle vurarak öldürdüler. Daha da devam edeceklerdi ki, develerin âhı tuttu. Ceviz büyüklüğünde dolu yağdı. Her tarafı sel götürdü. Toz bulutu her yeri kapladı. Mecburen katliâmı durdurdular. Durun bakalım daha başlarına ne gelecek? Daha Çanakkale’de işledikleri cinayetlerin hesabı duruyor. Avustralya bütün kâinat gibi, bütün yeryüzü gibi Allah’ın mülkü. Son deve katliâmında görüldü ki, orası tıpkı Semud kavmi gibi kalpleri katılaşmış, inkârcıların elinde. Alâmetler gösterdi ki Allahu Azimüşşân buna müsaade etmez. Avustralya, fâtihlerini bekliyor…
Çin, on binlerce Doğu Türkistanlı kardeşimizi katletti. Üç milyon kardeşimizi kamplarda dehşetli işkencelerle hapis tutmakta. Müslüman ailelerin haremine Çinli erkekleri yerleştirdi. Yaptıkları zulümler anlatılacak gibi değil. Yürek dayanmaz. O mazlumların âhı arşa dayandı. İşte olanları görüyorsunuz. Bir tek mikrop o zâlimlerin hakkından geldi. Ölenlerin sayısı söylenenlerden çok çok daha fazla. Yüz binleri, belki milyonları bulacak. Belki Çin’in kökünü kazıyacak. Köküne kıran girecek…
Bu iki örnekten sonra bütün zâlimlere sesleniyorum: “Ey zâlimler! Siz mazlumları sahipsiz mi zannettiniz?!” Ey durmaksızın İdlib’i ve civarındaki yerleşim yerlerini bombalayanlar! Ey Gazze’yi bombalayanlar! Filistin’deki bütün Müslümanları kovmaya çalışanlar! Ey Irak’ta 1,5 milyon Müslüman'ı katledenler! Ey Suriye’yi, Libya'yı, Afganistan’ı, Yemen’i kan gölüne çevirenler! Siz yaptıklarınızın yanınıza kâr kalacağını mı sanıyorsunuz?
Ey, Müslümanların hasmı zâlim kâfirlerin uşaklığına soyunan ve sözde Müslüman olduğunu iddiâ eden zâlimler! Siz yaptıklarınızın yanınıza kâr kalacağını mı sanıyorsunuz? Yemen’de insanlar açlıktan ölürken uçaklarının ve saraylarının tuvaletini altından yaptıranlar! Kendileri İslâm yurdunun vâridatının yüzde 10’unu alırken, kâfir zâlimlere yüzde 90’ını yedirenler! Siz yaptıklarınızın yanınıza kâr kalacağını mı zannediyorsunuz?..
Biz, “Meşhur Zâlimler ve Âkıbetleri” kitabımızda geçmiş zâlimleri ve başlarına gelenleri anlattık. Kaynağımız, en başta kitabımız Kur’an-ı Kerim’di. Rabbimiz (cc) ibret almamız için bizlere meşhur zâlimlerden bazılarının başlarına gelenleri haber veriyor. Nemrut’un, Firavun’un, Calut’un, Âd kavminin, Semûd kavminin, Lût kavminin, Medyen ve Eyke ahâlisinin başlarına gelenleri… Biz de Kur’an'ımızın bu üslubundan ders alarak, diğer zâlimlerin hikâyesini ve başlarına gelenleri anlattık. Hayatta iken yüz binleri, milyonları katlettiren, geberdikten sonra putları dikilen zâlimlerin nasıl kahrolup gittiğini anlattık. Delirenler de var, etleri lime lime dökülenler de, korkunç sayhalar çıkararak acılar içerisinde kıvrana kıvrana geberenler de var, ayaklarından asılanlar da, kurşuna dizilenler de… İçlerinde toprağın kabul etmedikleri de var…
Son yüz elli senede feryadı arşa yükselen mazlumların büyük ekseriyeti Müslümanlar. Şu anda zaten hepimiz en dehşetli zulümleri seyrediyoruz. Suriye’de, Irak’ta, Libya’da, Yemen’de, Afganistan’da, Arakan’da, Keşmir’de, Kudüs’te, Gazze’de… Ancak Âdil-i Mutlak ve Muntakim isminin sahibi Allahu Azimüşşân bütün o zulümlerin hesabını soracak.
Rabbim, tez vakitte şu zulümle dolmuş olan yeryüzüne İslâm’ın ve Kur’an’ın emrettiği Adalet-i Mahza'yı hâkim eylesin. Cenab-ı Hakk'ın Âdil ismini tecelli ettirecek yiğitleri ortaya çıkartsın. Dünya ancak o vakit emniyete ve huzura kavuşur.