Son Türk Başbuğumuz, bu yurdu dinbazlara emanet etmedi. Ancak ne yazık ki, bugün bu kutsal topraklara ihanet edenler yine aynı zihniyeti temsil ediyor. Onların ihaneti belki de şaşırtıcı değil, zira tarihte defalarca karşılaştığımız bir durum.
Asıl soru şu: Siz neden sessizsiniz?
Gazi Mustafa Kemal Atatürk sayesinde tebaa olmaktan kurtulup vatandaşlık onuruna erişenler, siz neden sindiniz?
Kendi davasını "sosyalist" veya "antiemperyalist" olarak tanımlayanlar, siz neden susuyorsunuz?
5500 ülküdaşımızın aziz hatırası üzerine çıkarlarını kuranlar, neden Bahçeli’ye fedailik yapıyorsunuz?
Kutsal cuma günlerinde, Türk'ün son Başbuğuna yapılan hakaretlere göz yumanlar, sizin vicdanınız ne kadar özgür?
Bu sorular karşısında kitleler sessizliğe gömülmüş durumda. Oysa unutmamak gerekir ki, bizlere vatandaşlık hakkını veren, özgür düşüncenin kapısını açan kişi Atatürk'tü.
Ve sizler, bu mirası korumak yerine neden sustunuz?
Bu sessizlik çemberi içinde, ait olduğunuz toplulukları sevmediğimi de bilmelisiniz. Bu bir kişisel mesele değil; zira ben Türk'üm ve Türk olduğum için sizin bu belirsizlik içinde sürüklenen kimliklerinizi reddediyorum.
Sözde değerlerin arkasına saklananlar, sadece kendi varlığınıza değil, bu ülkenin geleceğine de zarar veriyorsunuz. Türk milleti her zaman ayağa kalkmasını bilmiştir ve bu sessizlik er ya da geç bozulacaktır.