?>

Geliniz, korona bizi bitirmeden biz koronayı bitirelim!

Burhan Bozgeyik

4 yıl önce

Şu meşhur “korona efendi”yle ilgili yazı yazmayacaktım, ancak müşahedelerim ve gelişmeler beni mecbur etti. Bu gidişle korona bizi psikolojikman bitirecek. Camilerde teravih yok, iftar davetleri yok, evladın anne babasını, akrabanın akrabayı ziyaret etmesi yok, dostların bir araya gelerek iki lafın belini kırması yok, sohbet yok, muhabbet yok. Daha, işyerleri kapalı. Bu gariban esnaf ne yapsın. Dükkân kirasını, ev kirasını, işçi maaşlarını, stopaj vergisi, vs. gibi zarurî ödemeleri nasıl ödesin, bunu düşünen yok… 18 yaş altı, 65 yaş üstü ise sanki cüzzamlı!.. Onlara şehir içi seyahat da yasak. Oturun evinizde!... Okullar kapalı, üniversiteler kapalı…

Geçen Cuma şâhit oldum. Dışarıda yağmur yağıyor, bir kardeşimiz geldi, iki kişinin arasına seccadesini serip oturdu. Arada belki 1,5 metre mesafe var. Yandaki vatandaş, “Buraya oturma!” dedi. O oturan kalkmayınca, kendisi kalkıp gitti. Buna benzer hâdiseye birkaç defa daha şâhit oldum. İnanın millet kafayı yer hale geldi. Psikolojik olarak dengesini yitirenler, içine kapanık hale gelir, yaşama sevincini kaybeder, gözlerinin ışığı söner ya, işte millet o hale geldi.

Sayın Sağlık Bakanı buyuruyor: “ Ramazan’da ev buluşmaları olmamalı. Herkese görev düşüyor. Aileler, komşular bu konuda birbirini uyarmalı.  Ramazan’ı fırsata çevirmemiz lazım.” Ramazan’da iftar programları olmasın diye sokağa çıkma saati 19’a çekildi. “Haydi gidiniz, gidebilirseniz” dercesine. Bu yasakların açıklanmasından bir gün sonra bir baktık Sayın Cumhurbaşkanı, bir aileye misafir olmuş, iftar yapıyor. Şimdi bunu tenkit edeceğimi zannedenler olabilir. Hayır, etmeyeceğim. Pek de güzel yapmış. Bize de kapı açmış. Aynısından biz de isteriz.

Bu son kısıtlamalardan, kapanmalardan, yasaklardan önce AK Parti kongreleri sona erdi. Hele Genel Kongre’nin görüntüsü muhteşemdi. On binlerce insan bir arada. Sosyal mesafe yok, maske yok, el ele tutuşmalar, oynamalar, zıplamalar. İşte bu görüntüyü de tenkit etmeyeceğim. Reis, Kasımpaşalı yönünü konuşturmuş, bütün küresel çetelere meydan okumuş. İşte böyle olmak lazım…. Ciddi söylüyorum. İşte o kongredeki gibi olmak lazım. İşte o iftar programı gibi yapmak lazım. Yoksa bu gidişle, korona bizi bitirecek. O bizi bitirmeden, geliniz biz koronayı bitirelim! Yani zihnimizden atalım, normal hayatımıza devam edelim. Bunu derken de bir şerh düşeyim. Bunu öyle işkembe-i kübradan atmıyorum. Dünyadaki bütün gelişmeleri tâkip ediyorum. Gerçek bilim insanlarının söylediklerini dinliyorum. Ülkemin durumunu göz önünde bulunduruyorum.

Evet, korona bir “dünya gerçeği”. Bu bir salgın. Tarihte örnekleri görülen salgınlardan biri. Biz ülkece bir yılı geride bıraktık. Maddî-mânevî çok yorulduk. Yapılması gereken iş, tedbirleri aldıktan, halkı mükemmel şekilde bilgilendirmeden sonra “TAM AÇILMA”yı sağlamak. Yani “YASAK” namına ne varsa ortadan kaldırmak. Çocuklar okuluna gitsin. Zira öğretmensiz, eğitimsiz bilgi elde edilemez. Sultan Murad bilgisiz miydi de, oğlu Fatih’i Molla Gürani’ye teslim etti? Babalık başka, öğreticilik başka. Bizim küçük torun Diyanet’in anaokuluna gidiyor. Elif, be, te, se’yi öğrendi, haydi, kapandı dendi. Kaldığı yerden ben öğreteyim, dedim, beyefendi beni ciddiye almıyor, sanki asker arkadaşıyız. Benimle oyun oynamak istiyor. Demem o ki; okulun, öğretmenin yeri bir başka… 

İşyerleri açılmalı. Esnaf derin nefes almalı. 18 yaş altına, 65 yaş üstüne “yasaklı” muâmelesi yapılmamalı. Sokağa çıkma yasakları kaldırılmalı. Sılâ-i rahim, dostluk, muhabbet ölmemeli…

Peki ya hastalık?.. Ciddi bilgilendirme ile, rahatsızlık geçirenler evde karantinaya alınmalı. Halka bağışıklık sistemini güçlendirici gıdalar tavsiye edilmeli ve o gıdaları alma imkânı sağlanmalı. “En iyi müdafaa, taarruzdur” kâidesini şu “korona ağaya” karşı da uygulayabiliriz. O bizi bitirmeden, biz onu bitirelim. Yani zihnimizden çıkarıp atalım. Yoksa bu gidişle bizi haşat edecek.

YAZARIN DİĞER YAZILARI