"ama günün 24 saati Atatürk'çülük
demekte doğru değil"!
Yukarıdaki sözü veya aynı anlama gelecek şekilde
veya benzer anlamda
Aleni, açık Atatürk düşmanları
yani
dinbazlar, sufyanistler, etnikçiler, bölücüler, kriptolar
küreseller kullandılar, kullanıyorlardı !
Artık onlar dahi kullanmıyor, kullanamıyor, kullanamayacak iken...
Kendini (güya) Atatürk'çü zan ettiren, zan edilen birinden duymuş olmak ne demektir?
Öncelikle, yukarıdaki tırnaklar içindeki sözü eden
(aşağıda açıkça vereceğiz kimliğini)
kişinin gerçek kimliğini ve misyonunu, yaptıklarını
yapmaya çalıştıklarını çok öncelerden (yaklaşık 4 yıldır) halkımıza anlatmaya başladığımız bazende sert açıklamalarımıza...
dostumuz olan olmayan,
bizi tanıyan, tanımayan
ister o partili, ister o partili olmayan
pek çok kişinin karşı olmasına
bize cephe almasına,
bizle alakasını kesmesine rağmen
yılmadık, devam ettik.
Kendisi için "etnik bakiyedir",
"Türk değildir",
"etnikçidir-bölücüdür-kriptodur-küreseldir"
dedik.
Ve ekledik,
"Atatürk'çü değildir" dedik.
Neden?
Çünkü görevi,
Küresel iktidarın devam edebilmesi için,
küresel tanrının (güya) muhalefette konumlandırdığı
amacı ise
küresel iktidara muhalif olanları
özellikle sol tansanslı muhalifleri,
yine küresel tanrının çıkarlarına hizmet edecek şekilde belirlenmiş çitlerin içinde tutmak.
Ve bunu yaparken de, arka planda ise...
Eğer küresel iktidar yapısı herhangi bir sebeple
tökezlerse, sendelerse, eksik kalırsa
küresel iktidar yapısına "altın paslar" atmak.
Ve bunu yaparken de, ön planda ise...
Muhalif halk için
üstü çikolata kaplanmış (içi zehir) söylemlerle,
yani muhalif halkın da çeşitli sebeplerle makul
bulabileceği gerekçeler, söylemler üretmek.
Ve bunu yaparken de, arka planda ise...
Küresel iktidar yapısı için,
Türk'e, T.C.'ne, Türk Milleti'ne, Atatürk'e, Atatürk'çülüğe tam olarak karşı, karşıt...
Etnikçi, kripto, bölücü amaçlarına ulaşmak için eylemlerini, icraatlarını devam ettirebilecekleri destekleri barındıran iş ve işler, söylemler ürettiklerini sürekli söyledik, yazdık.
Hepsini, tek tek, ayrı ayrı daha önceki yazılarımızda
canlı yayınlarımızda bulabilirsiniz.
Üstelik bu kripto (ikili-gizli) işlerini tek başına
yapmadığını,
partisinin genel merkez yönetiminin ve partisinin
önde gelen milletvekillerinin de,
aynı kökten (etnik bakiye) olduklarını yazdık,
canlı yayınlarımızda söyledik.
İsim isim, adlarını da hatta zaman zaman
cia-stratfor kodlarını dahi açıkladık, yazdık, canlı
yayınlarımızda söyledik.
Partisinin özellikle 2005 yılı itibari ile
kendi partisi içindeki,
etnikçi, bölücü, kripto, küreseller 10 Aralık'çılar tarafından adım adım, koltuk koltuk ele geçirildiğini
hatta bu sözün sahibini partiye gn.bşk. yapanların
(kaset kumpası ile) bu 10 Aralık'çı şüreka olduğunu
partinin artık chp olmadığını,
hatta kendi söylemleri ile Yenichp haline geldiğini
yazdık, canlı yayınlarımızda söyledik.
Peki,
Yukarıdaki tırnaklar içindeki sözün sahibi kim?
Yukarıdaki sözün sahibi,
sıkıştığında Atatürk'ün kurduğu parti olmak sözünü kullanan...
Genel geçerde ise operasyonları ile değiştirdikleri
partinin isminin resmen Yenichp olarak ta
değişmesi gerektiğini söyleyebilen biri.
Ama
Ne
"2016 chp Göç&Entegrasyon Raporu"nda,
Ne
"23 Madde, 48 Sayfa Mutabakat"ta,
Ne
"200 Madde, 2.000 Yapılacak İş Metni"nde
Atatürk'ü hatırlamayan metinlerde 1 defa olsun Atatürk ismini geçirtmeyen biri.
Atatürk'çülük safi şekilde Türkçü'lük iken,
ağzından 1 defa olsun Türkçü'lük lafzı çıkmamış
olan ve gerçek ismi Kemal Karabulut iken
1959-1960'ta mahkeme kararı ile ailece
Kılıçdaroğlu soyadını almış olan
chp gn.bşk. Kemal Kılıçdaroğlu'dur.
Şimdi ise,
gerçek Atatürk'çü chp'liler ne yapacak?
Atatürk'ün kurduğu,
Türk, Türkçü, Atatürk'çü,
ambleminde "6 ok'un altında bozkurt" olan
chp'yi geri mi getirecekler?
Yoksa...
Türk'süz, Atatürk'süz, etnikçi, bölücü, kripto
Yenichp ile devam mı edecekler?
Kimin ne kadar
Türk, Türkçü, Atatürk'çü olduğunun
Türkiye Cumhuriyeti'nin bütünlüğünü önemsediğinin
"turnusol kağıdı" bu tercihler gösterecektir.
Ve Ziya Paşa'nın sözü ile bitirelim.
"Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz"
Sağlıcakla Kal Yüce Türk Milleti'm.