?>

Post-modern işgal

Burhan Bozgeyik

3 yıl önce

Eskiden ülkeler, askerlerle, toplarla, tüfeklerle işgal edilirmiş. Yaklaşık 1,5 asırdır işgalin çehresi değişti. Bunun adına “post-modern işgal” diyebiliriz. Bu işgal çeşidinin mucidi ve ağababası ise İngiltere’dir. Buna, “elini ateşe sokmadan maşa kullanmak taktiği” de diyebilirsiniz. “Maşa” kim? Hedef ülkenin yerlileri. Bazıları taa bebeklikten itibaren gözetim altında tutulmuş kimseler. Beslenmişler, büyütülmüşler, yetiştirilmişler. Sonra da başa geçirilmişler. Ancak onlar artık o ülkenin malı değil de kendilerini yetiştirip başa geçiren efendilerinin malıdır. Unvanları kraldır, sultandır, vs.’dir. Ellerine açık çek verilmiştir. Iksırıncaya, tıksırıncaya, çatlayıncaya, patlayıncaya kadar yiyebilirler, lüks ve ihtişam içerisinde yaşayabilirler, bir tarafa paracıkları desteleyebilir, altın külçelerini yığabilirler. Ancak efendilerinin bir dediğini iki etmezler. O ülkenin varidatını yağmalatır, onların dayattığı kültürel dezenformasyonu ve mankurtlaşmayı uygularlar. Sonunda ortaya bütünüyle o “efendi ülkenin” istediği insan tipleri çıkar. Mesela Belize’de olduğu gibi…

Belize, Orta Amerika’nın kuzeydoğu kıyısında bir Karayip ülkesidir. Bu küçük ülkeye önce 1500’li yıllarda İspanyollar el atmış, sonra 1600’larda İngilizler gelmiş. İngilizler Afrika’dan insanlar getirerek köle olarak kullanmışlar. Belize, 1860 senesinde tamamen İngiliz sömürgesi olmuş. “Britanya Hondurası” olarak tanınmış. Bu ülke 21 Eylül 1981’de sözde “tam bağımsızlığına” kavuşmuş. Düne kadar İngiltere Kraliçesi II. Elizabeth 49 ülkenin olduğu gibi Belize’nin de kraliçesi ve devlet başkanı sayılmaktaydı. Burası İngiltere’den gönderilen bir genel vali tarafından idare edilmekteydi. Son yirmi senede cumhurbaşkanı artık bu ülke içerisinden seçiliyor.

İngiltere, pek çok “kucakladığı” ve “el attığı” ülkede olduğu gibi bu ülkede öyle bir operasyon yapmış ki, ülkenin bütün yerlilerinin tek bir dili var: İngilizce. Afrika kökenliler, Meksikalılar, Çinliler, kim olursa olsun, kendi lisanlarını unutmuşlar, hepsi İngilizce konuşuyor, İngilizler gibi düşünüyor. Ülkenin “kaymağını” yine İngiltere yiyor. İşte “Post-modern işgal”in en canlı örneği…

Ülkelerini post-modern işgale ya da kaba silahlı işgale açan ve o sayede başa geçen kimseler, Afganistan’da olduğu gibi arabalar dolusu paraya sahip olabilirler. ( Taliban’ın zafer kazanıp ülke idaresini ele geçirmesinden sonra sözde devlet başkanı kaçarken balyalar dolu parayı havaalanında bıraktı. Başka bir uşağın evinden 12,5 milyon dolar ve külçelerle altın çıktı) İran’ın devrik şahı, bilmem nerenin kralı, sözde lideri ölüp gittiklerinde bankalardaki gizli hesaplara işte o efendileri el koymaktaydı. Ülkelerini soydurup, yağmalattırıp elde ettikleri haram serveti yemeye fırsat bulamıyorlardı.

Bir avuç, bir valiz ya da bir kamyon dolusu dolara, külçelerle altına, ülkesini, aleni ya da örtülü işgale açan alçaklar, dünyanın en iğrenç insanlarıdır. Namık Kemal, böyleleri için; “Muin-i zâlimin dünyada erbâb-ı denâettir / Köpektir zevk alan sayyâd-i bîinsafa hizmetten” demiş. Günümüz Türkçesi ile; “Dünyada zalimin yardımcısı, aşağılık kimselerdir; İnsafsız avcıya hizmetten zevk alan ancak köpektir.”

Sinsi bir şekilde bir ülkeyi işgal eden, o ülkenin varidatını sömüren, insanlarını köleleştiren, mankurtlaştıran kimselere hizmet edenlere köpek denmez de ne denir? Bu gibi kimseler, öldüğünde sağlıklarında yüzlerine tükürülmemişse, sözde saltanat içerisinde yaşayıp geberip gitmişlerse bile öldükten sonra mezarlarına tükürülür ve tükürülmüştür.

Hacca ve umreye gidenler bilir, Harem-i Şerif’in etrafındaki tuvaletlerden biri, Ebu Cehil’in evinin olduğu yere yapılmıştır. İşte ülkelerini yağmalattıran, işgale açan o hâinlerin âkıbetleri de er-geç öyle olmuştur, öyle olacaktır.

Belizeliler gibi ata-dede yurtlarının kültürünü, lisanını unutup İngilizce konuşanlar, servet sahibi olsalar ne fayda…

YAZARIN DİĞER YAZILARI