?>

TÜRKİYE İÇİN SON ÇAĞRI: YA DİRİLECEĞİZ YA ÇÖKECEĞİZ!

Nermin Seçkin

3 gün önce

Türkiye, dört bir yandan kuşatılmış durumda. Ekonomik kriz, sınırlarımızda terör devleti kurma girişimleri, içeriden ve dışarıdan yürütülen bölücü faaliyetler, kontrolsüz göç dalgaları ve kültürel yozlaşma… Bunların hiçbiri tesadüf değil. Hepsi planlı ve bilinçli bir şekilde Türkiye’yi zayıflatmak, milletin direncini kırmak için sahaya sürülmüş hamlelerdir. Ancak bu oyunları bozmak bizim elimizdedir. TERÖR VE BÖLÜCÜLÜK Terörle mücadele sadece dağlarda silahla kazanılmaz. Bugün, bebek katili Öcalan’ın serbest bırakılmasına zemin hazırlamak için “umut hakkı” gibi ihanet kokan kavramlar piyasaya sürülüyor. Ama bu millet kimin neyin peşinde olduğunu gayet iyi biliyor. Öcalan’ı aklamaya çalışan her girişim, Türkiye’nin birliğine ve bağımsızlığına kastetmektir. Devlet, bu konuda en ufak bir taviz vermemeli, kimseye bu ihaneti meşrulaştıracak bir alan açmamalıdır. SINIR GÜVENLİĞİ VE KUŞATMA PLANI Türkiye’nin güney sınırları, delik deşik edilerek terör örgütleri için bir koridor haline getirilmeye çalışılıyor. PKK/PYD’ye verilen her silah, Mehmetçiğe doğrultulmak için gönderiliyor. Türkiye, bu tehdidi kaynağında yok etmek için daha sert ve kesin adımlar atmalıdır. Sınırlarımızın hemen ötesinde güvenli bir bölge oluşturulmalı, terör yuvaları kalıcı olarak yok edilmelidir. Diplomasi masalarında vakit kaybedecek lüksümüz yoktur. Sahada güçlü olmayan, masada kazanamaz! EKONOMİK BAĞIMSIZLIK OLMAZSA, SİYASİ BAĞIMSIZLIK OLMAZ Bağımsızlık sadece askeri alanda değil, ekonomide de kazanılmalıdır. Üretmeden güçlü olunamaz! Bugün halk geçim sıkıntısı içindeyse, temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanıyorsa, bunun sebebi yıllardır sürdürülen ithalatçı politikalar ve dış borç bağımlılığıdır. Tarım ve sanayi olmadan tam bağımsızlıktan söz edilemez. Türkiye, kendi kendine yeten bir ülke olmak zorundadır! • Tarım arazileri tekrar ekilmeli, • Yerli üretim desteklenmeli, • Stratejik sanayi hamleleri başlatılmalı ve hızlandırılmalıdır. Para politikaları ile oynayanlara, milleti borç ve faiz kıskacına mahkûm edenlere karşı devletin iradesi ortaya konulmalıdır. KONTROLSÜZ GÖÇ VE DEMOGRAFİK TEHDİT Ülkemiz bir sığınmacı kampı değildir, olamaz! Kontrolsüz göç, sadece bugünü değil, geleceği de tehdit etmektedir. Türkiye’nin demografik yapısı bozulmakta, toplumsal huzur dinamitlemektedir. Devletin bu konuda net bir tavır koyması, geçici sığınmacılar için geri dönüş programları başlatması, sınır güvenliğini en üst seviyeye çıkarması gerekmektedir. Bu mesele, göz ardı edilirse, yarın çok daha büyük ve geri dönülmez bir problem haline gelecektir. KÜLTÜREL YOZLAŞMA VE DEĞERLERİMİZE SALDIRI Sadece silahlarla değil, kültürel bir savaşın içindeyiz! Medya ve sosyal platformlar üzerinden yürütülen bilinçli bir operasyon var. Gençler, kendi tarihinden, kültüründen, ahlakından koparılmaya çalışılıyor. Batı’nın dayattığı yaşam tarzı, sadece bir tercih meselesi değildir; milletin özünü ve kimliğini bozmak için kullanılan bir silahtır! • Milli eğitim politikaları güçlendirilmeli, • Gençler kendi tarihini ve kültürünü öğrenmeli, • Sanat, medya ve kültürel alanlarda milli kimliği koruyacak adımlar atılmalıdır. SON SÖZ: DİRİLİŞ YA DA ÇÖKÜŞ! Bugün karşı karşıya olduğumuz tehditler büyük ama bu milletin iradesi daha büyüktür! Türkiye, hiçbir kirli plana boyun eğmeyecek kadar büyük bir devlettir. Ya bu oyunları bozacağız, ya da bedelini ağır ödeyeceğiz. Eğer mücadele edersek, tarih bir kez daha bu milletin nasıl ayağa kalktığını yazacaktır! Haydi Türkiyem şimdi tam bağımsız ve güçlü bir Türkiye için daha sert, daha kararlı ve daha bilinçli adımlar atma zamanıdır!
YAZARIN DİĞER YAZILARI