?>

YARIN ÇOK GEÇ OLABİLİR!

Abdullah Yeniekinci

5 yıl önce

Değerli okurlarım, iktidarın koronavirüsüyle olan mücadelesi giderek tuhaf bir hal almaya başladığını hep birlikte izliyoruz ve görüyoruz.

Aslına bakacak olursak ortada bir mücadele var mı yok mu?

Ondan da pek emin değiliz doğrusu.

Siyaset,

Adalet,

Ekonomi,

Hizmet,

Ticaret,

İnşaat,

İşçi,

İşveren,

Aklımıza gelebilecek hangi sektör veya sınıflar varsa hepsi tedirgin bir bekleyiş içerisinde,

Tek bir soru soruyorlar?

Bundan sonra ne olacak?

İktidar virüsün yayılmaya başladığı ilk günlerde doğru ve yerinde kararlar alınmış olmasına rağmen sonraları ipin ucunu kaçırmaya başladı bir daha da toparlayamadı.

Erkenden Bilim Kurulu’nun oluşturulması,

Okulların tatil edilmesi,

Camilerin ibadete kapatılması,

Geç de olsa futbol maçlarının ertelenmesi…

Bütün bunlar çok yerinde ve doğru atılan adımlar olmasına rağmen. İşin vahameti büyüdükçe iktidar çabaları küçülmeye başladı zira kasa da para yok!

Nitekim ilk günlerde atılan doğru adımlarda iktidar, toplumun bütün kesimlerinin hem desteğini hem de takdirini almıştı.

Dediğim gibi sorun büyüdükçe tedbirler de sorunla mücadeleler de yetersiz kalmaya başladı paranın olmayışından ötürü.

Bilhassa sayın Erdoğan’ın geçen günler ulusa sesleniş adı altında yapmış olduğu konuşma iktidarın corona virüsüyle mücadelesinin üzerine büyük bir gölgenin düşmesine neden oldu..

Nitekim Sayın Erdoğan’ın açıkladığı mücadele ve önlem paketinde öyle maddeler var ki insanı gerçekten hayretler içerisinde bırakıyor.

Örneğin,

Bir taraftan insanları evde kalmaya davet edip diğer taraftan bu çağrıyla çelişecek şekilde otel konaklamalarındaki vergi oranını indiriyoruz demesi,

bir taraftan insanları seyahat etmemeye teşvik ederken diğer taraftan uçak biletlerindeki KDV oranını düşürüyoruz demesi,

Öyle ki,  böyle bir günde konut satışlarındaki kredi kullanımında peşinat oranını indiriyoruz demesi,

Bütün bu açıklamalar bize iktidarın virüsle mücadelede akla, mantığa dayalı bir planının olmadığı gerçeğini gösteriyor.

Şayet öyle olmuş  olsaydı bu kadar absürt madde o paketin içinde yer almazdı.

İktidar ‘corona’yla mücadelede işe yarar adımların olduğu bir paket açıklayamadığı için mücadeleye zerre etkisi olmayan böyle içi boş ve tuhaf maddelerle kalabalıklaştırılmış bir paket ortaya koydu. Kimseyi tatmin etti mi dersiniz hayır. 

Nitekim paketin açıklanmasının ardından ortaya çıkan tabloya bakınca durumun vahameti daha da net bir şekilde görülmektedir.

Değerli okurlarım lafı evelemeden gevelemeden ve  dolandırmadan ne tbir şekilde söyleyeyim:

Devasa büyüklükte bir sorunla karşı karşıyayız maalesef,

Ancak ne hazindir ki iktidarın bu sorunla bir mücadele stratejisi ve taktiği de yok maalesef!

Sarayın damadı zatı muhterem zat Maliye Bakanımız Berat Albayrak’ın yaptığı açıklamada yüzde 5 büyümeden bahsetmiş olması, hiçbir şey yokmuş gibi gayet neşeli bir tavırla hepimizi endişeye düşüren bu sorunu hafife alması küçümsemesi bize iktidarın durumun vahametini kavramadığını da açık açık göstermektedir.

