Öyle günlerden geçiyoruz ki; bildiğimiz bütün doğruları bütün yanlışları birbirine karıştırmak istiyorlar. Her şey birbirine karışsın ki unutulsunlar. Bildiklerimiz, anlatacaklarımız şüphe altında! Böyle olsun istiyorlar; Herkes birbirinden şüphe etsin!Kimse birbirine güvenmesin,yan yana gelmesin,sevmesin, yalnız kalsın,yapayalnız! Öyle bir dönemden geçiyoruz ki bu dönemden geçmek ‘cesaret’ ister! Tarih yeni bir dönemeçte, savrulmamak için birbirine sıkı tutunmalı. Her an söyleyecek, yapacak bir ‘şeyin’ olmalı. Haydi diyorum, bir türkü patlat arkasından bir şarkı, sesini yükselt! Haydi,biraz gül, biraz bağır. Yoksa, bu öfke geçmez. Haydi, biraz yumruğunu sık havaya kaldır.Yanında birileri varmış gibi omzunu öbürünün omzuna değdir. Haydi dik dur, başını yukarı kaldır karnını içeri çek! Haydi diyorum, dünden daha erken uyan, kuşların sesine karışsın sesin, güneşin doğuşunu izle, rüzgarın hışırtısına bırak kendini, ağaçların sallanışına ayak uydur, devrilme sakın! Haydi. Haydi, biraz umut devşir; Bir karıncayı izle, yeni açılan bir çiçek bul, çiçekten meyveye dönüşmüş meyvesini büyüten bir ağacın altında otur, uğur böceğinin arayışına eşlik et, karıncanın telaşına bak! Yağmur yüklü bir buluta çık, sularını nasıl boşaltıyor. İn aşağıya yağmurun altında dur! Islan biraz, uslan! Haydi, biraz Deniz kokusu çek, dalgaların sesine kapıl, şu tek motorlu balıkçı teknesinin pat pat sesinde kaybol,güneşi batır, ellerinle denizin sularına. Yarına hazırlan! Ellerin ıslak kalsın, Deniz koksun. Haydi, bütün kötülükleri unut, bütün savaşları, bütün kavgaları, bütün işlenmiş cinayetleri, bütün iktidarları; küçüğünü büyüğünü, unut! Unutma! Haydi, biraz yola düş, düş kur, dilek tut, hayal kur, güzel şeyler düşün, düşme sakın, sakın düşme! Haydi, şu aklına gelipte unuttuğun şeyi bulmaya çalış! Bir anda gelipte kaybolan ‘neydi o’, dedirten! Bulmaya çalış onu, bul! Konuştuğun dili unut, dışardan gelen sesleri duyma, her şeyi görme, herkesi anlama sessiz ol sessiz, sus! Haydi, şu Ormanın derinliklerine dal, bir şey arıyormuş gibi yap, arama! Bulmuş gibi yap bulma. Otların üzerinde gezin, onlara basma! Haydi, bir şey yap, bir şey dene, bir şey ara, bir şey bul! Bekleme, bekleyenlere git geldim de, hadi de! Moral getirdim size de! Yoksa, deli eder seni bu düzen bu düzensizlik, bu ast üst oluş bu hiyerarşi, bu disiplin bu disiplinsizlik, bu kaygı ,bu değişim bu değişmeyen şeyler, bu zırtapoz! Haydi, bir şey yap moral olsun. Tarih tekrar etmez, tarihi ‘geri götüren’ yaptığın şeylerin yanlışlığıdır. Haydi! Haydi, Tarih seninle başlamadı seninle bitmez! Bir insan bir insana her şeye rağmen umut verebilir! Umut! Haydi, yazıyı bitir, Turgut'a gönder. Daha ‘baskıya’ girecek. Haydi, söylenen her söz eksik kalır. Yazılan her yazı yarımdır. Haydi, hızlan biraz!