?>

İslâm Dinarı

Burhan Bozgeyik

3 yıl önce

Ülkemizdeki ekonomik gelişmeler herkesin gündeminde. Biz de elbette bu konuya bîgane kalamayız. Gelişmelerle ilgili yapılan yorumlara bakıyorum, çoğu sade suya tirit nevinden laflar. İşin temeline inen pek az. Konu ekonomi, ama iş gelip sisteme dayanıyor. Ekonomiyle sistemin ne ilgisi var, diyenler daha ilk safhada elenmiş kimselerdir. Zira ekonomi ile sistem etle tırnak gibidir. Birbirinden ayrılmaz. Faizin temel esas olduğu bir ekonomik sistemde, temel düşünce; “Sen çalış, ben yiyeyim!” esasına dayanır. Güzel geçimin temeli olan üretim ve iktisat o sistemin gündeminde yoktur. O faizli ekonomik sistem, üretimi düşünmeden bol harcamaya, borçlanmaya dayanır. Kredi hazırdır. “Kredi al, harca! Bana faiziyle öde!” denir.

Faizli ekonomik sistemin zıddı olan İslam’ın ekonomik modelinde; helal kazanç, alın teriyle kazanç, iktisat ve üretim esastır. Bu modelde para birimi “gerçek değerlere” dayanır. Altın ve diğer değerli madenler olarak karşılığı vardır. Faizli modelde olduğu gibi, para, karşılığı olmayan sahte para değildir. Bu para birimini merhum Erbakan Hocamız “İslâm Dinarı” olarak ifade etmişti. Bu para birimi bir dizi birbirine bağlı gelişmelerin ve bir sistemin ürünü olacaktı. Bu para biriminin altyapısı olarak D-8’ler kurulmuştu. Bunun açılımı “İslâm Birliği” demekti. Neticede 60 İslâm ülkesi birleşecekti. Birleşince ne olacaktı? 60 İslam ülkesi birbiriyle ticaretini güçlendirecek ve para birimi olarak İslâm Dinarı’nı kullanacaktı.

Şimdi bizim insanımız, “ Dolar 12 lira olmuş, 13 lira olmuş!” diye endişe ediyor. Niçin? Çünkü başta petrol olmak üzere yüzlerce kalem ürün dolarla ithal ediliyor. Bu da iğneden ipliğe her ürüne aksediyor. Şayet Erbakan Hocamızın para birimi modeli hayata geçmiş olsaydı, hemen hemen bütün alışverişler İslam Dinarı ile olacaktı. Zira neredeyse ihtiyaç duyulan bütün ürünler İslam ülkelerinde mevcuttu (petrol, doğalgaz, demir, çelik, otomobil, gıda maddeleri, vs.) Böyle olunca ne olacaktı? Doların artışı bu 60 İslâm ülkelerinde yaşayanların umurlarında bile olmayacaktı. İsterse dolar 100 lira olsun, kimin umurunda… Bu ülkelerde yaşayanlar belki de doları tuvalet kâğıdı olarak kullanacaklardı. Demirel’in meşhur bir sözü var; “Meseleyi mesele olmaktan çıkarırsanız, ortada mesele kalmaz!” diye. İşte dolar bu metotla mesele olmaktan çıkarılınca ortada “dolar canavarı” kalmayacaktı. Ancak nice insan merhum Erbakan Hoca’nın bu projesini anlayamadı. Merhum Hocamız, “Beni anladığınız zaman korkarım ki dövecek diziniz olmayacak” demişti. Şimdi başta iktidar mensupları olmak üzere herkes dövecek diz arıyor, ancak bulamıyor ya da yanlış reçeteler uyguluyor. “Türkî Cumhuriyetler Birliği” diye. Aksakalların lideri sabık Başbakan, “ Rusya ve Çin de bu birliğe katılacak” diyor. Ne diyelim… En azından şunu diyelim: “Beyefendi, elinizin altında kurulmuş D-8’ler diye bir hazine varken, bu hazineyi niçin toprağa gömdünüz? Niçin İslam Dinarı projesi üzerinde çalışmadınız? Niçin bu ülke insanını ve dolayısıyla bütün İslâm ülkelerini dolara mahkûm bıraktınız?

Bu ülke insanının her meselede olduğu gibi ekonomi meselesinde de ümitsiz olmasına gerek yok. Cenab-ı Hak, bize öylesine bol imkânlar vermiş ki, gerektiği şekilde değerlendirsek bize de, yedi sülalemize de yeter. Rabbim bize iki tane dünyanın en stratejik boğazını ihsan buyurmuş (Buradan tek kuruş gelir elde edemeyişimiz ayrı bir konu. Bu konuyu da artık enine boyuna düşünmeliyiz). Dünyanın en mümbit arazileri bizde, akarsular bizde, bor ve toryum gibi dünyanın en gözde madenleri bizde. Petrol rezervi bizde. İpek yolunun tam da göbeğinde bulunuyoruz. Yani Asya, Avrupa ticaret yolunun üzerindeyiz. Ziraatı ve hayvancılığı gereği gibi yapsak, hem bize, hem yedi düvele yeter. Yapılacak iş üretime ağırlık vermek (Merhum Erbakan Hocamız her iktidar ortağı olduğunda onlarca fabrika temeli atmış, on binlerce insanımıza iş imkânı sağlamıştı.), israfı önlemek, iktisadı esas almak (İktisat eden maişetçe bir sıkıntı çekmez. Bu tecrübe edilmiş bir gerçektir).

Böylesine bir ülkede ekonomik krizden, sıkıntıdan bahsediliyorsa, suçu kimde aramak lazım? Bugünlerde kara kara düşünen insanlarımızın yüreğine cidden su serpmek isterim. İnanın çözüm basit, ümitsiz olmaya gerek yok. Mesela zorba paraya “Bana ne dolardan!” diyebilsek problemin yarısını çözmüşüz demektir. Düşmesini bırakın, “yerin dibine batsın faiz!” diyebilsek, inanın problemin tamamı çözülmeye yaklaşır. Geriye kolları sıvayıp geceli gündüzlü çalışmaya kalıyor. Onu da bu millet yapar… 

YAZARIN DİĞER YAZILARI