?>

Fahiş Artan Konut Kiraları !

Ramazan Sevinç

2 yıl önce

Konut kiralarının günün getirdikleri, yabancıların aşırı yüksek kiralamalar yapmaları, ev sahiplerinin çok büyük bölümünün, paranın kaynağı konusundaki duyarsızlıkları, aşırı paragöz olması, fırsatçı olması, ev sahibi olduğunu unutup, kendisini mali piyasa oyuncusu zan etmesi, ile ev kiralarında fahiş yükselmiş fiyatlar talep etmeleri, hayatın olağan akışına aykırı olarak, günün getirilerinden faydalanmak arzusuna düşmeleri ile, Türkiye'de şu ana kadar görülmemiş bir, kiracı, kira, ev sahibi krizi ve karşılıklı mücadeleler yaşanmakta. Ve bu sorunun artık para, mali sorun olmaktan çıkıp tüm toplumu saran bir toplumsal, sosyolojik soruna evrilmesi Ve, bu soruna neşter atması gereken iktidar yapısının (ki, zaten izlediği ekonomik, sosyal, sığınmacı, yabancılara vatandaşlık satma politkaları ile) sorunun sebebi kendisi iken, hiç bir şey yapmayıp, tribünde seyirci modunda pasif duruş sergilemesi ile, vatandaşlar, düşünen insanlar nihai olmasa bile bütün toplumu saran bu büyük toplumsal, sosyal sorun için farklı çözümler üretmekte. Bunlardan biride, ev sahiplerinin kiracıları ile kira kontratolarını, ilçe belediyenin bu işler için düzenlenecek birimlerinde, yerinde yapmalarını sağlayarak, fahiş yüksek rakamların önüne geçebilmek. Konut Kiralama Sözleşmeleri İlçe Belediyeleri birimlerinde veya İlçe Belediyeleri Gözetiminde mi yapılmalı ? Veya İlgili Bir Resmi Daire Gözetiminde mi, yapılmalı ? Bu ve benzeri çözümler, çok aşırı iyi niyetli fakat, sonuçta yüksek kira almayı kafasına koymuş ev sahibini durdurabilecek bir mekanizma olmaktan uzaktır. Kanuna, toplumuna, halkına, insanlarına saygılı, ev sahiplerinin zaten makul fiyatlarla kiralamalar yaptıklarını zaten duyuyor, görüyoruz. Aç gözlü, haris, toplumuna, insanına saygı duymayan, çok paranın peşine düşmüş ev sahibini bu tarz önlemlerde durduramayacağı gibi, birde bu düzenin belediyeleri, bu işin içine girdikleri için, bu işlerden de, farklı isim ve hizmet alındısı adları uydurarak ek gelir elde etmenin yoluna bakacaklardır, ki, bu belediyeye ödenecek tutarda en sonunda nihayetinde kiracının sırtına bindirilecektir. İlk önceleri aylık binlerle ifade edilen tutarlarda kiracının az ödemesi karşılığı, çok küçük kalacak miktarlardaki aracılık-hizmet alındısı tutarı, zaman ilerledikçe artarken, süreç içinde genel ülke ekonomisinin düzelmemesi ile ev sahibinin isteyeceği yüksek tutarlar makul görülmeye başlanacak, böylece belediye aracılığı ile yükselmemesi için oluşturulan mekanizma gerekli faydayı vermeyeceği gibi, aracılık-hizmet alındısı ise alınmaya devam edileceği için, (ki, bu düzenin belediyeleri bu ek gelirlerini kaybetmemek için her şeyi yapacaklar) sonuçta, yağmurdan kaçarken birde belediyeye ödemeler, kiracının sırtında kambur olacaktır. Bir önemli diğer ayrıntıda, Kira sözleşmelerinin belediyede veya ilgili bir dairede yapılması yasal zorunluluk haline getirilse bile, çalışanlarına az ücret vermek isteyen, iş sahiplerinin, iş verenlerin işçinin banka hesabına yatırdıkları ücretten bir kısmını, işçisinden elden geri istemeleri/almaları gibi, bir kısım haris ev sahipleride, belediyede düşük matrahlı kontrato yapıp, kiracısı ile yüksek, gerçek fiyattan ikincil kontrato yapmak veya gerçek kira ile belediyede yapılan kontratodaki fiyat arasındaki farkı başka yoldan (senet-taksitli kredi kartı çekimi-borçlandırıcı belge vs) tahsil edilecek şekilde yollar ile bu handikabını aşmanın formülünü arayacaklardır Sonuçta, yola çıkış, düşünülen çözüm güzel/gerekli. Fakat bu çözümün üç büyük handikabı var. 1) Bu çözüm zaten gözünü aşırı para hırsı bürümüş, vicdansız ev sahiplerinin yüksek kira talebini kırmak üzere düşünülmesine rağmen kaçış yolu çok olan bir konu 2) Şu anda hükümette bulunan iktidar yapısı ve özellikle iktidar yapısı belediyelerinin akçeli işleri çok fazla sevmesinden kaynaklanan ve toplumdan, halktan, dardaki insanları düşünmekten çok çok önce kendilerini ve kendilerine yakın duranları önemseyip, bu hizmeti eşit ve adilce verip, veremeyeceklerinin çok ciddi şüpheler barındırması 3) Türkiye'de özellikle son 20 yıldır uygulanan ekonomik yapı ile sermayenin iktidar yapısı zümrelerine geçmesi gibi, bu gün itibari ile Türkiye'deki tüm konutların ev sahiplerinin çok büyük çoğunluğunun iktidar yapısı taraftarı, üyesi, sempazitanı zümreler olması hasebi ile ve Türkiye'deki belediyelerin büyük çoğunluğunun iktidar yapısı tarafında, elinde olması hasebi ile, belediyelerin kendi partisi üyesi, taraftarı, sempazitanı ev sahipleri söz konusu olduğunda, orada işlerin kiracı lehine çokta adil gelişmeyeceğini 20 yıllık tecrübemizle çok rahat söyleyebiliriz. Ama yinede, dikkate alınması ve gerekli kontrol mekanizmaları kurularak, belediye başkanı veya encümenlerinin  orasını, burasını kurcalayamayacağı bir yapı oluşturulabilirse, o hale getirilebilirse, nihai çözüm geliştirilinceye kadar güzel bir ara çözüm olabilir. Sağlıcakla kal Yüce Türk Milleti'm
YAZARIN DİĞER YAZILARI