Güzel ahlak ve hayâ, dinimizin temel esaslarındandır. Bu hususta yüzlerce hadis-i şerif vardır. Buyrun teberrüken bazılarına bakalım. Sevgili Peygamberimiz (asm) şöyle buyuruyor:
“Güzel ahlâk, Allah’ın yarattığı en büyük şeydir.” (Camiü’s-Sağir, hadis no: 3717)“Güzel ahlak dinin yarısıdır.” (a.g.e., hadis no: 3718)“Hayâ ile iman arkadaş kılınmışlardır. Biri gidince diğeri de gider.” (Câmiü’s-Sağir, hadis no: 3857)“Hayâ ancak hayır getirir.” (a.g.e., hadis no: 3864)“Hayâ imandandır. Îman ise Cennet’e götürür. Hayâsızlık kabalıktandır. O da Cehennem’e götürür.” (a.g.e., hadis no: 3865)“Hayâ on parçadır. Dokuzu kadınlarda, biri erkeklerdedir.” (a.g.e., hadis no: 3870)“Dini bilmek şartıyla İslâmî bakımdan en hayırlınız, ahlâkı en güzel olanlardır.” (a.g.e., hadis no: 4115)“Mü’min kişiye verilmiş olan şeylerin en hayırlısı güzel bir ahlaktır. Kişiye verilmiş olan şeylerin en kötüsü ise güzel bir beden içerisindeki kötü bir kalbdir.” (a.g.e. hadis no: 4079)“İnsanların en hayırlısı ahlâkı en güzel olandır.” (a.g.e., hadis no: 4041)Zındıka komitesi, yani İslâm’ın, Müslümanların, dolayısıyla Allah’ın ve Resulullah’ın düşmanı o örgüt, nicedir, Müslümanları güzel ahlaktan ve hayâdan uzaklaştırmak için çalışmaktadırlar. Onlar güzel ahlakın ve hayânın dinimizin temeli olduğunu keşfetmişlerdir. Müslümanları güzel ahlaktan ve hayâdan uzaklaştırınca dinin esaslarını yıkacaklarını çok iyi bilmektedirler. Bizim halkımız namusunu kıskanmayana “deyyus” der. İşte o zındıka komitesi bizi bitirmek için “deyyusluk silahını” da kullanmaktadır.
Sevgili Peygamberimiz (asm) güzel ahlak timsalidir. Hz. Âişe Validemize Peygamberimiz’in ahlakı sorulunca, “hulukuhu’l-Kur’an”, yani, “O’nun ahlakı Kur’an ahlakıdır” demiştir. Peygamber Efendimiz (asm), yaşayan Kur’an idi. İşte bunu bilen Müslümanlar da Peygamber Efendimiz’e (asm) benzemeyi hayatlarının gayesi bilirlerdi. Müslüman erkekler ve Müslüman kadınlar güzel ahlak nümûnesi idiler. Müslüman hanımlar hayâ timsali idiler. O Müslüman hanımlar ki kendilerine en büyük süs olarak iffeti ve hayâyı seçmişlerdi. Nâmahreme gözükmez, evinden çarşıya çıktığında çarşafa ve peçeye bürünür, nâmahremlerin nazarında dikkat çekmemeye çalışırdı.
Şeytanın uşakları olan o zındıka komitesi, medya, moda, televizyon, internet, sinema, tiyatro, müzik vs. ile Müslüman hanımlara ve erkeklere hücum etmeye başladı. Güzel ahlak kalesini yıkmaya, hayâ duygusunu öldürmeye çalıştı. Müslüman hanımlar parmaklarının ucunu bile göstermekten hayâ ederken, onlar filmlerde kadınların en mahrem yerlerini göstermeye başladılar. Zina, en büyük günah iken filmlerde utanmaksızın zina sahnelerini gösterdiler. Çıplaklığın adına medeniyet dediler. Filmlerde haremlik-selamlığı ortadan kaldırdılar. Böyle böyle hayâ duygusunu bıçakla doğrarcasına paramparça ettiler. Güzel ahlak nâmına ne varsa yok ettiler. Avrupa’nın pespaye, rezil, kokuşmuş ahlakını bize monte ettiler.Bakınız, Doğu Türkistan’da Müslümanlara Firavun’un yaptığından daha korkunç şekilde köle muâmelesi yapılıyor. Müslümanlar seyrediyor. Filistin’de Müslümanlar esir vaziyette yaşıyor. İsrail zulüm üstüne zulüm yapıyor, Müslümanlar seyrediyor. Irak’ta, Suriye’de, Yemen’de yüz binlerce, milyonlarca Müslüman öldürülüyor, Müslümanlar seyrediyor. Bağdat, Halep, İdlib, Hama, Humus, Gazze ve onlarca İslâm şehri viraneye çevriliyor, Müslümanlar durup seyrediyor. Peki bu umursamazlığın, vurdumduymazlığın sebebi ne? Güzel ahlak ve hayâyı kaybettik. Güzel ahlakın başında cihad etmek, salâbet-i diniye sahibi olmak, gayretli olmak gelir.