Suç örgütü lideri Sedat Peker’in iddialarının odağındaki AKP Erzurum Milletvekili Zehra Taşkesenlioğlu, “Bankada 2.5 kilo altınım var, o kadar. İnanın, bu 2.5 kilo altın dışında hiçbir servetim yok.” dedi.
Yandaş gazeteci Nagehan Alçı, “Zehra Taşkesenlioğlu ile 3 saat” başlıklı yazısında suç örgütü lideri Sedat Peker’in rüşvet sarmalı iddialarının odağındaki AKP’li Zehra Taşkesenlioğlu ile yaptığı görüşmesinin detaylarının anlattı.
Alçı, Taşkesenlioğlu’nun “Nagehan Hanım 2.5 milyon doları Ünsal’a ofis alması için 2019’da verdim. O zaman TL karşılığı bugünkü gibi değildi, 10-11 milyon TL idi. Ben siyasetin yanı sıra bir işkadınıyım. Bu rakamları bir iş insanı verebilir. Bakın evliliğimizde ilk bir sene her şey çok iyiydi, benim ayağım yerden kesilmiş gibiydi. O ruh hali ile bana “Şirketini şoföre devret, zaten milletvekilisin, ilgi üzerinde” deyince bunu sorgulamadım. Ünsal biz evlenirken ‘Benim ABD’de Yağlıdere yöntemi ile götürdüğüm 3.5-4 kg altınım var’” dediğini aktardı.
“BAKIR MADENLERİM VAR DEMİŞTİ”
Taşkesenlioğlu, TBMM’de yaptığı bir konuşmada “Ben de yıllarca Afrika’da madencilik yaptım, halen de bakır madenlerim var” demişti.
Nagehan Alçı'nın yazısından bir bölüm şöyle:
Evliliğinizden bahseder misiniz, diye girdiğimde başladı anlatmaya Taşkesenlioğlu…
“Nagehan Hanım ben 45 yaşında evlendim ama aslında o evlenen kız 18 yaşındaydı. Ben hiç aşık olmamıştım hayatımda. Ünsal ile tanışınca, onu ailemin, arkadaşlarımın, kaybettiğim babamın, kısacası her şeyin yerine koydum. Bir de çocuk sahibi olmak istedim.”
...
Zehra Taşkesenlioğlu 1992’den beri siyasetin içinde bir isim olduğunu söylüyor. Refah Partisi Kadın Kollarında siyasete başlamış, Fazilet Partisi’nde İstanbul İl Başkan Yardımcılığı yapmış, sonra dil öğrenmek ve yüksek öğretimine devam etmek için ABD’ye gitmiş ve AK Parti kurulurken Türkiye’ye dönüp başından itibaren partide çalışmış, 2015’te milletvekili olana kadar il başkanlığında görev yapmış. Erzurumlu, 4 kız, 2 erkek kardeşi var (biri vefat etmiş), babası medrese kökenli bir din alimi iken Marmara Üniversitesi’ne atanıyor ve aile 83’te İstanbul Fatih’e göçüyor.
Zehra Taşkesenlioğlu 2018’da ekonomi bakanlığında görevli iken bir danışman grubu kurulması fikri ortaya çıkmış, Ünsal Ban’ın ismini ilk olarak öyle gördüğünü söylüyor, yani bir CV’nin üzerinde. Birbirlerini Twitter’dan takibe almışlar ve ardından Ban’dan gelen kahve daveti ile arkadaşlık başlamış…
"BEN KADIN CİNAYETİNİN ALASINI YAŞADIM, DİRİ DİRİ ÖLDÜM"
Bunları anlatırken arada gözü dalıyor ve şöyle diyor Taşkesenlioğlu: Tek isteğim boşanmaktı Nagehan Hanım, tek suçum ondan ayrılmak istemekti. Boşanmak istediğim için tüm suçları ortaya çıkacak diye bunlar başıma geldi. Ben kadın cinayetinin alasını yaşadım, üçüncü sayfa haberlerine konu oldum ben diri diri öldüm! 30 sene önce ölmüş babamla ilgili bile iftiralar attılar, evimde elimde bıçaklı görüntülerim yayınlandı, çırılçıplak bırakıldım. Neden bu acıları ben yaşadım?”
Zehra Taşkesenliığlu’nun elinde bıçakla ve başı açık olarak evinde Ünsal Ban ile konuşmasını Ban internete servis etmişti. Orada “Lanet olsun size de kazandığınız paraya da’” diye bağırıyordu Taşkesenlioğlu. Borsa manipülasyonlarından kazanılan yasadışı paradan bahsediyordu.
‘Siz’den kastının abisi Ali Fuat Taşkesenlioğlu ve Ünsan Ban olduğu iddia edilmişti. Sordum.
“Orada Ünsal ve onun erkek kardeşine söylüyorum. O ikisi tüm kriminal işleri yaptılar. Kast ettiğim benim abim değildi, çarpıttılar” dedi.
