Siyasi hükümetin iktidar sahiplerinin doların yükselmesine ve bazı düşüş emarelerine katkıları şüphe kaldırmaz. Bir gece de aniden zengin olanlar, zenginliğine zenginlik katanlar ile bir ekmek alabilmek için kilometrelerce yaya yürüyerek, 1 TL olan Belediye tanzim ekmek satış noktalarından ekmek almaya çalışanların ortak vatanıdır, ülkemiz...
Fakir daha fakir, zengin ise anlık daha zenginleşirken, halen ülke geneline yayılmış umutsuzluk ve karamsarlık, geçim derdi hakimdir. İşte tam da bu zamanda bizler aydın, çağdaş, laik gazeteci ve yazarlar olarak, halkın önünü açmamız gereklidir. Peki ne yapmalıyız! ???
Sistemi tanıyoruz. Sistemi tanıyor isek, bu düzenin değişmesi gerekli... Başarırmıyız? Elbette başarırız...!!!
Muhalefet partileri üç maddelik bir manifesto yayınlayacak sonrası halk ile bütünleşerek çok büyük katılımlı "Yeter artık! Söz milletin!" adlı zamanında demokrat parti sloganı olan sloganla, sahaya inecek ve herşey mitinglerde gün yüzüne çıkartılacak...
Sonrası muhalif partiler tek tek Sine-i Millete dönecek. İşte bam teli burası. Bunun cevabı muhalif parti liderlerinde... Halkın geniş spektrumlu katılımı ancak desteği gerçek demokrasi olan ülkeler de böyle olur- !
Latin bir çok Amerika ülkesi bu metodları hep uygulamış ve kazanmıştır. En son örneği Şili'dir!... Aydınlık için, açlık ve işsizlik beraber yürür siyaset asfaltında! Aydınlanma ve işsizlik açlık birbirini dengeleyemiyorsa. Sorun korku duvarlarını yıkmaktı,r ya da yıkamamaktır!
Medeni cesaret her zaman asildir! Halk bir çaresini bulur. Paylaşım içgüdüsü çoğunluğa iter... Aslında kimse yalnız değildir. Çünkü zihniyet yalnızlığı bu ülkeye çok zarar vermiştir. 1938 Ulu önderin vefatı sonrasına kadar dayanır! 1940 -1950 ve sonrası sugüne ışıktır! O ışık gözünün içine bakan "Bursa nutkudur! Gençliğe hitabedir!"
Sistemsel çarpıklıklar en sonun da dişlileri dağıtır! O sistemsel çarpıklığın yedeği de yoktur! Bu sebeple korkudan iktidar sahipleri bu düzene sıkı sıkı sarılıp, aslında düşmemek üzerine günlük siyasi kurtarma projesindedir! Bize günlük değil gelecek 40 yılımızı garanti altına alacak siyasi çözümler ve mekanizmalar gereklidir!
Temel dinamik ve ahlaki durum "Halktır!" mevcut azınlık genele hükmedemez! Halk sessiz de olsa bu doğanın ve evrenin işleyişine aykırıdır! Şimdi halk kormamaktadır! Peki çözüm nerede !...???
Çözüm tam önümüzde masada !!!... Dile getirilemeyen herşey... Sabırla beklenen.... Beklenen er ya da geç gelir ! Doğru soru şu; "Ülkemizi bu karabasan dan kurtarcakmıyız ? Kurtarmayacakmıyız????...