Değerli okurlarım günümüz siyasetinde en büyük hastalığın partizanlık olduğunu bilmeyenimiz yoktur.
Öyle ki adeta takım tutar gibi parti tutanların memleket ve üretkenlik noktasında ne verebilecekleri ayrı bir tartışma konusu gerektirecek kadar vahim bir tablodur.
Bundan ötürüdür ki hep söylüyoruz ve söylemeye devam edeceğiz,
Partizanlık siyasi bir hastalık belirtisidir.
Partizanlık kutuplaşmanın baş aktörüdür,
Partizanlık düşünce özgürlüğünün önündeki en büyük engeldir,
Partizanlık üretkenliğin önündeki en büyük engeldir,
Partizanlık iletişim kanalının önündeki en büyük engeldir,
Partizanlık;
Sevgiyi,
Saygıyı,
Hoşgörüyü,
Kardeşliği,
Birliği,
Beraberliği yok eder,
Partizanlık kişiliğin oluşamamasının önemli göstergelerinden birisidir.
*
Siyasi partiler niçin vardır?
Siyasi partiler ülkenin çözüm noktasında, üretkenlik noktasında katkı sunmak için vardır,
Siyasi partiler, liyakatli temsilciler paralelinde ülkenin iç ve dış politikasına yön vermek için vardır,
Bunu da hükümet kanalıyla yaparlar,
Siyasi partilerin sermayesi insandır,
Ama siyaseti ve siyasi partiyi bir partizanlık bir fanatiklik noktasında ele alırsanız ve siyaseti partizanca yaparsanız,
İşte o zaman sorunlar yumağının temelini atmış olursunuz.
Bu da içinden çıkılmaz bir şekilde iç çekişmeleri,
Kısır döngüleri,
Düşmanlıkları, beraberinde getirir.
*
Sosyal medyayı inceliyorsunuz,
Bakıyorsun X partiye mensup bir vatandaş bir paylaşım yapmış,
Y partisine mensup bir partizan buna güya yorum getirmiş oluyor,
Ne saygı,
Ne hoş görü hiçbirisi yok,
Ağza alınmayacak küfürler,
Hakaretler...
Neymiş efendim partisi hakkında nasıl böyle bir paylaşım yaparmış,
Neymiş efendim partisi hakkında nasıl böyle bir ifade kullanırmış,
Düşünceye saygı yok,
Fikriyata saygı yok,
İnsana saygı yok,
Küfürler hava da uçuşuyor bunun adına da siyaset yapıyoruz diyorlar,
Olmaz olsun sizin siyasetiniz,
Olmaz olsun sizin partizanlığınız.
Herkes aynı düşünceyi paylaşacak olursa demokrasinin güzelliliği nerde kalır,
Herkes aynı düşünceyi paylaşacak olursa siyaset yapmanın anmamı mı kalır,
Herkes aynı düşünceye mahkum edilirse,
Bunun adı faşizm olmaz mı?
Bunun adı diktatörlük olmaz mı?
Unutmayalım ki demokrasinin güzelliği ve zenginliği de farklı görüşlerin ve düşüncelerin olmasında yatmaktadır.
Birbirine hoşgörülü olmayan,
Birbirine tahammül noktasında saygılı olmayan,
Hiçbir siyasetçi ve siyasi parti başarıyı yakalayamaz.
Er yada geç tarihin çöplüğüne atılmaktan kurtaramaz kendini.
Hep söylüyoruz eğitim şart ve esastır diye.
Çağdaşlığın ve muasır medeniyetin en önemli göstergesidir eğitim,
Eğitim olarak gelişimini tamamlamış uluslarda hiçbir şekilde
Bu partizanlık bağnazlığını göremezsiniz,
Ha şunu da belirtmekte fayda vardır,
İstediğiniz kadar partizan olun,
İstediğiniz kadar partilerin yılmaz savunucuları olun,
Ankara için sadece siyasi malzemeden öteye geçmeyen nesnelerden öteye de geçmediğinizi bilin.
Ondan ötürüdür ki,
Partizanlık kişiye zarar veren en büyük parazittir,
Ondan kurtulmanın ilacı da kesinlikle eğitimdir.