Peki eline bıçak alma raddesine gelmiş bir kadın Sedat Peker’e konu olana kadar neden boşanmaz?
“Bana şantaj yapıyordu, çekindim” diyor.
O süreçte Cumhurbaşkanı Erdoğan ya da Emine Erdoğan’a gidip yaşadıklarınızı anlatmayı neden düşünmediniz? diye sordum.
“Şimdiki aklım olsa gider anlatırdım Nagehan Hanım ama evlenirken şahit yapmışım, bunları anlatmak olmaz gibi geldi, gitmedim” yanıtını veriyor.
Taşkesenlioğlu-Ban çifti 2019’da evlendiler, öncesinde Ban Türk Hava Kurumu Üniversitesi’nde rektörlük yapmış ve hakkında Türk Hava Kurumu şikayetçi olup birçok vahim yolsuzluk iddiası ortaya atmıştı. Bunlara rağmen neden evlendi? Ailesi itiraz etmedi mi?
“O iddiaları sözlendikten sonra öğrendim, zaten bir çoğunu sildirmişti, kayıtlarda yoktu, son süreçte yeniden dolaşıma girdi suçlamalar. Benim öğrendiğim üniversite bütçesinden hediye almak gibi birkaç şeydi, nişanlanırken vazgeçme noktasına geldim ama vazgeçemedim işte Nagehan Hanım, pişmanım.”
SPK Başkanlığı yapan abisinin ismi ile Ünsal Ban’ın borsada manipülasyon yaptığı ve Ali Fuat Taşkesenlioğlu ile birlikte “içeriden öğrenenlerin ticareti” yöntemiyle büyük yasadışı paralar kazandığı iddiasını hatırlattım…
“Bakın Nagehan Hanım; abim Nisan 2021’de evimizi bastı, Ünsal’ın adını kullanarak insanlardan para aldığını duymuş. İsmimi masalara meze ediyormuşsun, dedi. Bir daha da konuşmadı Ünsal’la, annemin cenazesinde dahi konuşmadı. Abim ile Ünsal Ban, o kriminal borsa işlerinde ortak değil. İnanın bana”
KOCASINA VERDİĞİ 2,5 MİLYON DOLAR
Zehra Taşkesenlioğlu boşanma sürecinde Ban’a verdiği 2.5 milyon doları talep etti. Bu rakam da çok konuşuldu.
2.5 milyon dolar ciddi bir rakam. Zehra Taşkesenlioğlu bu parayı nasıl ve nereden bulmuştu?
“Nagehan Hanım 2.5 milyon doları Ünsal’a ofis alması için 2019’da verdim. O zaman TL karşılığı bugünkü gibi değildi, 10-11 milyon TL idi. Ben siyasetin yanı sıra bir işkadınıyım. Bu rakamları bir iş insanı verebilir. Bakın evliliğimizde ilk bir sene her şey çok iyiydi, benim ayağım yerden kesilmiş gibiydi. O ruh hali ile bana “Şirketini şoföre devret, zaten milletvekilisin, ilgi üzerinde” deyince bunu sorgulamadım. Ünsal biz evlenirken ‘Benim ABD’de Yağlıdere yöntemi ile götürdüğüm 3.5-4 kg altınım var’ diyordu.
(Yağlıdere yöntemi burada bir emanetçiye bırakılıp orada başka bir emanetçinin aldığı arada iki komisyon alınıp verildiği, böylelikle yurt dışına para ve mal çıkarıldığı bir yöntemmiş-na)
"ESKİ EŞİ VE ABD'DEKİ ÇOCUKLARI ÜZERİNE SAYISIZ MAL ALDI"
Zehra Taşkesenlioğlu buradan itibaren Ünsal Ban’ın ABD’de yaşayan iki çocuğu ve eski eşinden bahsetmeye başladı.
“En büyük hatam evlilik içinde aptal olmamdı” diyerek detaylarıyla bana Ban’ın eski eşinin ve çocuklarının üzerine aldığı mal varlıklarından bahsetti.
Türkiye’nin farklı noktalarında evler, arsalar, yurt dışında çeşitli gayrimülkler…
Hatta Zehra Hanım kendisi ile evliliğinin de bir proje, Taşkesenlioğlu’nun nüfuzundan faydalanıp mal ve para transfer etmek için kurduğu bir düzenek olduğunu söyledi. Eski eşi ile Ünsal Ban’ın boşanmasının bile kağıt üzerinde olabileceğini ileri sürdü ve eski eşinin hala Ban soyadını kullandığını vurguladı.
Peki ya Sedat Peker’in iddialarını doğrulayan ve Taşkesenlioğlu’nun abisi ile görüşmesi için aracılık ettiğini ve rüşvet çarkının içinde olduğunu söyleyen Mine Tozlu Sirener? Mine Hanım’ın söyledikleri açıkçası bana inandırıcı gelmişti o süreçte.
Zehra Hanım’ın söyledikleri ile Sirener’in iddiaları birbirine zıt.
