Bir kaç gün önce ölen, son sufyanist din bezirganı üzerinden,
taziyelerde bulunanların pek çoğunun taziyelerinde
şöyle bir sıfatlama gördük.
"...peygamber torunu..." !
Bunun üzerine bu yazıyı kaleme almak şart oldu.
Her önüne gelenin, her işine gelenin, her işi düşenin
kendisine İslam Peygamberi'nden torunluk icat
etmesi hoş olmamanın ötesinde,
artık bir sektör olmaya başladı.
Ve ne tarafa sallarsanız bir (sahte) peygamber
torununa çarpmasının önüne geçilmesi şarttır
diye düşündük.
Şimdi buyrun İslam Peygamberi'nin soy silsilesine.
Peygamber'in kaç tane torunu vardır?
Peygamber’in en büyük kızı Zeynep,
teyzesinin oğlu Ebul-As’la evlendirilmiş ve
Ali ve Ümame adında iki çocuğu olmuştur.
Ali Mekke fethi sonrası (8/630) küçük yaşta ölmüştür.
Ümame adlı kız çocuğu ise, Hz.Fatıma’nın ölümü üzerine önce Hz. Ali ile evlenmiş, onun şehit edilmesi üzerine Muğire b. Nevfelle nikahlanmıştır. Muğire’den Yahya adında bir oğlu olmuşsa da nesli devam etmemiştir.
Peygamber’in ikinci kızı Hz.Rukiyye ise,
Osman ile evlenmiştir.
Hicretin ikinci yılında kızamıktan dolayı vefat etmiş, Osman’dan olan oğlu Abdullah'da iki yaşında iken vefat etmiştir.
Böylece Hz.Zeynep gibi Hz.Rukiyye’nin de nesli devam etmemiştir.
Ümmü Gülsüm'e gelince;
O da ablası Rukiyye’nin ölümü üzerine hicretin üçüncü yılında Osman ile evlendi. Hicretin dokuzuncu yılında vefat ettiğinde çocuğu yoktu ve soyu kesilmişti.
Peygamber’in küçük kızı Hz.Fatıma’nın sırayla, Hasan, Hüseyin, Ümmü Gülsüm, Zeynep ve Muhassin (Muhsin) adlarında çocukları oldu.
Bunların hepsi Ali'dendir.
Muhassin küçük yaşta vefat etti.
Fatıma’nın nesli diğer çocuklarıyla devam etti.
Hz.Fatıma’nın kızı Zeynep’ten olan çocukları “Zeynebiler” olarak bilinir.
Hz.Fatıma’nın diğer kızı Ümmü Gülsüm ise,
Ömer halife iken önce onunla evlendirilmiş,
Ömer’den Rukiyye ve Zeyd adlı iki çocuğu olmuş
ve çocuklar küçük yaşlarda vefat etmişlerdir.
Ömer, (h.23/m.644) yılında öldürülünce
Ümmü Gülsüm önce amcası oğlu Avn b.Cafer’le evlenmiş ve ondan çocuğu olmamıştır.
Avn’ın ölümü üzerine,
kocasının kardeşi Muhammed b. Cafer’le evlenmiş ve bundan bir çocuğu olmuştur.
Muhammed vefat edince de bir diğer kardeşleri olan Abdullah b. Cafer’le evlenmiş ve ondan çocuğu olmamıştır.
Hz.Fatıma neslinden söz edilirken,
niye Peygamber’in diğer kızlarından olan torunlarından söz edilmez?
Bu açıdan, Peygamber’in diğer kızlarından olan torunları, yalnız birinci nesilde Rasulullah’a nispet edilirler.
Fakat onun asabeliği, Hz.Hasan, Hz.Hüseyin
ve bu ikisinin nesillerinde devamlıdır.
Zeynep ve Ümmü Gülsümün çocuklarından olan torunları ise, bu nispete dahil değildir,
kendi babalarının nisbesiyle anılırlar ve onların soylarına girerler.
Dipnotlar:
1. Murat Sarıcık, Hz. Muhammed’in Çağrısı, Nesil Yayınları, İstanbul 2006, s. 55- 56, 202, 206; kaynaklar ve geniş bilgi için bk. İbrahim Sarıçam, Hz. Muhammed ve Evrensel Mesajı, Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, Ankara, 2004, s. S. 291- 293.
2. Geniş bilgi ve kaynaklar için bk. Murat Sarıcık, Dört Halife Dönemi, I-II, Nesil Yayınları, İstanbul 2002, I, 331- 336.
3. Hakim en- Nisaburi, el- Müstedrek, I- IV, Beyrut, ty. III, 164; geniş bilgi için bkz. Murat Sarıcık, Osmanlı İmparatorluğunda Nakîbü’l- Eşrâflık Müessesesi, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara 2003, s. 10.
Evet sevgili dostlar görüldüğü üzere,
Peygamber'in soyu Hasan ile Hüseyin'in annesi
olan Fatıma ve Ali'den olan çocukları üzerinden
yürümekte ki o da,
erkek olan torunları Hasan ve Hüseyin üzerinden
yürümektedir.
Ki, bu genel kabul sadece bizim şahsi kabulumuz
değil, İslam kınusunda yetkin insanlarında ortak
düşüncesidir.
Çünkü,
Bir hikmette söz konusu olabilecek şekilde
Peygamber'in kız çocukları üzerinden soyu devam
ederken,
kızlarının da erkek çocukları çok fazla yaşamamış, kızlarından olan kızlarınında soyu evlendikleri
kocalarının soyları olarak devam etmiştir.
Yani,
ortadaki bu "Peygamber Torunu" enflasyonu,
etiket, kartvizit, şan, şöhret, piyasa, piar, algı için
üretilmiş, ürettirilmiş boş, yalan kartvizitlerdir.
Sahte din satıcılarının, din uyduranların kartvizitlerinde de, sahte olarak "peyfamber torunu"
yazmasından daha doğal ne olabilir ki?
O din satıcısı holdinglerin ürünleri ile siyasi,
sosyal, ekonomik, bürokratik alımlar, aşamalar
yapacak olan alıcı-verici 'lerinde birbirlerine
tabii ki sahte olarak "dinbaz etiketler"
uydurmalarından daha doğal ne olabilir ki?
Sağlıcakla Kal Yüce Türk Milleti'm.