Merhaba dostlar...
2022'ye günler kala bastıran, sağanak gelen dolar yükselmesi zamların peşpeşe gelmesi, asgari ücret trajedyası derken, zamanın içinde fırtına okyanusunda oradan oraya savrulup duruyoruz...
Sorunlar yumak haline gelmiş, sistem maalesef her şeyin önünü tıkadı. Günü kurtarma telaşında olan siyasi aktörler halka ise, "Anı" kurtartma telaşını layık gördüler...
Herşey zabıt tanzimlerinde yaşanır oldu. AKP bunalıyor, bunaltıyor. Nüfus kağıtlarında "Geçiş bitmez!" cinsinden hemde...
Kapılarımız zamlar ile daha çok çalınacak, zihni, ruhu, bedeni, cüzdanı yaşayan ölüler mezarlığına dönüşen ülkemizde nefes alamıyoruz. Piyasa ekonomisi tehlikede, Erdoğan ekonomisinin geleceği üzerine değerlendirme yapan yurtdışı analistler Başkanlık seçim propagandasının artık bu sistemle hiç bir başarıya gidemeyeceğini ön görüyorlar.
Son üç yılda Türkiye'nin ekonomik performasının git gide düştüğünü açıklıyorlar. Her şey negatife kaymaya başladı ve dahas Başkanlık sisteminin mevcut her şey üzerinde muazzam baskı yarattığında hemfikirler.
"Yeryüzünde mutluluğu çalınmış halkın adı Türk!" denmesinin altında yatan acı gerçek de budur. Adı konmamış siyasi erkler itiraz etse de aslen yine adı konmamış ama içten içe gizli seçim havası var ve yaklaşıyor...
Dinamizm hareket ve güven bir iktidar için olmaz ise olmazdır ancak Akp bunları tamamen kaybetti. Süslü söylemler siyasi fanteziler artık bitti. Bu halk bunlara artık prim vermiyor, vermeyecek. AKP teşkilatlarına bakın hep binalar lüks ama içinde toplanan insan sayısı çok az artık!
Esas olan ılımlı rejim sistemi AKP'yi aldı götürdü. Son yirmi yıla baktığımızda AKP'nin kaybını görüyoruz, yaşıyoruz. AKP kendi kendini yedi bitirdi ceremesini ise, halkımız yani bizler çekiyoruz.
Radikal düşünce tarzları prestij kayıpları "Dimya ta pirinçalmaya giderken evdeki bulgurdan" bizi etti herkes kayıpta, herkes mutsuz, yön eksen ve şirazesi kaymış zamanları yaşıyoruz...
Peki bunlar revamı bizlere??? Sonumuz hayr olsun! Esenlikler diliyorum değerli okuyucularımız...