YANDI YÜREKLER YANDI
YAĞAN KAR İLE SÖNMEZ
MİLYONLAR BİR AĞIZDAN
DİYOR ŞEHİTLER ÖLMEZ.
Meclisinde, milli eğitiminde, resmi dairelerinde PKK yanlısı barındıran ve bu hainlere maaş ödeyen, başka bir ülke bulamazsınız. Fetö operasyonlarında kişinin dersane veya yurt kaydı çıkmış diye operasyon yapılıyorsa, PKK ve HDP Ve DEM'İn üyeleri ve oy verenleri, sözlü ve maddi destekçileri de aynı operasyona tabi tutulmalıdırlar.
Adam devletin Meclisinde, belediyesinde milli eğitiminde ve kurumlarında pkk sempatizanlığını teşvik edecek, propagandasını yapacak, ancak dülmanlığını yaptığı, yıkmaya çalıştığı devletten de tıkır tıkır maaşını alacak, emekli olacak. Örgüte para yardımı yapacak. Vallahi böyle bir devlete rastlamak çok zordur. Osmanlı'yı aynen bu metod ile içerideki hainler yıktılar. Tarih tekerrür ediyorsa bir hata var demektir. Tarihten biraz ders alalım. YA SEV YA TER ET demek farz oldu.
1970'li yıllarda, sözde Kürt Milliyetçisi olarak kendini gizleyen Ermeni militanlar, Sosyalis Kürt solu adı ile Türk Solunun kanatları altında saklanarak büyüdüler. Bu nedenle Türk solu, Ermeni Kürt solunun düşman tarifi içerisine girince Atatürkçü olduklarını hatırladılar. Ama bir kere tavşan yamaca geçti. Şimdi Türk solu yarattığı putu yiyemez oldu. Çünkü Ermeni Kürt Solu büyüdü artık.
Atatürk'ün partisinin suçu hiç affedilemez. Siyasi tarihin yüzkarası bir iş yaptılar. İlk defa Pkk'yı meclise taşıyıp siyasallaştırdılar.
1973 yılında faaliyete başlayan PKK tarafından kurulan ilk parti HEP (Halkın Emek Partisi), 5 Eylül 1991 yılında Erdal İnönü'nün Genel Başkanı olduğu SHP ile ittifak kurdular. Uzun yıllar barajı aşamayan HEP, SHP ve Erdal İnönü sayesinde ilk defa meclise taşındılar ve ilk defa siyasallaştılar. Burada Pkk'nın partisi kuruluncaya kadar Ermeni Kürt Solu, SHP ve CHP nin içinde saklanarak büyüdüler. Sonra korkak dindar Pkk'lılar MSP, RP ve Anapın içerisinde palazlandılar. Cesur olan Pkk'lılar HEP'i kurdular. O gün bugündür, SHP sayesinde meclise giren HEP milletvekillerinin tamamının bir dönem Filistin'de ve Kandil'de eğitim gördüklerini, asker ve polislerimizin katilleri olduklarını görüyoruz.
BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş'ın dahi kandilde eğitim gördüğüne dair resim ve belgeleri vardır. Vuran mı yiğit, vur diyen mi? İşte vuranlar piyon, tetikçi olup asıl vur diyenler meclite çatır çatır Türkiye Cunhuriyeti'nden maaş alıyorlar. Bu nedenle mehmetçiğimizin, polisimizin katilleri sadece dağda değil mecliste aranmalıdır. Mhp'nin dışında bütün partilerde gizlenmiş katiller vardır. Bütün partilerde pkk yı cesaretlendirici ve destekleyici konuşma yapan milletvekillerinin dokunulmazlıkları kaldırılmalı ve hapse atılarak idam edilmelidirler.
Terör ile mücadele çok yönlü olmalıdır. Dağdaki tetikçiler ile savaşırken, sivilde destek veren, propaganda yapan siyasetçi, milletvekili, seçmen, öğretmen, memur, kamu görevlisi, işçi sendikacı ayrıd edilmeksizin tutuklanmalıdırlar. Başka türlü mücedele olmaz, şehit cenazeleri gelmeye devam eder. Artık "bu tavşana kaç tazıya tut" oyunundan bıktık, şehit cenazeleri geldikçe yüreğimiz kan ağlıyor. Yetkililerden köklü çözüm istiyoruz.