DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, Tele 1’de Gökmen Karadağ’ın sunduğu Açıkça programında gündemi değerlendirdi.
EYT düzenlemesine ilişkin “Sayısı ilk etaptaki 2 milyon 250 bin kişiden ibaret değil. Bu sayı 4 buçuk milyona çıkacak” diyen Babacan şu ifadeleri kullandı:
‘Geliri nereden, nasıl sağlayacağınızı açıklamak zorundasınız’
“Bütçe yüküne baktığımızda, gelir tarafında neler yapılacağıyla alakalı bir açıklama görmedik. Bütçede çok ciddi bir yeni harcama kalemi varsa bunun karşılığında gelir kalemi tanımlanması lazım. Sayın Erdoğan’a soruyorum: Bütçe sorumluluğu ve ülke yönetmek ciddiyet ister. Yeni ve büyük bir harcama açıkladıysanız gelirini nereden, nasıl sağlayacağınızı açıklamak zorundasınız. Hangi vergileri yükselteceksiniz? Paranız yok da daha çok borçlanarak mı ödeme yapacaksınız? Derhal açıklayın.”
‘Nesiller arası adalete çok dikkat etmek gerekiyor’
“Sosyal devletin gereğini yerine getirmek son derece önemli ama nesiller arası adalete çok dikkat etmek gerekiyor. Öyle kararlar alırsınız ki bugünü çözdüm zannedersiniz ama çocuklarınızın, torunlarımızın Türkiye’sine bambaşka sıkıntı ve yükleri bırakırsınız. Mesele sosyal güvenlikse en önemli ilke adalet. Hem mevcut vatandaşlarımız arasında adalet hem de nesiller arası adalet.”
‘Zaten Babacan gelip çözer şeklinde bir yaklaşım olduğunu tahmin ediyorum’
“‘Ali Babacan geliyor, her türlü krizi çözüyor. Biz kriz de çıkartsak, bu kadar büyük harcamalar da yapsak seçilelim de sonrasına bakarız. Seçilirsek seçiliriz, seçilemezsek de zaten Ali Babacan gelip bu çözer’ şeklinde bir yaklaşımın olduğunu tahmin ediyorum.”
“‘Önce Türkiye’ diyoruz”
“Altılı masanın, şu andaki iktidardan daha iyi ülkeyi yöneteceğini vatandaşlarımıza ispatlaması lazım. ‘Kendimiz, partimiz’ değil ‘Önce Türkiye’ diyebilmek lazım. Biz bunu yeni kurulan parti olarak diyoruz, iddialı çıkmışız ama yine de ‘Önce Türkiye’ diyoruz.”
‘Adayımız kazanır ama ikircikli tutum olmaz’
“Altılı masadaki partiler bir kişi etrafında uzlaşıp ‘Biz hep beraber adayımızın arkasındayız’ diye sapasağlam bir duruş ortaya koyarsa bizim adayımız kazanır. Hiç şüphe yok. Ama ikircikli tutum olmaz. Bir yandan ortak aday gösterip diğer yandan ‘Ben biraz kendime bakayım’ tutumu doğru olmaz.”
‘Çoklu aday bir strateji değil’
“Çoklu aday bir strateji değil. Tek, ortak aday çıkarmayı becerememenin doğal sonucu. Bize göre bir strateji değil. Biz altılı masaya ortak aday olmalı diye oturduk. O anlayışla da sonuna kadar her türlü emeği vereceğiz.”
‘Mart’ın ortasındaki bir seçime hazır olalım’
“Mart’ın ortasında bir seçim açıklandığında şaşırmayalım, hazır olalım. Ramazan’dan veya ondan önceki pazar her zaman bir baskın seçim yapılabilir. Nisanı beklemeyebilirler. İktidarın küçük ortağı MHP açısından eski yasa daha avantajlı görülebilir. Orada ciddi bir güç kaybı var.”
‘Süresinin dolduğunun seçmen tarafından belirlenmesi kıymetli olacak’
“Hukuk ekibimizin ortak kanaatine göre Sayın Erdoğan’ın ikinci dönemindeyiz. Üçüncü dönem aday olma ihtimali imkânı yok. Ancak Meclis erken seçim kararı alırsa üçüncü döneme hak kazanıyor. Seçimler zamanında 18 Haziran’da yapılırsa ve Sayın Erdoğan tekrar aday olursa bu anayasaya aykırı olacak. YSK dönüp dolaşıp Erdoğan için ‘Aday olabilir’ derse, hodri meydan. O zaman sandıkta göreceğiz. Sayın Erdoğan’ın artık süresinin dolduğunun 60 milyon seçmenimiz tarafından belirlenmesi siyasi süreç açısından kıymetli olacak.”
Erken seçim kararını Meclis’ten isterse, ‘Demek ki tekrar aday olamayacağınız ile ilgili kanaatiniz var’ deriz
“Örnek veriyorum, ‘18 Haziran’da değil de 14 Mayıs’ta seçim yapmak istiyoruz. Haydi, meclisi toplayalım erken seçim ki kararı alalım’ demeleri gündeme gelebilir. Şunu deriz: Cumhurbaşkanının tek imzayla erken seçime götürme yetkisi var. Niye tek imzayla hala erken seçime götürmüyorsun da Meclis’ten karar bekliyorsun? Demek ki sizin de şüpheniz var. Bunun ikinci dönem olduğu, dolayısıyla tekrar aday olamayacağınız ile ilgili kanaatiniz var.”
‘İktidarı kaybetme paniğiyle atılmış adımlar’
“(İmamoğlu Davası) 2004, 2007, 2009, 2011 seçimlerine giden Sayın Erdoğan’ın böylesine saçmalıklar yapması mümkün değildi. Çünkü o zaman bir özgüven vardı. Özgüven olduğu zaman hareketleriniz daha makul, daha akılcı, sağduyulu oluyor. ‘Seçimi galiba kaybedeceğim. İstanbul’u kaybettim acaba rövanşla ele geçirebilir miyim? Cumhurbaşkanlığı elden gidecek’ paniğiyle yapılmış işler. İktidarı kaybetme korkusu ve paniği ile atılmış adımlar.”
‘Olmayan bir şeyi varmış gibi sunuyorlarsa milletin yüzüne bakacak halleri kalmaz’
“Petrol ve doğal gaz rezervlerini yerinde inceleyeceğiz. Gerçekten varsa ‘Evet, varmış’ diyeceğiz. Ama olmayan bir şeyi varmış gibi sunuyorlarsa milletin yüzüne bir daha bakacak halleri kalmaz.”