Sabah uyandınız, ağzınızın kenarında bir tad! Dünün tadı ve o tada ilişmiş bir gülümseme ile bugüne başlıyorsunuz. Böyle değil mi! Değil, tabi ki ben uydurdum; Ya koşturarak geçiyor günlerimiz ya da otururken kafamızın içinde koşturan bir sürü şey!Ve elbette bu durumdayken sabah uyandığımızda tadı damağımıza yapışmış, dünden kalan bir ‘yaşanmışlık’ yok. Ne çok şeyin tadı damağımızda kalırdı; Sohbetin, oyunun, şakalaşmanın, gülmenin, sevmenin, dostluğun…. Bizim ‘Toplumsal tadlarımız’ vardı. Şimdi yoklar. “Tadı damağımda kaldı.” En son ne zaman söylediniz bu sözü. Şöyle arkanıza yaslanıp ‘tadı damağımda kaldı’ deyişiniz, ne zamandı? Yemekten bahsetmiyorum! İçmekten de! Yaşamaktan söz ediyorum; Bitirdiğimiz günden, kurduğumuz ilişkilerden, yaptığımız İş’ten, sokaktaki yüzlerimizden, yüzlerimizdeki gülüşlerden…Gülüşler ki, insanı ele verir! Tadı damağımda kaldı dediğiniz kaç şeyiniz var! Var mı? Helal olsun, ne mutlu size. Hangi tad, o?Yaşadığınız ev mi? Bindiğiniz araba mı? Satın aldığınız güvenlik mi?Atladığınız sınıf mı?Tad alabiliyorsanız, ne mutlu size. Şöyle adamakıllı bir kahkaha, dolu dolu bir huzur, ’tadından yenmeyen’ bir özgürlük, oh be bugünleri de gördük dedirtecek bir demokrasiyi de yanlarına eklesek güzel olmaz mı? İki kişilik bir ‘sözleşmeden’ toplumsal sözleşmeye kadar, hepsinde bir tadsızlık! Herkes bulunduğu yerden şikayetçi, yılların yorgunluğu okunuyor yüzlerinden! Severek yaptığı iş’i sevemez olan o kadar çok kişi tanıyorum ki! Bir bıkkınlık bir usanmışlık bir bitse de gitse durumu! Dünyanın havasından mıdır suyundan mıdır, ekmeğinin tuzundan mıdır?Şöyle adamakıllı ağzımızda tad bırakacak hiç bir şey bırakılmıyor, sonrakine. Her şeyi zehir ediyoruz. Gücü ‘ele geçiren’ illallah ettiriyor diğerine. Sadece diğerine değil en yakınına da!Bir de bakmış ki tek başına kalmış. ‘Tadı damağımda kaldı’ dediğiniz bir şey söyleyin kendinize. İçtiğiniz su mu, yediğiniz yemek mi, yaşadığınız an mı, gittiğiniz yer mi, izlediğiniz film mi….hangisi? Üye olduğunuz parti mi, dernek mi,…. yaşadığınız ülke mi? ‘Tadı damağımda kaldı’ dediğiniz ne var? Bir düşünün; Dostluk, arkadaşlık, akrabalık,…. doya doya bir uyku? Hangisi? Yok, kimseye söylemeyin, kendinize söyleyin ve saklayın onu gerekecektir. Hava, su, ekmek, toprak ve tadımız! Bozuldular. Gücü ele geçiren bütün tadları kendi ‘torbasına’ doldurdu. Haberlerde izliyorum, mikrofon uzatılan bir balıkçı “Hiç bir şeye hevesim kalmadı” diyor. Heves: Bir şeye karşı duyulan istek. Heveslerimizi kaçırdık, her şey birbirine karıştı. Hangi heves kimin,hangi iyilik kime yapılacak, hangi umut hangi yarına! Yarın değil; Bugün, şimdi, şu an!İyileşmeliyiz, heveslenmeliyiz, umutlanmalıyız. Yarın değil; Bugün, şimdi, şu an!