?>

“Küstah Müslüman” Üretme Projesi

Burhan Bozgeyik

6 yıl önce

Müslüman, kısaca, “Allah’a teslim olan” demek. Allah-u Azimüşşân ki; bu kâinatı ve içerisindekileri yaratandır. Tekvinî ve teklifî kanunları koyandır. Hayatı ve ölümü yaratandır. İnsanlar ve mevcudat öldükten sonra onları diriltecek olandır. Kıyametten sonra haşir meydanında bütün mevcudatı toplayacak olandır. Ondan sonra ebedî hayatı başlatacak olandır. Bu dünya imtihanında kendisine iman edenleri ve teslim olanları cennete, inanmayanları, başkaldıranları cehenneme koyacak olandır.

Allah-u Azimüşşân’a karşı ilk başkaldıran mahlûk, şeytan olmuştur. Daha sonra şeytanın yolunu takip eden insî şeytanlar, Allah’a başkaldırdılar. Allah-u Azimüşşân da insanlara, “Allah’a itaat etme dersini vermek” üzere peygamberlerini gönderdi. Bazı peygamberlere kitap ve suhûf verdi. Hz. Âdem Aleyhisselam’dan bu yana bu mücadele devam edegeldi.

 

20. asrın başlarında şeytanın şakirtleri olan zındıka komitesi bir proje geliştirdi. Bu projeye kısaca, “Küstah Müslüman üretme projesi” diyebiliriz. Gerçek Müslümanları Hıristiyan ve Yahudi, ya da Ateist yapmak çok müşkildi. Ancak Müslüman’ı “küstahlaştırmak”, zor da olsa mümkündü. Bunun için grupların içerisine adamlar soktular, eğitim müesseseleri icat ettiler. Medyayı, sosyal medyayı kullandılar. Güzelce yetiştirdikleri elemanları titr sahibi yaptılar. Onları birer dilli düdük olarak yetiştirdiler.

Projede tahribata sahabelerden başladılar. Sahabelere dil uzattılar. Sonra mezhep imamları müçtehitlere dil uzattılar. Sonra sıra hadis-i şeriflere geldi. Hadisleri tartışmaya açtılar. Ondan sonra sıra Kur’an-ı Kerim’e geldi. İçlerinde ahmak olanlar zamansız öten horoz gibi foyalarını meydana koydu ve “Şu kadar ayetin hükmü geçmiştir!” dedi.

Osmanlı Devleti, mahkemede, mekteplerde, içtimaî hayatta Şeriat-ı Garrâ-yıMuhammediye’yi tatbik eden son İslâm devleti idi. Bu devleti ortadan kaldırdıktan sonra, Allah’ın hükümlerini tatbik eden devlet kalmadı. O zındıka komitesi bununla da yetinmedi. Hedefini büyüttü. Allah-u Teâlâ’nın bütün hükümlerini tartışmaya açtı. Spor yorumcularının maç kritiği yapması gibi, daha abdest almasını bilmeyen ve çok afedersiniz çakıldaklı küstahlar, Allah’ın hükümleri hakkında ileri geri konuşmaya başladı. Hedef şuydu: Müslümanları Allah’ın dini olan İslâmiyet’ten bir milim olsun saptırmak… Bunda muvaffak oldukları takdirde gerisi gelecekti…

Oysa Müslüman, “teslim olmuş” demekti. Kime? Allah-u Teâlâya, Allah’ın kitabı olan Kur’ân-ı Azimüşşan’a, Peygamber Efendimize (a.s.m.), Hazret-i Peygamber’in (a.s.m.) sünnet-i seniyyesine… Bütün müçtehidiler, bütün evliya, bütün asfiyâ, bütün ulemâ bu temel esaslar çerçevesinde Allah’ın rızasını arayan zevat-ı Âliyedir. Allah onlardan razı olsun.

Sahabe-i kiram, Müslüman olduğunda, kendi aklındakini, fikrindekini silip attı. Allah ve Resulü ne emretmişse, baş göz üstüne dedi. Hazret-i Peygamberi “1” olarak kabul etti. Onun yanına bir “sıfır” olarak geldi. Böylece önce 10, sonra 100, sonra 1000, sonra 10.000, derken “1” in önüne 40 sıfır konulunca ortaya çıkan değere ulaştılar. İşte o 40 sahabe temel oldu. 40 sahabe 40 senede 40 devleti mağlup etti. (Biz, ‘40 Sahabe 40 Senede 40 Devleti Nasıl Mağlup Etti’ kitabımızda bunu belgeleriyle ortaya koyduk.)

Bir sahabe, tabiinden gençlerin olduğu bir kervanla giderken, bir genç, oruçla ilgili bir mesele sormuştu. Sahabe şöyle dedi: “Biz Resul-i Ekrem (a.s.m.) zamanında şöyle yapardık.” Genç şöyle dedi: “Şöyle de olsa olmaz mı?” Bunun üzerine sahabe-i kiram ellerini açarak şöyle dua etti: “Ya Rabbi, benim canımı al! Ben artık böyle bir dünyada yaşamak istemiyorum. Ben, Resul-i Ekrem (a.s.m.) zamanındaki uygulamayı söylüyorum, bu genç, onu kabul etmiyor, farklı bir şey söylüyor.”

Ey Müslüman kardeşler! Geliniz Allah’ın seçtiği ve beğendiği dine tam teslim olalım. Kur’an’a ve sünnet-i seniyyeye bağlanalım. Zındıka komitesinin, “Küstah Müslüman üretme projesini” sözlerimizle ve fiilimizle reddedelim. Yoksa âhirette çok pişman oluruz. Şaka değil, işin içinde ebedî cehennemlik olmak da var…

YAZARIN DİĞER YAZILARI