Değerli okurlarım songünlerde tartışma konusunun doruk noktasına oturmuş olan sarayın başlatmış olduğu biz bize yeteri Türkiyem yardım kampanyası hakkında biraz hasbihal etmek istiyorum sizlerle.
Malumunuz günlerden beri dile getirmiş olduğumuz bir konu var;
Topluca yardım seferberliği yapalım çağrısı.
Bu çağrımız saray tarafından karşılık bulmuş olacak ki böyle bir girişim başlatıldı.
Buraya kadar her şey güzel ve yerinde bir gelişme.
Sıkıntılı olan nokta şu!
Kamu kurum ve kuruluşların bu mesajı yanlış anlayıp çalışan personeli haraca bağlama durumu.
Beyler kendinize gelin!
Bu devletin başlatmış olduğu yardım kampanyası.
İsteyen verir, isteyen vermez.
Yani bağış için zorunluluk teşkil etmeyen bir yardım kampanyası.
Sırf saraya kuyruk sallamak için,
Sırf saraya yalakalık yapmak için insanları haraca bağlamanız,
Despotizmle farkı olmayan bir uygulamadır.
Bu tutum ve uygulamalarınızdan biran önce vazgeçmenizi ümit ediyoruz.
Diğer bir husus bu yardım kampanyalarında halkın devletine karşı güvensizliğinden kaynaklı olarak kendi başının çaresine bakma arayışı.
En çok sorulan sorulardan birisi şu?
Yapılan yardımlar gerçekten yerlerine ulaşacak mı sorunu.
Zira bundan önce iktidar tarafından defalarca toplanan yardımların;
Nereye ve hangi kanallara ulaştırıldığı hala gizliliğini korumakta.
O açıdan halka bu şüphesinden dolayı hak vermek gerekir.
***
Öte taraftan iktidara yakın, ihale babalarına sesleniyorum;
Bay Kalyoncu Hasan Kalyoncu,
Bay Limakın Patronu Nihat Özdemir,
Bay Cengiz İnşaat patronu Mehmet Cengiz,
Bay Ağaoğlu inşaat patronu Ali Ağaoğlu,
Bay Ethem Sancak vd.
Bu zor günlerde halka desteklerinizi bekliyoruz.
Kazanmış olduğunuz ballı ihalelerden,
Elde etmiş olduğunuz gelirlerinizin çok değil sadece %10’luk kısmını halka bağışlayın.
İnan ekonomik olarak hiçbir sıkıntısı kalmaz bu gariban halkın.
Hadi gari bekliyoruz sizleri!
Pamuk eller cebe.
***
Bir başka konu büyükşehir belediyelerinin başlatmış oldukları yardım kampanyasına iktidar kanadının engel olmak istemesi.
İktidar kanadına sormak istiyorum?
Burada sizi rahatsız eden ne gibi bir durum var?
Bu telaşısınız ve tedirginliğiniz neden ve niçin?
Neden ve niçin korkuyorsunuz?
Tarikatlar bağış topluyor,
Vakıflar topluyor,
Camiler topluyor,
Kızılay vergiden kaçınmak için,
TÜRKEN Vakfına aktarmak üzere topluyor,
Diyanet dünyanın dört bir tarafında, yüz milyonlarca dolara cami yaptırmak için topluyor,
AKP’li belediyeler topluyor,
Ama muhalif belediyeleri, vatandaşa aktarmak üzere bağış toplayamıyorlar.
Neymiş efendim belediyeler bağış toplayamazmış,
Bağışlar sadece cumhurbaşkanlığının gösterdiği hesaplara yapılacakmış.
Peki Gaziantep belediyesi neden bağış topluyor?
Peki Konya belediyesi neden bağış topluyor?
O hesaplar neden bloke edilmiyor?
AKP'li belediyeler toplayabilecek,
Muhalif belediyeler toplayamayacak mı?.
Bu devlet AKP devleti mi?
Asıl sorun şu iktidara kimsenin güvenmediği sorunu.
Çünkü muhalif belediyelerin daha çok bağış toplayacağını biliyorlar.
O açıdan ne kadar para toplandığını kimse bilmesin istiyorlar.
Sormak istiyorum sarayın iktidarına?
Bu üç büyük belediye İstanbul-Ankara ve İzmir AKP‘nin elinde olmuş olsaydı?
Bu şekilde hesaplara bloke koydurma kararı aldırır mıydınız?
Sakın evet demeyin bu tezinizi çürütecek bir husus var!
AKP’nin elinde olan Konya ve Gaziantep Büyükşehir Belediyeleri.
Konya ve Gaziantep Büyükşehir Belediyeslerine neden böyle bir yaptırım uygulanmıyor o halde.
Dost bizi bahçede görsün misali o hesaplara da koyduk diyorlarsa şayet pek inandırıcı gelmiyor halka bilesiniz!
Konya ve Gaziantep ülke sınırları içersinde de diğer belediyeler yurt dışında mı?
Beyler bu yanlış tutum ve davranışlarınızdan biran önce vazgeçin!
Hele de bu günlerde;
Ne yeri,
Ne zamanı
Ne de sırası!
***
Bir başka husus ise,
Malum diyanet!
Bu malum kuruluş her şeye el attığı gibi,
Bu yardım kampanyasına da el attı.
Ya Allah aşkına!
Diyanetin başındaki zata seslenmek istiyorum!
Sizin başka işiniz yok mu?
Her şeye turşu olmak,
Her şeye müdahale etmek zorunda mısınız?
Sırf saraya yalakalık olsun diye,
Saçma sapan tutum ve davranışlar sergilemek zorunda mısınız?
Zaten insanları her Cuma haraca bağlıyorsunuz?
Doymadınız mı yemekten?
Doymadınız mı soymaktan?
***
Son olarak konumuz dışında ama bir hususa daha değinmek istiyorum
Şov yaptığını düşündüğüm,
Uşak Valisi Funda Kocabıyık.
Felsefe öğretmeni.
FETO'ya "Son bin yılın en önemli Türk büyüğü" diyen
AKP Mv. Hüseyin Kocabıyık ile evleniyor.
Hızlı yükseliş başlıyor.
2005'te MEB'te müfettiş yardımcısı.
Sonra müfettiş
Sonra Genel Müdür.
2018'de de vali.
Sayın vali önce kendini bil sonra da haddini.
Sen bu halk sayesinde ordasın.
Halk olmasa ne sen olursun ne seni oraya getirenler.
Hiç kimse halka bu şekilde davranamaz
Hiç kimse halka tepeden bakamaz
Tamam, kibir abidesi olduğunu anladık,
Bari bu zor günlerde ukala davranışlardan vazgeçin.