İstanbul’da otururken (yaklaşık 33 yıl) sılâ-i rahim için memleketimiz olan Gaziantep’e gidiyorduk. Yaklaşık 14 yıldır (2008’den bu yana) devran tersine döndü, bu defa sıla-i rahim için memleketten ikinci memleketimiz olan İstanbul’a gidiyoruz. Bu sene de öyle oldu. Gittik, ancak bu sene İstanbulluları pek düşünceli bulduk. Gazetecilik tâbiriyle İstanbul’un hallerini bir manşetle özetle dense, “Geçim sıkıntısı” derim. İstanbul’da hayat “ateş pahası…”
Buyurun bazı rakamlar vereyim. Eminim sizler de bana hak verirsiniz: Ev kiraları ortalama 6-7 bin lira civarında (Güngören ve Bahçelievler için) bazı evlerin kirası daha yüksek, 10 bin lira civarında olanlar da var. Onlar bahsimizden hariç. Bodrum gibi yerlerin bile kirası 4.500 liradan başlıyor.
Sebzelerin, meyvelerin yanına yaklaşılmıyor. Manavlar sanki kuyumcu vitrini mübarek. İşte 22.9.2022 tarihinde not ettiğim bazı rakamlar: Siyah incir 24,99 (Şu küsuratlı rakamlara da gıcık olmaya başladım. 25 lira de! Bu ne oluyor? Sanki bir kuruşu verecek misin? Müşteri kandırmacanın bir başka tarzı… Her neyse bu da ayrı bir konu.) Nerde kalmıştık; soğan 11,99, patates 7,99, maydanoz 3,99, pembe domates 26,99, çeri domates 26,99, çekirdeksiz üzüm 15,99, müşküle üzüm 19,95, şeftali 17,99, muz 49,99, elma 17,99, kavun 14,99, karpuz 4,99… Ekmek 5 lira (Halk Ekmek 3 lira), hamsi 75 lira. Palamut tanesi 60 TL (irisi). Haydi ağzımızı tatlandıralım derseniz, 3 dilim kare baklava 80 lira. (Buna özel bir yazı yazacağım. Bekleyiniz…)
İstanbullu ev kirasını mı düşünsün, mutfak masraflarını mı, yol masraflarını mı?.. Çocukların okul masrafları, sağlık, vs. giderleri ayrı bir konu. Elektrik, su, telefon, internet harcamaları ikinci bir kira gibi. Kış kapıda, bakalım doğal gaz faturaları, elektrik faturaları nasıl gelecek?
Bir İstanbullu için “ulaşım masrafı” bel bükmeye başlamış. İşte rakamlar. Minibüs ücreti indi-bindi 5,25, bazı hatlarda 6, 7, hatta 10 TL ödeniyor. Taksi en kısa ücret 28 TL. Yakın mesafelere 40-50 TL ile gidiliyor. (Taksiciler adamı gözünden tanıyor. Yakın mesafe yolcularına durmuyor. 40-45 dakika taksi beklediğimiz oldu.)
Ulaşım giderleri için rakamlar vermeye devam edelim: Belediye otobüsü için tam akbil 7,67, öğrenci 3,74… Metrobüs: En kısa mesafe tam bilet 5,49, en uzun 11,38. (En uzun mesafe ücreti ödemek istemiyorsanız, indiğiniz durakta bulunan cihazda kartınızı okutacaksınız.) Marmaray: En kısa 7,67, tam parkur 16,97. (Burada da indiğiniz durakta kartınızı okutmalısınız.)
İstanbul’da bir semtten başka bir semte tek vasıta ile gitmek çok zor. Diyelim Güngören’den Çamlıca’ya gideceksiniz. Bunun için tramvayla Eminönü’ne gelmeniz lazım. Oradan vapurla Üsküdar’a geçeceksiniz. Üsküdar’dan ya otobüse ya minibüse bineceksiniz. Bunun için bir kişinin ortalama ulaşım harcaması 20 TL. Bir de bunun dönüşü var. Ne yaptı, 40 TL. Bir simit yedi, bir bardak çay içtiyse 13 lira daha. Etti mi 53 lira. (Kız Kulesi karşısında Salacak’ta kır kahvesi gibi bir yerde ufacık bardak çayın fiyatı 8 lira idi.) İki kişi iseniz en az 100 lirayı gözden çıkaracaksınız.
Rakamlarla daha fazla kafanızı şişirmeyelim. İstanbul’da durum, vaziyet aşağı yukarı böyle… İstanbulluya bir dokun, bin ah işit! Tramvayda yanınızdakine bir selam ver, “Nasılsın, iyi misin, halin nicedir?” de bakalım, sana neler anlatacak?
Gazetecilik bizim damarlarımıza işlemiş. Adam sarrafı olmuşuz. Adamın suratından ne mal olduğunu anladığımız gibi, duruşundan, tavrından hal ve gidişatını tahmin edebiliyoruz. Bu gidişimde İstanbulluları pek durgun, pek düşünceli gördüm. Öylesine ki, kaç defa vapura bindim, martılara simit atan bir Allah’ın kulunu göremedim. Olan bizim martılara oldu. Oysa eskiden herkes martılara simit atmada yarışırdı. Yolcular da martıların simidi havada kapmalarını zevkle seyrederlerdi. Şimdi İstanbullular, martılar görmesin diye simidi de gizli gizli yiyor…