Değerli okurlarım ülkenin gerçek gündemi her hafta farklı bir senaryo yürürlüğe konulmak suretiyle göz ardı ediliyor, görmezden geliniyor.
Hepimizin bildiği gündem,
Ülke gerçeğinin en büyük sorunu olan gündem,
elbette EKONOMİK KRİZ....
Her ne hikmetse iktidar kanadı ülkenin hiçbir sorunu yokmuş gibi hareket etmeye devam ediyor.
Uyduruktan bir gündem belirliyorlar,
Bu belirledikleri uyduruktan gündeme maalesef muhalefette yandaş basınla birlikte çanak tutmaya devam ediyor.
İktidarın değirmenine su taşıyor.
Malumunuz olduğu üzere bu haftanın popüler gündemi,
Dillerden düşürülmeyen Kremlin sarayındaki Putin-Erdoğan görüşmesi.
İktidar kanadı taraftarlarına göre büyük bir zafer,
Muhalefete göre eziklik ve rezalet.
İktidara yakın yandaş basına göre Avrupa’yı fetih etmiş gibi önemli bir zirve,
Muhalefet basına göre trajedi.
Peki, sonuç ne?
Bu görüşmeden Türkiye’nin kazancı ne?
Ekonomimiz açısından çıkarımız ne?
Milli güvenliğimiz açısından kazancımız ne?
Ekonomimiz mi düzeldi?
Sınırlarımız açısından sorun bitti mi?
Ne ekonomimiz düzeldi?
Ne sınır güvenliğimiz çözüldü?
Ekonomimiz krizin eşiğinde?
Ülkeme her gün şehit haberleri gelmekte, gencecik fidanlarımız birer birer can vermekte.
Ve işin asıl üzücü tarafıysa,
Buradan çıkartmamız gereken dersin tam olarak ne olduğunu maalesef çıkaramamış bir millet olarak ön yargılı düşüncelerimizle hayatımıza devam etmekteyiz.
Değerli okurlarım unutulmamalıdır ki!
Ekonomisi zayıf olan bir ülke, güçlü ekonomiler karşısında hiçbir varlık gösteremez,
Ekonomisi zayıf olan, güçsüz olan bir ülke,
Gündemi belirleyen değil,
Belirlenen gündemin bir figüranı olmaktan kendini kurtaramaz,
Ekonomin zayıf olunca,
Putin’de senle dalga geçer,
Trump’ta,
Ekonomin zayıf olunca, Türkiye’de attığı zaman mangalda kül bırakmayan kendini kral zanneden bakanlarını bürokratlarını, bir restaurant KOMİ çağırır edasıyla gelin bakalım diyerek dünya kamuoyu önünde seni rezil rüsva eder,
Ekonomin zayıf olunca seni esas duruşta ayakta sıraya dizer ve öylece bekletir.
Ve ekonomin zayıf olunca, Trump gibi hasta ruhlu bir adam, senin ülke Cumhurbaşkanına Aptallık yapma deme cesaretini kendine hak görür.
Sen kendini ülkende biz Osmanlı torunuyuz diye avutursun, ama uluslararası arenada hiçbir varlığın olmaz ekonomin zayıfsa,
Sadece kendini züğürt tesellisi olarak avutmaktan ibaret kalırsın.
Bırakalım artık kısır döngü çekişmeleri,
Bırakalım artık bir birimizi yeyip bitirmeyi,
Ülkenin gerçek gündemine dönelim,
Ülke üretime aç,
Ülke üretime muhtaç,
Ülke üretimsiz ayakta duramaz,
Duramadığını da yaşanan somut gerçekler bize gösteriyor, hem içerde hem dışarda,
Tarım politikamızı millileştirelim,
Sanayi politikamızı millileştirelim,
Hayvancılık Politikamızı millileştirelim,
Teknoloji politikamızı millileştirelim,
Dışa bağımlı yaşamaktan kendimizi biran önce kurtaracak milli politikaları biran önce yürürlüğe koyalım,
Ülke iyiye gitmiyor bilesiniz,
İş işten geçmeden özümüze dönelim,
Elin gavurundan bize bir fayda gelmeyeceğini idrak edelim,
Türkün Türk’ten başka dostunun olmadığını görelim,
Her devlet,
Her ulus,
Ve her millet kendi çıkarları doğrultusunda hamleler atarken,
Biz ABD’nin,
Rusya’nın kuklası olmaktan biran önce kendimizi kurtaralım,
Şayet özüne döner,
Gerçek kimliğine bürünür
Ve yerli ve milli üretim ekonomisine geçersen
Sen ABD ve Rusya’nın kuklası değil,
ABD ve Rusya senin kuklan olur bu gerçeği unutmayalım.
Güçsüzsen, zayıfsan mahkemeden bile kovulursun haklı olsan bile,
Onun için gelin hep birlikte GÜÇLÜ TÜRKİYE’mizi ayağa kaldırmak için Milli ve yerli üretim noktasında ne gerekiyorsa yapalım.
Unutmayalım ki ülkemizin kurucusu olan, ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi “Çalışmadan, yorulmadan ve üretmeden, rahat yaşamak isteyen toplumlar;
Evvela haysiyetlerini,
Sonra hürriyetlerini
Daha sonra da istiklal ve istikballerini kaybetmeye mahkumdurlar.”
gerçeğini aklımızdan biran olsun çıkarmayalım.