“Ben daha önce de söyledim, kendisini Erzurum Hınıs’ta bir kez gördüm. (O esnada bana telefonundan kendisini Mine Tozlu Sirener ile görüştüren Yılmaz adlı kişiden olduğunu söylediği bir whatssapp mesajını da gösterdi.)
Sonra devam etti: “O kadınla ilgili şimdilik susuyorum, her dosyayı teker teker açacağım.”
ONCA TUHAF HABER, VAHİM İDDİALAR... BUNLARIN ORTASINDA HER ŞEYDEN BİHABER OLUNABİLİR Mİ?
“Bir gün bir Hoca aradı, Ünsal bir şirketten 1 milyon dolar istemiş” dedi, bazı arkadaşlarım da zaman zaman gelip “Bir dedektif tut, çünkü şirketleri halka arz etmek için Ünsal’ın para istediğini duyuyoruz” diyorlardı.
Milletvekili olduğum için hiçbir şey yapmadım, dedektif tuttuğum duyulsa haber olur, cesaret edemedim galiba. Ben uzun zamandır avaz avaz susuyorum! Bir de Ünsal, ben sorunca öyle şeyler anlatıyor, öyle ikna edici konuşuyordu ki…
Bir şekilde kendimi kandırıp hayatıma devam ediyordum.
Şubat ayında ilk kez avukata gittim. Mart ayında annem vefat etti. Tam o sıralarda oğlu ve kızına Atina’dan 650 bin dolarlık mülk almış.
Yatların hikayesi nedir, diye soruyorum…
2019’da yeni evlenmiştik, babası vefat etti. 10 gün sonra Atina’ya tatile gittik. Dönünce “Ben sana yat alayım” dedi. Biz başörtülü hanımlar için tekne mahremiyet yaşatan bir olay, kadın kaptan bulunca özgür olursunuz Nagehan Hanım, istediğiniz yerde denize girersiniz. İlk olarak 1 milyon 750 bin TL değerinde yat aldık, Bodrum’daydı. Ama astarı yüzünden pahalı oluyor, liman vergisi, kaptan vs… Geçen sene sattık onu.
Peki Temmuz ayında alınan milyonlarca Euro değerinde yat hadisesi nedir Zehra Hanım, diyorum…
O aşırı pahalı tekneyi alırken bana hiç haber vermedi. Zaten ben artık boşanma aşamasına gelmişim neden böyle bir yat almasını isteyeyim Nagehan Hanım? Benim o kadar paradan haberim yok.
Sonra anladım ki Ünsal, parayı bağlayıp aklamak istiyor.
'ÖNCE İFTİRA ATTI'
Temmuz ayında bana gelip “Şerefsiz abin seni ve beni bir kadına anlatmış” dedi. Bahsettiği Mine Tozlu Sirener.
Abim görevdeyken Sirener’e randevu vermemiş, başkaları görüşmüşler ama eminim birçok kişi üzerinden randevu talebinde bulundu. Abim görevi bittikten sonra görüşüyor, kadını abime Küçükçekmece Savcısı götürmüş.
“Ama ben tacizin, tecavüzün, aldatılmanın her türlüsünü yaşamış bir kadınım Nagehan Hanım. Şimdilik hikayenin bu boyutu ile ilgili daha fazla detay vermeyeyim. Kendi hikayeme odaklanmak istiyorum öncelikle. Bakın bir çok isim ortaya atıldı, ben Serkan Taranoğlu ismini bile bilmiyordum, tek bir kayıt, bir görüşme gösterebiliyorlar mı? Hayır.”
'BEN ÇİLİNGİR OLARAK KULLANILMIŞIM'
Şimdi geriye dönüp bakıyorum, ben çilingir olarak kullanılmışım. Bakın size şunu da göstereyim Nagehan Hanım (Telefonundan bir whatssapp mesajı daha çıkarıyor. Onu da buraya koyuyorum.) Muğla’dan arayan bir kadın, Muğla’da Ramazan Bayramı sonrası alınan 80 dönüm yerin tapularından bahsediyor, iddiaya göre eski eşinin üzerine alınmış.)
Zehra Taşkesenlioğlu üç saate yakın süren konuşmamızdan sonra durup şöyle diyor: “Çoluğum, çocuğum yok, bir annem vardı, onu da kaybettim. Benim öyle fazla bir paraya ihtiyacım yok ki Nagehan Hanım. Kendi yağında kavrulan birisiydim. Bankada 2.5 kilo altınım var, o kadar. İnanın, bu 2.5 kilo altın dışında hiçbir servetim yok Nagehan Hanım. Ama gözüm parada değil. Bana bu kadar ağır iftiraların altında kalmak çok ağır geliyor. Artık kime inanacağımı, ne düşüneceğimi bilemez hale geldim. Karşıma çıkan her kadına ‘Acaba kocaları onlara benim yaşadıklarımı yaşatır mıydı? Bunlar neden benim başıma geldi?’ diye soruyorum.”