?>

Türkiye’de Ata Tohumlarının durumu

Nermin Seçkin

17 saat önce

Türkiye, tarımda modernleşme süreciyle birlikte yerel ve geleneksel tohumlarını büyük ölçüde kaybetmiştir. Hibrit tohumların yaygınlaşmasıyla yerel çeşitler geri plana itilmiştir. Yerel tohumların yerini alan dışa bağımlı tohumlar, çiftçilerin ve tarım sektörünün uluslararası şirketlere bağımlı hale gelmesine yol açmıştır. Türkiye’de bazı bölgelerde ata tohumu hareketleri yeniden canlanmaya çalışsa da, bu çalışmalar merkezi bir destekten ve güçlü politikadan yoksundur. Svalbard Deposu/ diğer adı ile kıyamet ambarını hiç duydunuz mu.?  Svalbard Küresel Tohum Deposu, genetik çeşitliliği koruma iddiasıyla tüm dünyadan tohum topluyor. Ancak bu süreç bazı soruları gündeme getiriyor: Küresel Bir Kontrol Mekanizması mı? Tohumların böylesine merkezi bir sistemde toplanması, bazı güçlerin tarımsal üretim ve gıda kaynakları üzerinde kontrol sağlamaya çalıştığı yönünde şüpheler uyandırıyor. Gıda üretiminin stratejik bir silah olarak kullanılabileceği düşüncesi, bu endişeleri destekliyor. Kimin Kontrolünde? Depo Norveç hükümetinin kontrolünde gibi görünse de, projenin arkasında uluslararası şirketler (örneğin Monsanto) veya bazı devletlerin etkisi olup olmadığı konusu tartışmalıdır. Bağımlılık ve Kriz Senaryoları: Svalbard gibi merkezlerde toplanan tohumlar, ileride sadece belirli koşulları kabul eden ülkelere mi dağıtılacak? Bu durum, özellikle tarımsal altyapısı zayıf ülkeler için bir tehdit oluşturabilir. Tarımsal Bağımsızlık İçin Ne Yapılmalı? Türkiye’nin ata tohumlarını ve tarımsal bağımsızlığını koruması için şu adımlar önemlidir: 1. Ata Tohumu Üretimi ve Dağıtımı: Yerel tohumların tekrar üretime kazandırılması ve çiftçilere dağıtılması sağlanmalıdır. 2. Ulusal Tohum Bankalarının Güçlendirilmesi: Türkiye’deki gen bankalarının hem altyapısı hem de tohum çeşitliliği artırılmalıdır. 3. Hukuki Düzenlemeler:  Ata tohumlarının korunması ve biyoteknoloji şirketlerinin haksız avantaj sağlamalarının önlenmesi için güçlü yasalar çıkarılmalıdır. 4. Bilinçlendirme: Yerel çiftçilerin hibrit tohumlara bağımlı kalmadan ata tohumlarını kullanmaları teşvik edilmelidir. Zira; Svalbard Küresel Tohum Deposu gibi projelerin amacı ne kadar masum görünse de, gıda ve tarımın stratejik önemini düşündüğümüzde, bu projelerin arkasındaki güçleri sorgulamak mantıklıdır. Türkiye, kendi tarımsal çeşitliliğini ve bağımsızlığını korumaya yönelik adımlar atarak, bu tür projelere olan bağımlılığını azaltmalıdır. Böylelikle hem yerel çiftçi hem de ulusal ekonomi güçlenir, dış müdahalelere karşı daha dirençli hale gelir. Yani bir başka deyişle;  Svalbard Küresel Tohum Deposu, kriz anlarında önemli bir kaynak olabilir, ancak hangi ülkelerin bundan faydalanacağı konusunda bir eşitlik garantisi yoktur. Türkiye’nin bu tür sistemlere bel bağlamak yerine kendi tarımsal bağımsızlığını güçlendirmesi son derece önemlidir. Kendi ulusal tohum bankalarını geliştirmek, ata tohumlarını yeniden canlandırmak ve tarım politikalarını yerel çeşitliliği koruyacak şekilde düzenlemek, Türkiye’nin gelecekteki krizlere karşı dayanıklılığını artıracaktır. Bu adımlar atılmadıkça, uluslararası projelerdeki pozisyonu zayıf kalacaktır.
YAZARIN DİĞER YAZILARI