Üretim toplumu inşa ederken neden bir anda tüketim toplumuna döndük, neden kendi kendisine yeten yedi tarım ülkesinden biriyken dışarıdan tarıma dayalı ürünler ithal etmeye başladık,, bunların sebebi basiretsiz bir idare ben yaptım oldu mantığımıdır?
Ekonomi dünyada kırılma noktasında iken, ülke olarak nerelerde yanlış yaptık? Hamasi davranarak nerelerde kime nasıl rant sağlandı bir değerlendirelim isterseniz…
Aşağıdaki satırları okurken gözlerinize inanamayacaksınız…
AKP hükümetlerinin iş başında olduğu son 15 yılda 125 büyük özelleştirme yapıldı. Diğer küçük özelleştirmelerle birlikte toplam 62 milyar dolar gelir elde edildi. 80 yılda elde edilen Cumhuriyet eserlerini 10 yılda satıp açıklar kapatılmaya çalışıldı ama buna rağmen Türkiye'nin iki yakası bir araya gelmedi, geçen 10 yılda 170 milyar doları aşan bütçe açığı verildi. Üretim ekonomisi yerine tüketimi körükleyen politikalar sonucu, yapılan yollar, açılan köprüler, şehirlere dikilen devasa plazalar ülkemizdeki, 15 milyon asgari ücretlinin açlık sınırının altında yaşamasına çözüm olmadı. Türkiye'nin son 5 sene içerisinde 400 milyar dolar borçlandığını belirten ekonomistler borçlanmaların üreterek ödenebileceğini belirtiyorlar. Ekonomide bu kötü gidişatı gören hükümet yeni kaynak arayışlarına girdi. Bunun için de Türkiye Varlık Fonu kuruldu. Türkiye'nin kalan kamu kuruluşları da teminat gösterilmek üzere bu fona devredildi.
STRATEJİK KURULUŞLAR SATILDI
Vatandaşın ödediği vergilerle yapılan dev kurumlar, sanayi tesisleri, limanlar, kamu binaları ve arsaları arka arkaya satışa çıkartıldı.Kamuya ait varlıkların satışından 62 milyar dolar gelir elde edildi. Bu paranın bir kısmıyla İMF'ye olan 23.5 milyar dolarlık borç kapatıldı. Özelleştirme gelirleri AK Parti iktidarında ciddi artış gösterdi..1986-2002 döneminde toplam 8 Milyar dolar özelleştirme geliri elde edilirken, 2003-2015 döneminde bu tutar 61,8 Milyar Dolar'a erişti. Cumhuriyet tarihi boyunca elde edilen özelleştirme gelirlerinin yüzde 90'ı AK Parti döneminde elde edildi.
Özelleştirmeler yoluyla Türkiye'nin en büyük kamu kuruluşları satıldı. Stratejik öneme sahip çok sayıdaki kuruluşta uluslararası şirketler söz sahibi oldu.
2005'te TÜRK TELEKOM'un yüzde 55'i Arap sermayesi Ojer Telekom'a, TÜPRAŞ'ın yüzde 51'i 4.1 milyar dolara İngiliz Shell- Koç ortaklığına satıldı. 2006'da PETKİM'in yüzde 51'i 2 milyar dolara Azer Socar'a, TEKEL'in 6 adet sigara fabrikası 1.7 milyar dolara Hollanda merkezli British&American Tobacco'ya satıldı. TEKEL'in içki bölümünü 2003'te alan yerli Mey, 3 yıl sonra aldığı fiyatın 2,5 katına hisseleri ABD'li fon TPG'ye devretti. Fon 5 yıl sonra Mey'i özelleştirdiği fiyatın yaklaşık 10 katı fiyata İngiliz Diageo şirketine sattı.
ASLAN PAYINI ALDILAR
TÜPRAŞ'ın yüzde 14.76'sı, THY'nin yüzde 26'sı, PETKİM'in yüzde 25'i, Halk Bankası'nın yüzde 17'si, Telekom'un yüzde 9'u borsada yabancı yatırımcılara satıldı. Ayrıca AKP hükümeti döneminde kamunun sahip olduğu limanlar, elektrik dağıtım şirketleri, araç muayene istasyonları ve fabrikalar özelleştirme ihaleleri yoluyla yabancıların eline geçti. Öte yandan, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu da el konulan bankaların sahiplerine ait şirketleri de yabancı yatırımcılara sattı. TELSİM'i İngilizler, Digiturk'ü ihalesiz Katarlılar alırken, Fon'un elindeki radyolar, fabrikalar vb. İşletmeler yabancı yatırımcıların oldu.
Hayatın gerçeklerinden kesitler kardeşim uyumaya devam…