SAKIZ-Makız
CİKLET-MikletORUÇ-Moruç Meselesi.
Ben kendimi bildim bileli İHTİLAFLI olan ve MÜSLÜMANLAR arasında çok büyük kafa karışıklığına sebebiyet veren, gayet EHEMMİYYETLİ bi mevzuda DİB’de vazifeli PROFESÖR bi İMAM şöyle bi FETVÂ vermiş (meâlen):
“Önceden ÇİĞNENMİŞ SAKIZI, sonradan çiğnemek ORUCU BOZMAZ.”
Yani, ÖNCE çiğnendiği ve TEMİZLENMİŞ olduğu ve bu suretle de mideye bi şey GİRMİŞ sayılamayacağı ve bu vesileyle de vücuttan bi şey ÇIKMAYACAĞI için, bi şey yemiş gibi olmuyorsun ve ORUCUNA da bi şey olmamış oluyor.
Bilmem, izah edebildim mi ?Ve mesele tam olarak vuzuha kavuştu mu ?
Siz, mesele TAVAZZUH etti (yani açıklığa kavuştu gibi) zannedebilirsiniz ama, Bence HAYIIIRRR !
Mesele bööle BASİT olarak ele alınamaz. Bu mesele (bir Büyüğümüzün ifadesine benzer bi ifadeyle) "ÇOKOMELLİ" bi meseledir, Hocam.
Eninden-boyundan, altından-üstünden, sağından-solundan, solundan-sağından, önünden-arkasından ele alınıp en ince teferruatına kadar teemmül ve tefekkür etmek elzemdir. (Yani, “efradını câmi, ağyârını mâni” bi şekilde olmalıdır. Yani, meselenin dört bi tarafını içine alacak, gereksiz şeylere de yer vermeyecek şekilde olmalıdır)
Tıpkı, YSK’nın yaptığı OY sayımı gibi.
Unutmayın ki, “SORU sormak İLMİN YARISIDIR” Sorulmalı, soruşturulmalı ve öylece öğrenilmelidir.
Evvela şu tesbit edilmelidir:
SAKIZ (veya ciklet) dediğimiz ve ÇİĞNEDİĞİMİZ bi şey "GİREN" midir ?ÇİĞNENDİKTEN sonra AĞIZDAN çıkarıldığı zaman "ÇIKAN" mıdır ?
"ÇIKAN" tabiri sadece DÜBÜR'den (veya makattan) çıkan mıdır, yoksa, AĞIZ da bu tarife girer midir ?
Saniyen (yani, ikinci olarak); SAKIZIN hangi cinsi veya nasıl bi şekli orucu BOZAR olarak kabul edilmelidir ?
ÖNCE çiğnenmişi mi, yoksa SONRA çiğnenmiş olanı mı ?
Biz eskiden, “Arap Kızı MABEL” sakızlarını bilirdik. Ve bunu çiğnemeyi çok severdik.
Sonradan 70’li yıllarda DANDY marka (KÂFİR malı) sakızlar, (daha doğrusu CİKLETLER) piyasaya çıktı. Ahâlimiz bunları çok sevdi. Herkesin ağzında dolaşırdı ve dilinden de düşmezdi.
Salisen (yani üçüncü olarak); Bunu KİM çiğnemiş olmalıdır ?
Mesela, oruçluyken sakız çiğnemek istenmişse, bakkaldan alınan bi sakızı KİME çiğnetmek ve ondan sonra çiğnemek lazımdır veya daha EFDALDİR ?
İşte bu noktada karşımıza şu çıkmaktadır:Köydekilerin eline MABEL veya DANDY gibi sakızlar geçmediği için köylüler ve bilhassa köylü kadınlar KENGER sakızı çiğnerlerdi.Şimdikiler bunu bilmezler.
KENGER bitkisinin kökünün salgıladığı bembeyaz sıvıdan alınırdı ve ilk haliyle çok sert olduğu için YUMUŞATILMASINI temin bakımından önce çocuklara ÇİĞNETİLİR, biraz yumşadığı zaman da büyüklere verilirdi ve büyüklerimiz onu çiğner ve sonra (kadınlar kuşaklarının arasında) SAKLAR yine çiğnemeye devam ederlerdi ki, bu, günlerce sürerdi. Yani tabii ve KATKISIZ- katıksız olduğu için hiç ÇÜRÜMEZDİ. Ve KIYMETLİ bi madde olduğu için de, sıkı bi şekilde SAKLANIRDI.
