Bundan 10 bin yıl önce Turan bölgesinde yaşayan ve dünya hakimiyeti olan Oğuz Devleti'nin kurucusu Zülkarneyn (Oğuzkağan, şimdi mezarı uygur bölgesinde beyaz piramitin içerisinde) Kur'an-ı Kerime' göre Hanif dinini dünyaya yaymıştır.
Biz Oğuzhan'ı şaman biliriz. Demek ki, Kur'an'daki adı ile Hanif dinini, tarihteki adı ile Şamanizmi yaymıştır. Bu nedenle bütün dinlerin temelinde şamanizmin izlerini bulabiliriz. Hanif dini ile şamanizmi karşılaştırdığımızda tek tanrı inancı var, Kur'an sütten ırmaklar der, şamanizmde süt gölünden bahseder. Cennet cehennem, meleklere iman aynıdır. Cengizhan ile Kadı Eşref Bağdat'ta konuşurlarken Kadı imanın altı şartını anlatırken Cengizhan itiraz etmez. Bizde de aynı der.
Kadı Eşref, Allah'ın Kabe diye bir evi vardır deyince Cengizhan itiraz eder: işte orda dur. Allah'ı niye öyle dar bir yere sığdırıyorsun der. Burada Cengizhan'ın şaman olduğunu biliyoruz. Kadı Eşref İslam'ın esaslarını anlatıyordu. İtiraz yok. Buradan da dinlerin benzerliğini anlıyoruz.
Kısaca Türkler, 10, 12 bin yıl önce yine kafir değil, mü'minlerdi... Peygamberler Türk soyundan geldiklerine göre, Hanif dinini hep Türkler yaymış oluyor. Bu nedenle türk olan mezhep kurucumuz Numan Bin Sabit'e imamı azam EBU HANİF demişler. Yani Hanif dinini inceleyip, konusuna hakim olduğu için ona HANİF DİNİNİN BABASI denilmiştir.
Tengrilik inancı yenilir mi içilir mi kimse kurallarını bilmiyor. Tek tanrı inancını tek Hanif din zincirinden kopardığımız zaman tengriciliği nereye koyacağız. Bütün peygamberler boşluk döneminde hanif dinine göre ibadet etmişler. Boşluk denince, çocukluktan, peygamberlik verilinceye kadar ki dönemdir.
Hz. Muhammed de 40 yaşına kadar putperest olmayıp Hanif inancına bağlı idi. Ayrıca kitabede Yer tanrı Gök tanrı diye iki tanrı ortaya çıkıyor, bunu izah etmeden bu sefer tengricilik'ten söz ediyoruz. Önce Yer tanrı, Gök tanrıyı bire düşürelim sonra tek tengriden söz edelim. Eski ana türkçe ile yazılmış olan Yer tanrı, Gök tanrı yazılı olan kitabedeki bu cümle önce Çinceye, sonra Macarca'ya, sonra Fransızca'ya, sonra Türkçe'ye tercüme edildiği için, yanlış tercümenin azizliğine uğramış, iki tanrı ortaya çıkmıştır.
Yer tanrı-göktanrı cümlesinde aralarındaki in eki tercümelerde dikkate alınmamıştır. Yer in, gök ün tanrısı deyip in eklerini eklediğimiz zaman Kur'an-ı Kerim'deki: rabbussemavati vel ard: yerin gökün rabbı tarifine tam uyduğunu görmüş oluruz. Türklerin Kur'an'ın nüzulundan 3,500 yıl önce tek tanrıyı kurandaki ayete uygun tarif etmeleri, onların çok önceleri mü'min olduklarını gösterir. Hanif dini Oğuz Kağan'ın (tarihte iki oğuzhan vardır. Biri metehan, diğeri peygamber olan zülkarneyndir) sayesinde, İslam dini de Türklerin sayesinde arap yarım adasından çıkarılıp dünyaya yayılmıştır.