Değerli okurlarım son günlerde ortaya atılan çok farklı bilgiler insana acaba?
Sorusunu sordurmuyor değil!
Nedir bu acaba sorusu?
Biliyoruz ki küresel baronlar dönem dönem;
Kah gıda üzerinden,
Kah sağlık üzerinden,
Kah silah pazarı üzerinden,
Kah petrol piyasası üzerinden bu şekilde bir algı ile;
Dünya siyasetine,
Silah piyasasına,
Petrol piyasasına,
Gıda piyasasına,
Sağlık sektörüne yön verirler.
Bu nu defalarca yaşamış ve şahit olmuş dünya coğrafyasındaki insanlar olarak hepimiz biliyoruz.
Somut örneğini yakın Ortadoğu savaşlarında görmedik mi?
Irak-İran savaşlarında yüz binlerce masum insan katledildi,
Irak’ın işgalinde yüz binlerce sivil insan katledilmedi mi?
Libya, Mısır, Ürdün, Afganistan…. ve daha niceleri!
Sağlık sektöründe yaşanmadı mı?
Yok kuş gribi,
Yok Pars,
Yok Mars
Yok deli dana vs vs…
İlaç baronları algı imparatorluğu yaptıktan sonra piyasaya tak aşı bulundu hastalık bitti deyip insanları sömürmüyor mu?
Bu ve bunun gibiler hep küresel sermayenin kurgulamış olduğu oyunlar sonucunda meydana gelmedi mi?
Daha sonraları çıkıp itiraf etmediler mi küresel gücün tetikçi uşakları.
Evet değerli okurlarım,
Son günlerde yaşadığımız bu korona virüs salgınında da böyle bir oyun kurgulanıyor gibi burnuma kötü kokular gelmeye başladı.
Hiçbir ülkede hiçbir somut bilgi yok.
Resmi olarak açıklanan rakamlar gerçekleri yansıtmıyor.
İşin üzücü tarafı ise halka hiçbir şekilde inandırıcı gelmiyor açıklanan rakamlar.
En son ABD’de ortaya atılan ve halkın sokaklara çıkmasına neden olan iddaa da bunları doğrular nitelikte.
Kalp krizinden vefat eden veya farklı rahatsızlıktan ötürü vefat eden hastaları,
Algı imparatorluğu yaratmak için ölüm nedenleri olarak korona virüsten hayatını kaybetti teşhisi konulması,
Hem düşündürücü,
Hem şüphelerimizi doğrular nitelikte.
Bu Türkiye de geçerli bir durum,
Birçok ölüm vakasına farklı ölüm teşhisleri konulmak suretiyle bazı gerçekler saptırılmaya çalışılıyor.
İnşallah insan sağlığı üzerinden kirli oyunlar oynanmıyordur.
Kurgulanmış olan senaryo,
Yaşanan kriz,
Küresel üretimin temel ilkelerini şimdiden sarstı,
Küresel tedarik zincirinde sorunlar yaşanmaya başladı.
Hükümetler şirketleri,
Çok aşamalı,
Çok ülkeli tedarik zincirlerini yeniden değerlendirmeye zorluyor.
Ortaya çıkan ekonomik hasar ve toplumsal çöküş,
Milliyetçiliğe,
Büyük güç rekabetine,
Stratejik ayrışmaya neden olacak.
Uzun vadede,
İşletmelerin kapanması ve işsizliğin artması küresel büyümenin düşmesine neden olacak.
Uluslararası sistem de büyük bir baskı altında kalacak.
Ülkelerin kendi içerisinde yaşanacak istikrarsızlık çatışmalara neden olacak, otoriter eğilimler güç kazanacak.
Biz bunlara inanmak istemiyoruz,
Ama ülke olarak da dikkatli olmak zorundayız.