?>
Neo-spiritüalizm
Yüzsüzlüğün modernize edilmiş hali.
Hiyerarşik adalet düzeninin bazı has kişileri, demokrasi’nin bazı nebileri, siyasetin bazı kalpazanları için, neo-spiritüalizm çok sıradan bir iş olup günlük hayatlarının gereği haline geldi.
Bu bazıları için,
Yalanın ilan edilmiş keyfiliği içerisinde her gün vatandaşın karşısına pişkince çıkar, boy gösterirler. Bundan zerrece sıkılmazlar, zira bu hastalık hallerinin sağlık işareti olduğuna inanırlar.
Bütün uyarılara rağmen göstere, göstere gelen felaketlere karşı önlem almaktan aciz,
yönetme iddiasında olanlar ise, meydanı bazı tarikat bazı vakıf ve bazı derneklere bırakmaktan çekinmezler.
Dikte edilen bir yabancılaşma içerisinde olan vatandaş da karşısına ilk çıkan bu yardım eline minnetle sarılır.
İkiyüzlü süfliler her zaman ki gibi yine sahne alarak prim toplamaktan kaçınmazlar. Oysa felakete zemin hazırlayan, taşkınlara davetiye çıkaran uygulamaların ta kendisi olan Yönetim ve bazı Belediyelerine en güçlü destek bu bazı tarikat bazı vakıf ve bazı derneklerinden gelmiyor mu.?
Önce felaketi hazırlayanı besleyeceksin, sonra felaketten zarar görenlere büyük bir pişkinlikle yardım eli uzatacaksın.
İşte sana ikiyüzlülüğün daniskası.
Bu bazı ikiyüzlü süflilerin bugün demokrasi adına arz-ı endam etmelerini kutsayan, eylemlerini olumlayan, bunlardan demokrasi açılımı bekleyen bazı sol-liberaller de mevcut karede çoktan yerlerini aldılar.
Hem bu piyasacı bazı muhafazakârları kutsayıp, sol-sosyalist değerleri yerin dibine sokmakta hiçbir sakınca görmeyeceksin, hem de solcuyum, hatta sosyalistim diyeceksin.
İşte sana ikiyüzlülüğün daniskası...
Daha kimler kimler ?
İkiyüzlülüğü iş edinmiş binbir suratlar, hangi birini sayalım ?
Kriz karşısında işsiz kalmış, perişan olmuş halkı pazara çağıranlar,
“Al ver, ekonomiye daha doğrusu kapitalizme, sermayeye can ver derken aslında yoksulların elinde kalan son varlıklarını, canlarını isteyenler de bu iki yüzlüler değilmi?
Türkiye yolsuzlukla çalkalanırken , şimdi siyasi bir yüzsüzlükle çalkalanıyor.
Yüzsüzlüğün boyutu, yolsuzluğun boyutunu
aştı beyler.!
Yüzsüzlük, şifası olmayan hastalıktır.
Yüzüne tükürseler, çıkarı varsa;
“oh ne güzel yağmur”, diyebilecek kadar utanma duygusunu kaybetmiş; sıkılmak, arlanmak, hayâ etmek, hicap duymak, mahcup olmak, haddini bilmek gibi hasletlerden yoksun bu yüzsüzlerle mücadele edilmediği sürece güçlenerek çoğalmaları ve namuslu insanların üzerinde de tahakküm kurmaları kaçınılmazdır.
Türkiye’de her cenahta olduğu gibi siyasi arenada da, ciddi bir siyasi yüzsüzlük var. Türkiye’de yer yarılsa içine girsek durumu var ama hiç öyle davranılmıyor.
İyi ile kötüyü ayırt edemez hale gelen insanların sayısı giderek artıyor.
Hepinize önümüzdeki seçimlerde ister Hükümet olsun, ister belediye olsun ister apartman yöneticisi olsun yönetime aday, utanma duygusunu kaybetmemiş, siyaset, siyasetçiler ve kişiler diliyorum.
YAZARIN DİĞER YAZILARI