?>

İSRAF-LİYAKATSİZLİK-ÇÜRÜMÜŞLÜK

Abdullah Yeniekinci

10 ay önce

Yaklaşan 31 Mart yerel seçimleri öncesi bütün siyasi partiler artık ellerinde olan, yalan, dolan, hayal satma ne varsa bütün kozlarını oynuyorlar.

Tek amaç makamı kapıp ranta kavuşma.

Sokaklar adaydan geçilmiyor.

Bilmem kaç partinin bilmem 81 ilin 922 ilçesinin 394 beldesinden binlerce aday paraları adeta seçim kazanacağım havasıyla sokaklara saçıyor.

İsraf diz boyu,

savurganlık diz boyu,

çarşaf çarşaf afişler,

billboardlarda sahneye çıkacak havasında manken edasıyla poz vermiş adaylar.

Ülke bu haldeyken adeta bütün partilerin ve adaylarının gözü dönmüşçesine kilitlendikleri tek nokta başkanlığı kazanmak.

Peki, kazanınca ne olacak.

Somut bir tane proje üreten parti var mı?

İnsanları yokluktan yoksulluktan,

Dar boğazdan kurtarabilecek,

Elle tutulur gözle görülür somut bir çözümleri var mı?

Elbette Yok…!

Bakıyorsunuz arkalarına taktıkları birkaç menfaat odaklı adayım kazanırsa bilmem nereye beni müdür atayacak,

Amir atayacak,

Makam verecek beklentisiyle kişilerle sokak çarşı pazar geziyorlar.

Vatandaş hayat mücadelesinden hiçbir şeyi görmez halde iken,

Vatandaşa sordukları sorular hep birbirinin benzeri sorular

“Nasılsın”,

“İşler Nasıl”,

“Hayatınızdan memnun musunuz”

Adeta dalga geçer sorular yöneltiyorlar,

Halkta zaten canından bezmiş vaziyette gaza geliyor açıyor ağzını yumuyor gözünü karşı tarafa. Bu elbette sevgili adayımızın hoşuna geliyor,

Merak etmeyin merak etmeyin

Allah’ın izniyle biz gelince bütün sorunları çözeceğiz.

Vatandaş da inşallah diyor alkış tufan kıyamet ve ayrılıyorlar şov sahnesinden.

Hiçbir vatandaşta anlat bakalım nasıl çözeceksin,

Somut olan projelerin nedir,

Aklın bilimin rehberliğinde halkın huzurunu, geleceğini nasıl rahata kavuşturacaksın demiyor diyemiyor.

Zaten birkaç diyen vatandaşta anında provokotör denilerek susturuluyor. Sevgili başkan adaylarımız “ecek-acak” larla seçim sürecini yürüyorlar. Olan yine garip guraba fakir halka oluyor.

Meydanlarda gezen adaylara bakıyorsunuz,

O ötekine sallıyor, öteki berikine,

Sanırsınız sidik yarıştırma arenası.

Çözüm sunan yok, üretken noktada memlekete katkı sunacağım benim şöyle şöyle projelerim var finansman kaynağını da şu şekilde sağlayacağız diye proje ortaya koyan yok,

zaten öyle bir dertleri de yok.

Genel başkanlarına itaat etmiş adaylardan geçilmiyor ortalık.

Değerli dostlarım işin özü israf ekonomisini bitirmedikçe bu ülke asla düzelmez.

Üretim ekonomisine geçilmedikçe bu ülke düzelmez.

Seçim sürecinde yüz milyonlarca lira,

Binlerce aday tarafından çöpe atılıyor.

Madem bu kadar paranız var,

Her bir aday yoksul birkaç vatandaşa yanında aş imkanı sunsa,

İnan ülkenin işsizlik sorunu %30-40 azalır.

Böyle bir kaygı taşıyan aday var mı sizce?

Asla…

Normal şartlarda bir vatandaş iş ihtiyacım var,

tedavi ihtiyacım var diye kapısına gitse,

Özel korumaları kapıdan içeri almazlar.

Sadece kameralar karşısında en iyi hayırsever başkandırlar, adaydırlar.

Sözün kısası değerli dostlar ülke hiç iyiye gitmiyor.

Cüzdan ile vicdan arasına sıkıştırılmış durumda.

Halka, aynı liyakatsiz yüzleri yıllarca görmekten gına geldi.

Ama maalesef siyaset,

Bizim ülke siyaseti meslek edinmiş siyasi baronlar için,

Bir geçim kapısı,

Rant kapısı olarak görülüyor.

Liyakatli olmanıza gerek yok,

İtaat et makam kap,

İtaat et rant kap,

İtaat et başkanlığı kap anlayışı on yıllardan beri devam eden bir hastalık haline geldi adeta. Üniversite mezunu yüzbinlerce genç işsiz,

Öğretmen atama bekliyor,

Yetişen doktorlar ülkede kendini güvence de hissetmiyor yurt dışına gidiyor.

Milyonlarca açlık sınırı altında yaşam savaşı veren halk geleceğinden artık umudunu kesmiş durumda.

Çiftçi perişan, tarım ve hayvancılık yok edilmiş durumda adeta.

İğneden ipliğe neredeyse dışardan ithal eden bir ülke durumuna getirilmiş bir Türkiye yaratıldı ne yazık ki.

Yazık değil mi bu ülkeye, bu millete.

Seçilecek adaylara naçizane tavsiyem bari bu defa halkın yanında olun.

Bari bu defa halkı önceliğinize oturtun.

Seçimden seçime sadece oy deposu olarak görme hastalığından bari bu defa kurtarın kendirinizi.

Şehirler nefes alınacak halde değil,

Rant için gözü dönmüş betonlaşmalara, hava kirliliğine, gürültü kirliliğine,

Bunlarla ilgili bari bu defa gerçekten liyakat ön planda olsun ve somut çözümler üretin.

Hepimizin hayali çürümüşlüğün, liyakatsizliğin ve israfın son bulduğu bir Türkiye’de huzurlu bir şekilde yaşamak.

Hepimizin hayali, adaletin tesis edildiği insan haklarının ön planda tutulduğu geleceğine huzur, güven ve mutlu bir şekilde bakan bir Türkiye’de yaşamak.

Bunları yapacakta sizleri temsilci olarak seçtikleri sizlersiniz ey memleketin yönetimlerine talip olan sevgili adaylar.

Sevgi ve Saygılarımla…

YAZARIN DİĞER YAZILARI