"GOOGLE’ın MÛCİDİ ABDULHAMİD, ilk kullanıcısı yine ABDULHAMİD."   Havaalanı YENİSİNİN adı da ABDULHAMİD. İçimiz dışımız 2.ABDULHAMİD !  Sanki başkası yokmuş gibi …    Ben de, “VAR mıdır” diye merak ettim ve OSMANLI İmparatorluğu tarihine şööle kabataslak bi göz atmak, bakmak istedim. Ve baktım. Kiii, o hoooo neler olmuş neler, neler; neler varmış da neler ?   İmparatorluk, ilk gününden son gününe kadar 623 sene sürmüş. 36 Padişah gelmiş geçmiş. ABDULHAMİD Han Hazretleri 34. Padişah olarak 1876’da tahta oturmuş, 32 sene sonra ve 31 Mart Vak’ası’ndan sonra, 27 Nisan 1909’da Ayan ve Mebusan Meclisi tarafından kaldırılmış (“HAL EDİLMİŞ”). (Ondan sonra 5. Mehmet Reşat gelmiş. Sonra da 6. Mehmet VAHİDETTİN gelmiş ve 17 Kasım 1922’de İngiliz vapuruna binip gitmiş. Ömrünün son demleri de sefalet içinde geçirmiş. Hazîndir. CENAZESİ bile HACZEDİLMİŞTİR)   Bu 36 Padişah zamanında 292 SADRÂZAM (yani, Büyük VEZİR ve yani Başbakan) görev yapmıştır. Bu zaman zarfında 45 tane Sadrazam BOĞDURULMUŞTUR. 6 tanesini 4. MURAT, 6 tanesini 4. (Avcı) Mehmet ve 5 tanesini de 3. Ahmet BOĞDURMUŞTUR.    DAMAT olarak SADRAZAMLIK yapan iki kişi vardır: Birisi DAMAT FERİT Paşa’dır. Bu DAMAT, iki defa bu göreve getirilmiştir: 10 Mart 1919- 4. Ekim 1919. Ve 5 Nisan 1920-18 Ekim 1920. (Ki, o zamanlarda Osmanlı hanedanlığı da bitmiştir)   Diğeri de, Nevşehirli DAMAT İBRAHİM PAŞA’dır. Bunun akıbeti de pek HAZÎN olmuştur: KAYINPEDERİ tarafından BOĞDURULMUŞTUR ! Nevşehir’de görev yaptığımdan mıdır, nedendir bilmiyorum, bunun hayat hikâyesi beni çok üzmüştür. Arz ediyorum:   Nevşehirli DAMAT İbrahim Paşa. Tanınmış Osmanlı büyük vezirlerindendir (1660 - 1730)  Eski adı MUŞKARA olan NEVŞEHİR’de doğdu. İş bulmak için İstanbul’a geldi. Bir akrabasının yardımıyla sarayın Helvacı ocağına, daha sonra Baltacılar ocağına girdi, kızlar ağası yazıcılığına yükseldi. 1703’te şehzade Ahmet’in (III. Ahmet) hizmetine verildi. Onun güvenini kazandı. Padişahların 23’üncüsü olan 3. AHMET padişah olunca kendisine çok yakınlık gösterdi.    Padişah, güvendiği İbrahim Efendiyi, sadaret kaymakamı yaptı. Onu, KIZI Fatma Sultanla evlendirdi. Damat olan İbrahim Paşa, 1718’de SADRAZAMLIĞA (Büyük Vezirliğe)  getirildi. Nevşehirli Damat İbrahim Paşa, barış yanlısı idi. Onun etkisiyle Avusturya ile Pasarofça antlaşması  imzalandı. Venedik ile de barış yapıldı.   Bozulan devlet örgütünü ve sosyal kurumları düzeltmeye çalıştı. Bayındırlık işlerine önem verdi. Doğum yeri olan Muşkara köyünde cami, medrese, kütüphane, çeşme, hamam ve daha başka binalar yaptırdı. Burasını, Nevşehir adıyla kaza merkezi haline getirdi.   LALE DEVRİNİ açtı. Matbaanın kurulmasını ve daha başka yeniliklerin yapılmasını sağladı.  İbrahim Paşa, on üç yıl büyük vezirlikte, SADRAZAMLIKTA bulundu.    Fakat, ZEVK ve eğlenceye fazla DÜŞKÜN olması, YAKINLARINI YÜKSEK DERECELİ MEMURLUKLARA GETİRMESİ, İran üzerine yapılacak seferi geciktirmesi gibi nedenlerle İstanbul'da PATRONA HALİL AYAKLANMASI patlak verdi. Padişahlığını kurtarmak isteyen III. Ahmet, DAMADI olan İbrahim Paşayı, SARAYDA BOĞDURDU ve CESEDİNİ, AYAKLANANLARA VERDİ.   Osmanlı tarihi böyle bir tarihtir. Yani, örnek alınacak veya HASRETİ çekilecek bir şey değildir. Ama maalesef, hangi HASTALIKLI AKILA hizmetse; 98 sene önce ve 98 senedir, KURTULDUK diye SEVİNİRKEN; 110 sene EVVELİNDEN de evveline, 1878’e DÖNMEK için ÇIRPINMAYA başladık.    Vaaahhh, vaaahhh ve de  eyvaaahhh … !   YALNIZ bırakılmış, MAHZÛN memleketim !   (Not: Bence, bu 2’incisinden 104 sene önce, 1774 – 1779’da Padişahlık yapmış olan  ABDULHAMİD’in BİRİNCİ olanının zamanın dönmek daha iyidir ve daha hayırlıdır. Zira  o zamanlarda, yine de, Osmanlı İmparatorluğunun bir ağırlığı vardı. Bu 2’incisinin zamanındaki Osmanlı, REZİL ve PERİŞAN haldeydi ve zaten DAĞILMIŞ ve ZAVALLI bir duruma düşmüştü)