?>
Uyanma Vakti!
Türkiye, binlerce yıllık tarihi boyunca sayısız zorlukla yüzleşmiş ve her defasında ayağa kalkmayı başarmış bir millet. Bugün de benzer, belki de daha karmaşık tehditlerle karşı karşıya kalıyoruz. Ülkemizde yaşanan olaylar, milletimizin sabrını sınamakta, toplumsal huzurumuzu derinden sarsmaktadır. Bu durum, her bir bireyin sorumluluk almasını ve ülkesine sahip çıkmasını zorunlu kılmaktadır.
Son dönemde yaşanan trajediler, milletimizin varlığına doğrudan saldırı niteliğindedir. Yeni doğan bebeklerin hayatını kaybetmesi sadece bireysel acılar olarak değerlendirilemez; bu olaylar, ülkemizin geleceğine yönelik tehditlerin simgesidir. İstanbul ve İzmir barolarının, Türklüğe düşman grupların eline geçmesi, Türk kimliğine yönelik sistematik bir saldırının en açık göstergelerinden biridir. Bunun yanında, kahraman teğmenlerimize açılan soruşturmalar, ülkemizde adalet mekanizmasının ne kadar zayıfladığını ve güvenlik güçlerimizin sistematik olarak yıpratılmaya çalışıldığını gözler önüne sermektedir.
Bütün bu tehditler, Türkiye’nin bir göç deposu haline gelmesiyle birlikte daha da vahim bir tablo çizmektedir. Kontrolsüz göç akınları, demografik yapımızı değiştirme riski taşırken, sosyal ve ekonomik dengeleri alt üst etme potansiyeli taşımaktadır. Türk milletinin birliğini ve dirliğini korumak, her zamankinden daha büyük bir görev haline gelmiştir.
Bu koşullar altında sessiz kalmak, milletimizin tarihine ve değerlerine ihanet etmekle eşdeğerdir. Geçmişte defalarca olduğu gibi, bugün de Türk milletinin büyük bir dayanışma ruhuyla bu tehditlerin üstesinden gelmesi gerekmektedir. Şimdi, milli birlik ve beraberlik içinde kenetlenme zamanıdır. Tarih, her zorluğu aşmayı başaran bu milletin, karşılaştığı tüm sorunların üstesinden geleceğini bizlere defalarca göstermiştir. Ancak, bu direniş ve dayanışma ruhunun yaşatılması, her birimizin üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmesiyle mümkündür.
Unutulmamalıdır ki, bu millet, bağımsızlığını ve varlığını ancak mücadele ruhuyla koruyabilmiştir. Sessiz kalmak, mücadeleden geri durmak, bizi daha büyük felaketlere sürükleyecektir. Her Türk bireyi, bu ülkenin geleceği için bir sorumluluk taşımaktadır. Bu sorumluluk bilinciyle hareket etmek, haklarımızı savunmak, adalet ve özgürlük arayışımızdan asla vazgeçmemek zorundayız.
Sonuç olarak, bu toplumsal sorunlar karşısında uyanmak ve harekete geçmek, her birimizin asli görevi olmalıdır. Ülkemizin geleceğini şekillendirmek, ancak ve ancak toplumsal bilinç ve ortak mücadele ile mümkün olacaktır. Türk milleti, köklü tarihinden aldığı güçle her türlü zorluğun üstesinden gelebilecek kudrete sahiptir. Uyan Türkiyem!
Şimdi sorumluluk alma ve geleceğimize sahip çıkma vaktidir.
YAZARIN DİĞER YAZILARI