Görünen o ki sorun büyük değilmiş,

kolayca atlatılabilirmiş gibi bir yaklaşımla,

köklü bir çözüm üretemeyen, sorunu geçiştirmeye yönelik bir politika izlemekteler. 

Bu bakımdan iktidar hem meseleye gerekli ciddiyetle yaklaşmadığı için hem de şeffaf bir politika izlemediği için Türkiye’deki mevcut durumu tam olarak görmemiz mümkün olmuyor.

Örneğin günde iki bin beş yüz, üç bin kişiye test uygulanıyor diye açıklama yapılıyor, öte yandan bu sayının niçin artmadığını bilmiyoruz.

Diğer yandan, günlük test yapılan hasta sayılarını açıklamama yoluna gittiklerini de buna niçin ihtiyaç duyduklarını bilmiyoruz bilemiyoruz. 

Mesela hastaların daha çok hangi illerde olduğunu da bilmiyoruz bilgi alamıyoruz ortada bir şeffaflık yok maalesef.

Halktan neyi ve niçin gizliyorlar?

Örneğin hastanelerde maske, dezenfekte malzemesi gibi temel ihtiyaçların eksikliğinden bahsediliyor, hatta hastaneler yardım çağrısında bulunuyor, bunun nasıl olduğunu, niçin olduğunu  ve ne durumda olduğu da bilmiyoruz bilgi verilmediği için.

İşin en komik yanlarından birisi de “ABD’ye 500 bin test kiti sattık” diye açıklama yapılması hususu, Bir yandan ABB’ye şu kadar test sattık diyeceksiniz diğer yandan Çin’den şu kadar test aldık. Burada bir çelişki yok mu sizce. Burda şu soruyu sormamız da fayda var? İhtiyacımız varsa neden satıyoruz, yoksa neden alıyoruz?

Diğer yandan bu test cihazlarının Türkiye’de niçin kullanılmadığını, test yapılan hasta sayısının niçin bu kadar düşük kaldığını da maalesef bilmiyoruz. 

Bu salgınla mücadele eden tüm devletler olası bir hasta yığılmasına karşı yeni hastaneler açarken

Ülkemizde buna yönelik olarak bir girişim veyahut hazırlık olup olmadığını da bilmiyoruz.

Sadece bunlarla sınırlı değil,

Okulları tatil edildi,

Camiler kapatıldı,

Maçlar geçte olsa ertelendi,

Ancak bütün bunlar insanların sokağa çıkmasının önüne geçemedi yani engellemeye yetmedi.

Kısaca  bu önlemler,n amacına ulaşmadığı bir durumla karşı karşıyayız.

Hal bu vaziyetteyken iktidarın bu önlemleri işe yarar hale getirecek ne yeni bir girişimi var ne de bir stratejisi.

Çünkü bir gün çalışmadığında aç kalacak milyonlar var

Okullar tatil fakat insanlar işe gidebiliyor,

Camiler kapalı kapalı olmasına ama asker uğurlama, düğün gibi alanlardaki toplanmalar devam hız kesmeden ediyor.

Örneğin maçlar ertelendi fakat insanlar farklı alanlarda bir araya gelmeye devam ediyor. 

Burada yapılması gereken;

 Yeni adımlar;

yeni stratejiler geliştirilmek,

Bunlara acil bir şekilde  ihtiyaç var,

Ancak iktidar kanadı;

 o adımı atmaktan,

net bir mücadele programı ortaya koymaktan özellikle kaçıyor ve kaçınıyor. 

Okul, cami gibi yasakların amacına ulaşması için ve mücadelenin etkinlik kazanması için sokağa çıkma yasağı uygulanması gerekiyor, fakat iktidar buna yanaşmıyor.

Yanaşmıyor çünkü bir gün çalışmadığında aç kalacak milyonlarca insan var.

Sokağa çıkma yasağından önce o insanların ihtiyacını karşılayacak bir yardım paketine ihtiyaç var.

Görünen o ki ortada böyle bir para olmadığı için iktidar bu yasak kararını alamıyor, alamadığı için gerçek bir mücadele programı da uygulayamıyor. 

