GAZİANTEP CHP ÖRGÜTLÜLÜĞÜNE YAPICI BİR ÖZELEŞTİRİ!
Karaca Bozgeyik
2 yıl önce
Bu yazı kendini sorgulama yazısı olduğu kadar yerel anlamda içinde bulunduğum Cumhuriyet Halk Partisi örgütlülüğüne yapıcı bir eleştridir.
Bu yazı,okuyan herkesi parti içi ya da parti dışı sadece okuyup geçmesin biraz da kendine pay çıkarsın diye yazılmıştır.
Nihayetinde hayat devam ediyor. Ve düzeltilecek çok şey var.
Yoğun bir seçim dönemi yaşadık. Bu dönemde hiç kimsenin "Ben elimden geleni yaptım" deme kolaycılığına kaçmaması gerekir. Sonuçlara bakılırsa demek ki elimizden gelen şeylerin hepsini yapmamışızdır. Seçimin matematiğine,istatistiğine bakmadan elimizi vicdanımıza atıp söyleyelim: Yapabileceğimiz çok şeyi yapamadık!Şimdi 'dövünmek' anlamsız olsa da gerçek bu!
Detaylara girmeyeceğim, gözlemlerimi kabaca yazacağım:
1- Toplumda müthiş bir değişim isteği vardı. Bunun yanında korku ve kaygılar da çoktu. Değişim isteği korku ve kaygılara yenildi. O korku ve kaygıların karşısına 'UMUT' olarak dikilmemiz gerekirdi.
2- Toplumsal değişim talebinin rüzgarının içine girip şehrin kılcal damarlarına giremedik. Dolayısla rüzgara kapıldık, rüzgarı yönetemedik.
3- Kendi içimizde ciddi kopukluklar vardı. Bu kopuklukları giderecek diyalog kurulamadı. Bu eksiklik, çalışma temposunu ve enerjisini olumsuz etkiledi.
4- Milletvekili aday adaylarının çokluğunun enerjisi ve heyecanını birleştiremedik. Genel seçimi kazanamadoğımız sürece tekil olarak bir kişinin milletvekili olmasının tekil bir kazanım olacağının bunun da toplumsal dönüşüm ve değişime çok fazla katkı koymayacağını daha çok konuşmamız gerekirdi.
5- Kişisel yetersizlikleri konuşmanın kolaycılığına kapıldık. Birbirimizin yetersizliklerini tamamlayamadık. Kendi aramızdaki geçmişten kalan 'hesaplaşmaların' gölgesi seçim sürecini etkiledi. Parti içi yarışları,anlayış farklılığı olarak kabullenemeyişimiz kişisel bir sürtüşmeye dönüşüyor. Kişiseleştirilen bir süreçten toplumsal bir dönüşüm ve değişim sağlayamıyoruz. Bu da doğal olarak partinin 'Ulvi' amaçlarına kişilerin amaçlarının gölgesini düşürüyor.
6- Seçimler; Milletvekili ve Cumhurbaşkanlığı seçimi olmak üzerine ikili 'koldan' yürütülmesi gerekirken yalnızca milletvekili seçimlerine daha çok yoğunlaşıldı.
Hal bu ki, ciddi bir çalışmanın ürünü olan mutabakat metninin uygulanabilmesi için Cumhurbaşkanlığı seçiminin kazanılması gerekliliğinin daha çok vurgulanması gerekiyordu.
7- İttifak partileri arası ilişkide kopukluklar ve kırılmalar yaşandı. Mutabakat metnindeki o vaatler sayfaların arasında kaldı. Farklı partilerin bir araya gelmesinin zenginliğini teoride kullandık pratikte hayata geçiremedik. Hızlanmamız gerekirken çok ağır hareket ettik.
8- Biz şunları demiştik, ben şunları demiştim diye kimse boşuna söylenmesin. Başarısızlıktan herkese pay düşer, herkes payına düşeni almalı! Gelecek ancak bu şekilde kabullenişle karşılanabilir.
Daha çok madde sıralanabilir.
Sonuç olarak herkes oturup kendini sorgulamalı. Ortada kaybedilmiş bir seçim var ise herkes elinden geleni yapmamış demektir. Ben 'ELİME' baktığımda bunu görüyorum.
Şimdi sorgulama ve geleceği ANLAMA zamanı! Şimdiyi ve geleceği iyi okumak lazım!
Bunlar kaba gözlemler elbette ince detaylar var. İnce detayları kendine 'ders' çıkarmak isteyen ve bunlardan toplumsal fayda amaçlayan her örgütlü yapı ve kişi ile konuşabiliriz. Yeter ki geleceğe bugünün yanlışları ile yürünmesin ve bir fayda üretilebilsin. Öbür türlüsü dedikodu oluyor. Ve dedikodu hiç bir fayda sağlamamakla beraber yoruyor ve yalnızlaştırıyor.
Zaten, yalnız yürüyen o kadar çok kişi var ki! O da tuhaf bir durum; Koca örgütlü yapılar da koca koca adamlar yalnız yürüyor. Bu da başka bir eleştri olarak şurada dursun. Belki, bundan da koca partileri kişilere indirgeyerek 'bitiriyorsunuz' mesajı çıkar.
Son söz: Kişiler fanidir,partiler kalıcı!Kişisel hırslar ise 'FENADIR'!
Yüzyıllık Cumhuriyetin kurucu partisini konuşuyorsak ne elimizden gelen yeter ne de beynimizden gelen. Daha çok el'e ve beyne ihtiyaç var. Ve elbette ki HALK'A. HALKLA beraber olmaya...
Bu eleştirel yazıda yerel strateji ve taktiksel tercihlere eleştiri yapmaya çalıştım. Lütfen kimse kişisel algılamasın! Zaten, yeterince 'kişisel mevzi' var.
Bir yenisi daha açılmasın!
NOT: Sosyal medyayı mevzileyerek 'ateş edenler' ayıp ediyorsunuz!
Eleştrinin ciddiyetini ve özeleştrinin samimiyetini akıllı telefonun tuşlarına kurban etmeyiniz, sizleri 'aklıselim' ve sabırlı davranmaya davet ediyorum. Gün doğmadan neler doğar! Siyasetin bu ülke için makbul olanı hesapsız ve kitapsız yapılanıdır. Kişisel yarar uğruna, toplumsal yarar heba edilmemeli.