Kanadalı firmanın, Selçuk Bayraktar öncülüğündeki değerli bir ekibin ürettiği İHA’ların, SİHA’ların motoruna ambargo koyması, motorların satışını askıya alması haberi ilk önce çok canımı sıktı. Sonradan, “Bunda da bir hayır vardır. Kötü komşu insanı ihtiyaç sahibi yaparmış. Bunlar böyle yapıyor, bizde de Mennan Ustalar çıkar, o motorun yerlisini yapar” diye düşündüm.
Bizim Antepli Mennan ustayı duymuşsunuzdur. Kendisi “diplomasız dâhi” diye meşhur olmuştu. 9 Haziran 2015’te 63 yaşında vefat eden bu dâhi ustamızın mühim bir özelliği şuydu: Herhangi bir makinayı sadece 10 dakika inceledikten sonra aynısını yapabilmekteydi. Bu özelliği sebebiyle uluslararası makine fuarlarına girmesi yasaklanmıştı.
Bizim şehrimizde tekstil sektörü hayli gelişmiştir. makinaların tamamı da yurt dışından gelir. Mennan Usta, bu makinaların bir kısmını yerli olarak imal etmiş, ekonomimize mühim katkılarda bulunmuştur. Fransızların 3 milyon Euro’ya sattığı makinayı 50 bin liraya imal etmiştir. Bu değerli çalışmalarından dolayı TÜBİTAK kendisine ödül vermiş ve resmî çevreler birlikte çalışma teklifinde bulunmuş ve maddî destek sözü vermişlerdi. Bizzat kendi ağzından dinlemiştim, “Yorum bu parayı alıcık, ancak bize helal olur mu. Bunda tüyü bitmedik yetimin hakkı var” demiş ve devletin maddî imkânından faydalanmaktan çekinmişti. Ancak ilgililer, o para ile yeni teknoloji üreteceğini, ekonomiye muazzam katkıda bulunacağını söyleyince, kabul etmiş ve kolları sıvayarak, yeni makinalar üretmiştir. Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun.Yakın tarihimize baktığımızda yürekleri dağlayan yığınla hâdise ile karşılaşıyoruz. Uçak fabrikası kurup uçak imal eden Nuri Demirağ’ın firmasının batırılması, bu müteşebbis işadamının iflasa sürüklenmesi, merhum Erbakan Hocamızın öncülüğünde imal edilen yerli otomobil için yapılan merasim esnasında kast-ı mahsusla benzin konulmayıp o projenin sabote edilmesi, yine Erbakan Hocamızın ağır sanayi hamlelerinin baltalanması, yüz bin tank, yüz bin motor üretimi deyince bazı çevrelerin alay etmesi, F-16, F-35 projelerine yatırılan paralarla yerli savaş uçağı fabrikaları pekâlâ kurulabilecekken bunun hayata geçirilmemiş olması elem verici gelişmelerdi.
Son yıllarda Selçuk Bayraktar öncülüğünde bir ekibin başarıyla ürettikleri İHA’ların ve SİHA’ların millî savunmamıza verdiği katkıları sevinçle müşâhede etmekteyiz. Emeği geçen herkesi yürekten tebrik ederiz. Devlet aklının bu sahada atak davranması ümidimizi artırmaktadır. Bizim yetişmiş beyin gücümüz mevcuttur. Araştırılsa nice Mennan Ustalar bulunur. İşte bilim ve teknoloji sahasında yetişen diplomalılar ile diplomasız dâhilerin el ele vermesiyle, başta savunma sanayi olmak üzere, ülkemizin dışa bağımlı olan bütün makina, âlet ve teçhizatta yerli üretim hamlesi gerçekleştirilebilir.
Dün İngiltere, parasını verdiğimiz savaş gemilerini bize vermemişti. Bugün Amerika parasını verdiğimiz uçakları bize teslim etmiyor. Uçakları teslim almak ve eğitim görmek için giden pilotlarımızı geri gönderiyor. “Siz böyle mi yapıyorsunuz, sabredin bakalım, yaptıklarımız karşısında dudaklarınız uçuklayacak!” demeli ve kolları sıvamalıyız.
Dün Erbakan Hocamız gibi bir diplomalı dâhinin yaptıklarına ve yapacaklarına köstek olunmuştu. Bugün İHA, SİHA projelerinin, helikopter, tank ve diğer silah sanayinin ürettiklerini görünce gönlümüz ferahlıyor, ümitleniyoruz.
Kanada firması motor satışını askıya almışmış. Avusturya firması, bilmem hangi parçayı satmaktan vazgeçmişmiş, Amerika bizi F-35 programından çıkarmışmış… Bütün bunlar, gerçekte bizim için hayırla neticelenecek engeller. Onlar engelledikçe biz özümüze döneceğiz. Selçuk Bayraktarlara, Mennan Ustalara sahip çıkacağız, onları teşvik edeceğiz, onlara duâ edeceğiz. 1974’te Kıbrıs çıkarması sonrasında mâruz kaldığımız ambargo sonrasındaki gibi öyle bakakalmayacağız. Şahsen ben istikbalden çok ümitvârım. Bize yan bakacak, ambargo koyacaklara karşı, “La yeri get!” diyecek nice Mennan Ustalarımız var…