Olay, kaza ya da ne derseniz 14 Kasım 2019 Perşembe günü yaşandı. Bir mühendis, kim bilir hangi düşüncelerle o ‘bitmeyen’ inşaatı incelemeye gitti.
Bu yazı yazılana kadar, ilgili kurumlar tarafından bir soruşturma açıldı mı bilmiyorum, birilerinin ifadesi alındı mı mesela: O iskele yıllardan beri orada neden çürümeye terk edildi, neden önlem alınmadı, önlem alması gerekenler kimlerdi gibi...
Adı üstünde ‘SORUŞTURMA’: Olayın neden meydana geldiğini çözmek için sorular sorup, tonlarca kalıp ve iskelenin mühendisin üstüne ‘boca’ olmasının sorumlularını soruşturmak.
Ben, sorumluları biliyorum: Birincisi ben, inşaatın başladığından beri oradan en az yüz kere geçmişimdir arabayla. İkincisi oradan geçen diğerleri ve o civarda oturan herkes. Yıllardır yetkilileri uyarmadığımız için sorumluyuz. Değil mi ki, onların önemli işleri var. Bizleri soruşturun her gün bir koşturmaca içinde olduğumuz, kendimizi evlerimize zor attığımız halde inşaatın böyle çökecek kadar çürüdüğünü göremediğimiz için...
Bir kaza hepimizin gözü önünde yaşandı ve biz, bütün şehir hiç bir şey yapamadık. Mesleğinde başarılı bir İnşaat Mühendisi Korkut Küçükcan öldü.
Korkut, bitmeyen cami inşaatının kurbanı oldu. Yedi yıl önce başlayan inşaat bir nedenle (O neden ne ise soruşturmaya dahil edilmeli) durdurulmuş. Tahminen altı yıl önce çatılan kubbe iskelesi öylece bırakılmış.
Kazanın her türlüsü yaşandıktan sonra; ”Vay be böyle kazada olur muymuş” demek yerine önleyici tedbirleri alıp bizlere hayatı kolaylaştıran bu tür kazaları hayatımızdan çıkaran yöneticiler gerek. Ah etmekten vah etmekten başka bir şey yapamıyoruz. Bilime aykırı tutum, mühendislik disiplinine uymayan her yapı ‘kaza’ olarak defalarca karşımıza çıktı.
Bir şehri yönetenlerin bence uçan kuştan haberi olmalı. Abartmıyorum bir şehri yönetmek için yola çıkmışsanız; Her şeyi, bütün olabilecekleri hesap etmeniz gerekir. Bütün kadrolarınızı liyakatli bir şekilde kurmalısınız ki sizin yönetiminizden kaynaklı en ufak bir hata bir başkasına zarar olarak dokunmasın, hele canına.
Korkut Küçükcan'ın canı; öngörüsüzlüğün, disiplinsizliğin kurbanı oldu. İstifa müessesesi ve vicdan muhasebesi önleyici tedbirleri almayan her yöneticinin karşısına dikilmeli: ”Sorumluluğumu yerine getirmedim istifa ediyorum” demek, önleyici tedbirlerin başta gelenidir.
Bu kaza hepimizin gözü önünde oldu. Çürümeye terkedilmiş bir inşaat hepimizin üstüne çöktü, biz ‘kurtulduk’, Korkut canını verdi. Bu gibi kazaların son bulması için vicdani sorumluluk üstlenen yöneticilerin bu olayı aydınlatması önemli bir gerekliliktir.
!#**m468**#!
GAZİKENT27 YOUTUBE KANALIMIZA ABONE OLUN TAKİP EDİN
https://www.youtube.com/channel/UCUS10fdomKzRNgFg3wqtEMg?view_as=subscriber