Menfaat bitti mi tuz gibi dağılır giderler. Anap, DYP bunun örneğidir. Türk siyasi hayatında köklü ve ideolojik, vatansever siyasi partileri bölebilmek için, gömleksizleri arar bulurlar. Bu partiler proje partileri olmaktan ileri gidemezler. Dışarıdan para desteği verirler, filan partiyi böl yeter derler. Bu tür partiler sunni anketlerle pohpohlanır, oyları yüksek gösterilir, sürekli şişirilirler. Bu anket şişirmeleri seçmeni etkiler, böldüğü partinin puanını düşürür, proje partisinin oyunu artırır. Bu tip proje partileri sahiplerinin istediğini yerine getirirler ve rahatsız oldukları ana partiyi böler, sahiplerini mutlu ederler.
Örneğin, Proje partileri mhp den adam koparırlar, MHP'lilerle yola çıkarlar, ilk mayayı MHP'li gezginlerle çalarlar. Hatta ayrıldıkları partinin fotokopisi gibi onu taklit ederler. Bakarlar ki mhp nin bir versiyonu olmak, taklit etmek onları kitle partisi yapmıyor. Bir sonraki seçimde mhp li gezginlerin idealizminden rahatsız olmaya başlarlar. Onları radikal sivri adam ilan ederler ve ilk yola çıktıkları kadroları, yolda karşılaştıkları ile değiştirirler, ilk yol arkadaşlarını harcarlar. Bir süre sonra gezginci MHP'liler, biz bu partinin neresindeyiz, biz bu partinin belkemiği iken, şimdi dışkapının mandalı olduklarını görürler.
Bu konuda BBP, ATP, İP, ZAFER Partisi'ni Örnek verebiliriz. İşte tam bu anda bu proje partilerin iki seçimlik ömrü olur. Birinci seçim bölme başarısını zafer gibi görürler, ikinci veya üçüncü seçim inişe geçiş veya tükeniş seçimleri olur. Önce el üstinde tutulan proje partileri, kullanıldıktan sonra bir kenara atılırlar. İşte mhp den ayrılan bu tip şakın ördek partiler bugün tükenişi yaşıyorlar. Ancak kesesini doldurmuş bir vaziyette bir tükeniş görmek mümkündür. Dışlanan Gezgin milliyetçiler şu anda şoktalar, partileri çok düşük oy aldı.
Evet MHP, her proje partisinin ayrılışında yara alır ancak ideoloji partisi olduğu için tekrar toparlanır. MHP'yi de bu eleştirimizin dışında tutamayız. Ayrıca mhp de her yara almasında bir iç muhasebe yapmalı, ben nerede hata yaptım diye kendini sorgulamalıdır. Tabanın sesine kulak vermelidir. Tabanın rahatsız olduğu yöneticileri derhal görevden el çektirmelidir. Önce partinin genel başkanı herkesten önce konuşmamalı. Danışmanlarına danışarak konuşmalıdır. Partisinin dışında başka partilerin iç sorunlarına karışmamalıdır. Bir parti çöküyorsa çöksün, onun hataları var ki çöküşe geçmiştir. O partiyi savunmak bir başka partinin Genel başkanına düşmez, yakışık almaz. Seçmen bu tip açıklamalardan çok rahatsız olur. Rakip parti kaybetmelidir ki, kendi partisi iktidar olabilsin. Yeniden bir gönül seferlerliği başlatmalı ve köşeye itilmiş, görüşleri alınmayan, kurmaylarını, kadrolarını yönetime dahil etmelidir...
25 yıl sürekli milletvekili olanlara dur demeli ve tabanda sevilen ve bu uğurda bir ömür tüketen ülküdaşlarına yer vermelidir. Milli görüş teşkilatı neden her defasında iktidara geliyor? Temelinde "ahde vefa" yatıyor. Gidip emekdar kurmay arkadaşlarını bulup yeniden görev veriyorlar. Bu nedenle 4 defa partileri kapanmasına rağmen tekrar tekrar iktidara geliyorlar. Şimdi de akp yi yeniden Refah partisi ile bölmek istiyorlar. Bize ne bölüyorlarsa bölsünler. Partinin kurucuları onu düşünsünler. Yani acaba yeni bir proje partisi mi geliyor?
30 yıl İnönü ve kadrosundan çekti Türkiye. 30 yıl Demirel kozmopolitinden çekti Türkiye. 22 yıldır millet AKP'den memnun değil. 30 yıl da Erbakan'ın oğlundan çekersek toplam 112 yıl ediyor. Buna bir ömür yetmez. Ülkenin asıl sahipleri nerdeler? Atatürk çizgisi etrafında toplanan ulusalcı, Atatürkçü solcular ve Türk milliyetçisi olan ülkücülerin birleşme zamanı geldi ve geçiyor. Bundan sonra yeni bir oluşuma ihtiyaç var. Ev sahipleri geç kalmadan bir an önce teşkilatlanıp ülkesine sahip çıkmalıdırlar.
Ancak soroz şirketi yeni masoncuklarını-tosuncuklarını çoktan bulmuş ve yola çıkarmıştır onları. Belki de ilk erken seçimde iktidar olacak partiyi de belirlemişlerdir. Yedekte kaç masoncuk duruyor kimbilir. Allayıp pullayıp bize yeni birini şirin gösterirler, hadi hurra dört partinin hırsızları 40 yıllık evsahibi gibi çöreklenirler bu yeni partiye. Bir süre ülkeyi soyarlar. Aksırıncaya, tıksırıncaya kadar yerler. Kendi yeşil kartlı fakirlerini de yaratırlar. Balık tutmayı asla bunlara öğretmezler. Devletin kesesinden hergün bir balık vererek onları mihnet borcu altında bırakarak oylarını alırlar.
Artık seçmenin memnuniyeti hiç önemli değil. Artık mesele aritmetik bir hal almıştır demek. Sadakacıların memnuniyeti yeterlidir. Onlar da daha dua ederek oylarını verirler. Gökdelenin dibinde yaşayan fakir ile gökdelendekinin aynı partiye oy vermeleri başka ülkelerde görülmüş bir olay değildir. Ancak ülkemizde bunun çok örnekleri vardır. İç ve dış düşmanlarımız çoktur. Allah önce ülkenin sahiplerinin akıllarını başlarına getirsin sonra da milletimizi bu düşmanlardan korusun. Amin.