Bu işin EZİYETLİ ve ZEVKSİZ kısmını (içlerinde benim de olduğum) çocuklar çekerdi. Yumşatmak için saatlerce çiğnemek kolay iş değildi ve çok yorucu olurdu. ÇENEMİZ düşerdi.
Aslında meselenin özünde şu yatmaktadır:
ÇARŞI sakızlarının heppisinde ŞEKER-Meker, BOYA-Moya, TADLANDIRICI-Matlandırıcı gibi bi çok sun’i madde ve malzeme bulunmaktadır ki, işte bunlar “GİREN” tabirine girmektedir. Ve bu yüzden mesele, ziyadesiyle EHEMMİYYET ihtiva etmektedir.
Bi ciklette, ORUCU bozacak kadar NE girmektedir veya bu GİREN, vücuda nasıl bi etki etmektedir ? DOYURUCU bi hâl yaratmakta mıdır veya böyle bi hâl ihtimal dahilinde midir ?
Bu itibarla, Bence, KENGER sakızı tamamen TABİİ olduğu ve yani, hiçbir KATIŞIĞI olmadığı için, ORUÇ tutan biri tarafından oruçluyken İLK defa çiğnense bile ORUCU BOZMAZ.Amma ve lâkin, BENİM bu kanaatim heç bi şey ifade etmez.
Bu fikrimin ULEMÂ tarafından da tasdiki veya bu mevzuda İSLÂM ÂLİMLERİNİN fikir beyan etmesi şarttır.
Görüyorsunuz ya mesele hemencecik anlaşılacak veya hemencecik izah edilmiş sayılacak bi mesele değildir.
Bu mevzuda bi ULEMÂ toplantısı yapılması lazımdır.Mesela, Nihat NAKİTOĞLU ve CÜBBELİ Ahmet Mahmut ÜNLÜ Hocaefendinin MODERATÖRLÜĞÜNDE bi şöhret sahibi ÂLİM İMAMLARLA toplantı yapmak elzemdir.
Şimdi, benim bu yazdıklarıma KIZACAKLAR veya bazı ATEYİSTLER tarafından SULANDIRACAKLAR çıkabilir.
Ben, bi çok mevzuda, DİN ÂLİMLERİ ve bilhassa MEZHEP kurucusu İMAMLAR tarafından çok HASSAS davranıldığını ve kılı kırk yararcasına fikir beyan ettiklerini bildiğim için bu mevzuda da ince düşünülmesini sağlamak amacıyla hareket etmekteyim.
Mesela bakın, bizim de mensubu olduğumuz ve “HAK MEZHEP” dediğimiz (ve hangisi kolayımıza geliyorsa birbirinin usul ve kaidelerine uymanın ve uygulamanın aykırılık yaratmış olmayacağı ve hepsinin de makbul ve muteber olarak kabul edildiği) 4 Mezhep İMAMLARI nelerle uğraşmışlar ve ne biçim neticelere ulaşmışlar (bi kaç örnek) :
1)TÜYSÜZ BİR DELİKANLIYA DEĞEN ERKEĞİN ABDESTİ BOZULUR MU ?Hanefi : Hayır. Malikî : Evet. Şafiî : Hayır. Hanbelî : Hayır.
2)İPEĞİN ÜZERİNE OTURMAK, YASLANMAK,YASTIK OLARAK KULLANMAK, DUVAR ÖRTÜSÜ YAPMAK HARAM mıdır ?Hanefî : Hayır. Malikî : Evet. Şafiî : Evet. Hanbelî : Evet.
3)ERKEK ÇOCUĞA İPEK GİYDİRMEK CAİZ midir ?Hanefî : Hayır. Malikî : Hayır. Şafiî : Evet. Hanbelî : Evet.
4)ERKEĞİN SARI ELBİSE GİYMESİ HÜKMÜ NEDİR?Hanefi : Haram. Maliki : Helal. Şafiî : Haram. Hanbelî : Haram.
5)ERKEĞİN KIRMIZI ELBİSE GİYMESİNİN HÜKMÜ NEDİR ?Hanefi : Mekruh. Maliki : Helal. Şafiî : Haram. Hanbelî : Mekruh
6)GÜMÜŞ ile SÜSLENMİŞ KAPTAN SU İÇMEK ya da ABDEST ALMAK CAİZ midir ?Hanefî : Evet. Malikî : Hayır. Şafiî : Hayır. Hanbelî : Hayır.
(Not: Fazla Arapça kelime kullanmam, içinde bulunduğumuz günlere ve mevzua uygun düştüğü içindir)