Faiz, insanlığın başındaki en büyük belâlardan biridir. Bunu aklı başındaki herkes kabullenmekte. Bütün insanlar, sun’î gündemlerden âzâde bir şekilde düşündüklerinde, Allah-u Azimüşşân’ın fâizi haram kılmasının hikmetlerini anlayacak, belki de sırf bu madde ile Müslüman olacaklardır.
Âyet-i kerimelere ve hadis-i şeriflere baktığımızda, faizin ekberü’l kebâir günahlardan olduğunu görürüz ve Müslüman olarak bu musibetten fersah fersah uzak durmaya çalışırız. Biz Mü’minler olarak bu davranışı, faizin yol açtığı felaketleri gördüğümüz için değil, Rabbimizin emri olduğu için yaparız. Zaten bizler aklı başında Müslümanlar olarak şunu çok iyi bilmekteyiz: Bu kâinatı yaratan, sonradan kıyamet ile harap ettirip, ebedî hayatı başlatacak olan Allah-u Teâlâ, yarattığı insanların bu dünya hayatında, emniyet ve huzur içerisinde yaşaması için kanunlar va’zetmiştir. Bunlara, “teklifi kanunlar” denilir. Bu kanunlar Kur’an-ı Kerim’de ve Peygamber Efendimizin hadis-i şeriflerinde belirtilmiştir. Peygamber Efendimizin (A.S.M.) devlet reisi olduğu İslâm devleti ve daha sonra Kur’an’ı anayasa yapmış olan bütün İslâm devletleri bu kanunları uygulamaya âzâmî dikkat göstermişlerdir. İşte fâizin yasaklanması da bu kanunlardan biridir.
İslâm’ı reddeden sistemler ise faizi ekonomik hayatın bir “gerçeği” görmüş ve “faizli hayatı” seçmişlerdir. İşte bu seçimden itibaren de insanların yüzü gülmez olmuştur. Nasıl gülsün ki, tesirlerine bakıldığında, faiz, yedi başlı bir canavar gibidir. Devlet hayatına, sosyal hayata, aile hayatına, ticaret hayatına musallat olan bir beladır.
Geçmişte ekonomi bakanlarının beyanatlarını not almıştım. “Devletin yıllık bütçesinin yüzde 80’i fâize gidiyor”, diyenler vardı. “yüzde 85’i faize gidiyor” diyenler vardı. Bu rakam yüzde 80’in altına düşmüyordu. İşte yepyeni bir rakam; Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Sabri Tekir, “Saniyede 871 dolar faiz ödüyoruz” demekte ve şöyle devam etmekteydi: “Bütçeden faize saniyede 871, dakikada 52.260 dolar, 1 saatte 3.135.600 dolar, 1 günde 75. 254.400 dolar ödeniyor.”
Hazine ve Maliye Bakanlığı verilerine göre 2021 yılının ilk iki ayında (Ocak, Şubat) faizlere yüklü ödeme yapılmıştı. Yapılan faiz ödemesinin miktarı 32,5 milyar lira idi. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 20 Nisan’da web sitesinde yayınladığı “Merkezi Yönetim Bütçe Dengesi ve Finansmanı” tablosunu incelediğimizde; yılın ilk üç ayında yani 90 günde 48 milyar 928 milyon lira faiz ödemesi yapılmış. Yani, günde; 543.644.444 TL, saatte; 22.651.852 TL, dakikada; 377.531 TL, saniyede; 6. 292 TL faiz ödemesi yapılmış.
T.C. Devleti’nin kuruluşundan itibaren devletin faize yaptığı ödemeleri göz önüne getirdiğimizde ortaya çok korkunç bir rakamın çıkacağı açıktır. Sırf bu verdiğimiz örnekler bile “faiz canavarının” ülkemize nasıl tebelleş olduğunu göstermeye yeter…
Bu yapısıyla faiz, masallardaki yedi başlı canavara benzemektedir. Tıpkı o masallardaki gibi bir yiğit çıkıp bu canavarı öldürmedikçe de bundan kurtuluş yoktur. Yakın tarihimizde bir yiğit çıkıp bu canavarın başından birisine okkalı bir darbe indirmiş ve o canavarın pençesinden ve dişlerinden kurtardıklarını millete dağıtmıştı. Lütfen merhum Erbakan Hoca’mızın ekonomi danışmanı Prof. Dr. Osman Altuğ’un bu konu ile ilgili konuşmalarını dinleyiniz. Erbakan Hoca’mızın başbakanlığı devresinde îcad edilen “Havuz Sistemi”nin temel gayesi, faiz canavarının pençesinden şu gariban milletin varidatlarından bir kısmını kurtarmaktı. Yapılan operasyonla yüzde 135’lik faiz yüzde 75’ler seviyesine çekildi. İşte o yüzde 50’lik “kırpma” daha doğrusu faiz canavarının pençesinden milletin malını kurtarma, bu gariban millete verilmişti. Peki, ne verildi? Emeklilere yüzde 100-yüzde 300 zam, işçilere yüzde 125 zam, memurlara, yüzde 50’den fazla zam… Bütün bunlara ilaveten TC tarihinde ilk defa “denk bütçe” yapılması… Lütfen herkes elini vicdanına koyup, aklını başına alıp düşünsün; ya bir de faiz temelli kaldırılmış olsa ne olurdu?
Dünyadaki bütün “Kafası çalışan” insanlar faiz belasından nasıl kurtulacaklarını tartışmakta. “Sen çalış ben yiyeyim” esasına dayanan faiz sistemi ile semiren bir avuç azınlık sömürecek ve semirecek diye, milyarlarca insan kıvrım kıvrım kıvranıyor. Sadece insanlar değil, devletler de faizin pençesinde inim inim inliyor. Bütün dünya bir yiğidin çıkıp şu yedi başlı ejderhayı öldürmesini bekliyor. Bu beladan kurtulmanın bir tek yolu var: Samimi bir şekilde Kâinatın Sahibi olan Allah-u Azimüşşan’ın fermânına kulak vermek. Aksi takdirde, beşer, işte böyle kıs kıs kıvranmaya devam eder…