Tam da burada şeffaflıktan uzaklaşıyor,

Durumu bütünüyle ortaya koyacak verileri netlikle paylaşmaktan imtinayla kaçınıyor. Sorun büyük değilmiş gibi davranıyor, zamana yayarak sorunu atlatacağını zannediyor.

Bütün dünya büyük bir endişeyle yardım paketleri açıklayıp sokağa çıkma yasağı uygularken, yeni hastaneler açmaya yönelirken, günlük test sayısını artıracak farklı yollar ararken bizde mesele günlük vaka sayısı açıklamakla geçiştiriliyor.

İktidar ekonomideki çöküntünün su yüzüne çıkmasını istemediği için, dahası bu çöküntüyü örtbas etmek için gerçekçi bir mücadeleye yönelmiyor, yönelemiyor.

Yani anlayacağımız hepimizin hayatının masaya sürüldüğü bir kumar

İktidar bu şekilde davranarak ve yaparak halkın sağlığı üzerinde büyük bir kumar oynuyor.

Hepimizin hayatının masaya sürüldüğü bir kumar bu.

Beyler bu iş şakaya gelmez,

Bu işin gerçekten şakası yok.

Yüzyılda bir gelebilecek büyüklükte ağır bir sorunla karşı karşıyayız maalesef.

Geciken her tedbir,

Geciktirilen her önlem,

Sorunu gerçek manada içinden çıkılmaz hale sokar ve sokuyor da zaten.

Sorun büyük değilmiş,

Zamana yayarak atlatılabilirmiş gibi davranmak…

İktidar, verileri net bir şekilde paylaşmayarak,

Panik yaratmama politikasının arkasına sığınarak,

Bu devasa sorunun büyümesinin önüne geçemeyeceğini artık görmeli, anlamalı ve tedbir almalı. 

Bundan ötürü,  iktidar aklını başına toplayıp, gerçekleri görüp bu doğrultuda gerçek bir mücadele stratejisi ortaya koymalı artık!

Gerekirse topyekun bir ekonomik seferberlik ilan etmeli.

Sokağa çıkma yasağı ilan etmek için ihtiyaç duyulan o yardım paketi için bir kaynak yaratmalı.

Bunun için gerekirse;

En başta lüks ve şatafat içinde yüzen iktidar mensupları olmak üzere,

İş dünyası,

Sivil toplum kuruluşları,

Belediyeler vd.

Kısaca tüm ulus olarak hepimizin elini taşın altına koyacağı bir kampanyayla bir fon oluşturmalı.

Fondan elde edilen gelirle;

Yeni hastaneler açılmalı,

Sağlık çalışanlarının çalışma şartları düzenlemeli,

Ve sokağa çıkma yasağı verilmesi durumunda mağdur olacak insanların ihtiyacını karşılamak amacıyla bu fondan kullanılmalı.

Saymış olduğumuz bu önlemleri almayıp,

Bunları yapmayıp,

Her akşam vaka ve ölüm sayısı açıklayarak,

Topluma “Lütfen sokağa çıkmayın” gibi sonuç getirmeyen anlamsız ve içi boş çağrılar yaparak,

Panik havası oluşmasın diye gerçek bilgileri saklayarak sorunla mücadele edilmez, edilemez bilesiniz 

Altını çizerek tekrar ediyorum;

Maalesef iktidar, ekonomideki zayıflık nedeniyle,

Gerçekçi,

Şeffaf,

Ve sağlam bir strateji içeren bir mücadele sürdürmüyor.

Sorun büyük değilmiş,

Bu şekilde kolayca atlatılabilirmiş gibi davranarak hepimizin hayatını,

Dahası ülkenin geleceğini büyük bir tehlikeye atıyor.

Bu anlayıştan derhal vazgeçmeli ve şeffaf, gerçek bir stratejiye dayalı bir mücadeleye yönelmeli bir an önce.

Aksi takdirde kontrol tamamıyla kaybedilecek ve toparlanamaz ve işin içinden çıkılmayacak boyutlarda bir tabloyla karşı karşıya kalacağız bilesiniz.

YAZARIN DİĞER YAZILARI