MEVCUT KAN GURUPLARI ÖLECEK DE; YENİ BİR KAN GURUBU MU DOĞACAK ACABA?
İnsanlar ilk önce “0” kan grubuna sahiplerdi. Sonra “0” kan grubundan “A” gurubu doğdu. Sonra “B” gurubu doğdu. Daha sonra “A” ve “B” guruplarının bileşiminden “AB” gurubu doğdu. Tanrı, bu dört gurup arasına sınırlar koymuş. Bir guruba yarayan besinlerin diğer kan gurubuna yaramadığını ve zarar verdiğini görüyoruz. Belki de Allah bu “zararlılar” sınırını koymakla, dünyada besinlerin pay edilerek tasarruflu kullanılması için koymuş olabilir. Eğer herkes et yemiş olsaydı, et kıtlığı olacaktı. Herkes süt yemiş olsaydı, süt ürünleri kıtlığı olacaktı. Herkes ekmek yemiş olsaydı, tahıllarda bir kıtlık olacaktı. Sebzeler, meyveler, bakliyatlar için de böyledir. Kim kendi kan gurubuna yarayanların dışında, başkasına yararlı, kendisine zararlı olan besinleri almaya kalktığında hasta oluyor. Kan gurubuna göre beslenmeden şunu anlıyoruz; Başkasının sınırına geçerek onun yiyeceklerine el attığımız an hasta olacağız. Bunu bilirsek, birçok hastalıktan kurtulmuş oluruz. Boşuna başkası olmaya çalışmayalım, kural öyle konulmuş, kan gurubumuza göre beslenmeye dikkat etmekten başka çıkar yolumuz yoktur. Bu gerçekten hareketle, doktorlarımız hastayı dinlemeden önce, kan gurubunu sormalı, nasıl beslendiğini sormalı ve hastalığının kaynağını kan gurubu dışında zararlılar sınırını aştığı için hasta olduğunu anlatmalı ve ilaçtan önce ne yiyip yemeyeceğine dair listeyi hastanın eline tutuşturmalıdır. İlaç tedavisi ikinci palanda gelmelidir. Bırakalım doktorlarımızı, diyetisyenlerimiz bile hastanın kan gurubunu sormadan diyet önerilerinde bulunuyorlar.
Ölüm Oranları Artıyor, Sizce Nedeni Nedir?
“Hayatımızın gücü nerden geliyor?
Bizi hayatta kalmaya iten şey nedir?
Kanımız bizim yaşam gücümüzdür.
Bu gezegenin el değmemiş ormanlarına sürüklenirken, ender görülen virüs ve enfeksiyonlar ortaya çıktı. Bu hastalıklar, tıbbi müdahalelere karşı koydular. Vücudumuz bilinmeyenin meydan okumasına cevap verebilecek mi? Karşı karşıya olduğumuz tehlikeler şunlardır:
-Ozon tabakasının delinmesi yüzünden artan ultraviyole ışınlar.
-Hava ve Su kirliliği.
-Yiyeceklerin kirlenmesi.
-Nüfus patlaması ve kıtlık.
-Kontrol dışı bulaşıcı hastalıklar.
-Her yerde karşımıza çıkan, bilinmeyen plaklar (Damarlara yerleşen, yerlerinden kopunca da kalp krizi ya da felçlere yol açabilen son derece tehlikeli bazı yapılanmalar var. Bunlara “plak” adı veriliyor).
Hayatta kalacağız ve hep hayatta kaldık. Hangi form hayatta kalacak, kalanları nasıl bir dünya bekliyor olacak, bilmiyoruz.
“BELKİ DE YENİ BİR KAN GURUBU DAHA ÇIKAR.”
Ona da “ C ” gurubu deriz. Bu yeni kan gurubu, bilinen antijenlere antikor üretebilir. Aşırı kalabalık ve kirli dünyamızda doğal kaynaklar tükenirken, “ C “ gurubu ortaya çıkıp diğerlerine hükmedebilir. Eski kan gurupları artık bu çevreye uyum sağlayamadıkları için yok olmaya başlarlar. Sonunda “ C “ gurubu hayatta kalır.
Ya da belki başka bir senaryo olur. Bilimsel bilgilerimiz, insanlığın en kötü dürtüsünü kontrol etmemize izin verir ve medeniyet bu ölümcül dürtülerden kurtulup kaderine hükmeder.
Geniş bilgiye sahibiz ve umut etmemiz için her sebep mevcuttur. Çağımızın en iyi ve en fedakârzekâları ve ruhları dünyamızın gerçekliğiyle buluşabilir. Şiddet, savaş, suçlar, cehalet, hoşgörüsüzlük, nefret ve hastalılar… Böylece bu toksik spiralden kurtuluruz.
Hiçbir şey bitmedi. Bu dünya ve amacımız, ayrılmaz bir parçası olduğumuz devamlı değişen dengelerdir. Devirim, biz olmasak da devam edecektir. Zaman göz açıp kapayıncaya kadar geçiyor, bu da hayatlarımızı çok değerli kılıyor.”
(kaynak: Kan Grubunuza Göre Beslenme. Dr. Peter J. D’Adamo. Çeviri: Mehtap Gül Aryal. Yakamoz Yayınları. 2. Baskı. 2013)