“Soğuk” hiç bu kadar “içimize” işlememişti! Hayır, sebebi kış değil, başka bir şey, başka bir şeyden!Liyakatsızlık mı? Basiretsizlik mi? Sevgisizlik mi? Saygısızlık mı?Güvensizlik mi? Kibir mi? Soğuk diyorum, ”soğukluk” hiç bu kadar içimize işlememişti. Televizyonda haberleri açıyorum, ”leb” demeden şak kapatıyorum yüzüne!İnsanın içi bu kadar mı üşür, üşüttüler, üşüttük! En basit bir şeyi büyütüp memleket meselesi haline getirip memleketin esas meselelerini konuşturmaz oldular. Ne gibi?Açlık, yokluk, yoksulluk, işsizlik gibi mesela!İşlenen cinayetleri ertesi gün unutmak gibi!Sezen Aksu şu şarkıyı söylemiş, şu bunu giymiş, o bunu içmiş... Söyleyemediklerimizi konuşamıyoruz mesela, neden? Meseleleri konuşamıyoruz, konuşmuyoruz, duymuyoruz. Yaşadığınız şehir Gaziantep gibi mesela; Yemeğiyle tanıtmak için uğraştığınız şehirde kaç kişi o yemekleri yiyemiyor bilemezseniz gün gelir “kar yağışı” size gösterir bütün gerçeği!Mesele “yemek” değil o yemeğe ulaşamamak, gideceğiniz yere gidememek gerçeğini.Bu nasıl bir şey; Keyfsizlik, sıkıntı, öfkelilik, kırgınlık, kızgınlık, kaygılılık, neşesizlik... Evet,evet neşesizlik!Neşemizi çaldılar! Neşe, nasıl çalınır?Planlayarak! Planlanmış bir operasyona kurban gitti, ”Neşemiz.”Yıllarca süren bir operasyon; Biz doğmadan önce başlanılmış biz doğduktan sonra süren bugünlere gelinen. Peki, biz ne yapıyorduk! Tarihin tekerleği geleceğe doğru gider sandık herhalde, kendi halimizdeydik; Doğuyorduk, büyüyorduk, iş buluyorduk, evleniyorduk, çocuk yapıyorduk, çocuk büyütüyorduk, o çocuklara iş arıyorduk, kendi halimizdeydik... Meğer neşemiz azalıyormuş!Neden? ”Çünkü,çalmışlar”!Ortalıkta herşeyimize karışan bir “türler” dolaşıyor. İşleri güçleri başkaları ne düşünür, ne söyler, ne yer, ne içer, ne dinler, ne konuşur, ne yazar,.... takip etmek. Böyle bir “iş kolu” oluştu. Sanatçının ne söylediğine, müzisyenin ne bestelediğine, tiyatrocunun ne oynadığına, gazetecinin ne yazdığına, vatandaşın ne yediğine ne içtiğine karışırsan... Orada “NEŞE” kalır mı? Gider.Hazırlıksız yakalandık.Neşemizi elimizden aldılar. Ne oldu bize!Sizin neşeniz elinizdeyse hala, bravo size koruyun onu ve kimsenin elinizden almasına müsaade etmeyin.Nasıl oldu bilmiyorum; Bir yıl önce daha neşeliydik, iki yıl önce daha neşeli üç yıl önce daha........Yirmi yıl önce daha neşeliydik!Aldılar elimizden, biz verdik! Nasıl olduğunu anlamadık.... Derin iç çekişlerimizle ile bakıyoruz geçmişe!Nasıl olduğunu biliyoruz aslında!Bilmek ve elinden bir şey gelmemek. Biz elinden bir şey gelmeyenler, neşesizliğe “mahkum” edildik. Halbuki, büyük umutlarla neşeyle coşkuyla bakmalıyız geleceğe. Ne olursa olsun neşenizi kaybetmeyin, kimsenin neşenizi kaçırmasına izin vermeyin. Neşemize yeniden kavuşmak elimizde!