TMMOB Makina Mühendisleri Odası Gaziantep Şube Yönetim Kurulu Başkanı Aykut Kocalar, kısmi kapanma tedbirleriyle ilgili açıklama yaptı.
TMMOB Makina Mühendisleri Odası Gaziantep Şubesi'nden yapılan yazılı açıklama şöyle:
"İlk görüldüğü Aralık 2019 tarihinin üzerinden 16 ay geçmesine rağmen Covid 19 salgını yaşamı ciddi anlamda tehdit etmeye devam etmektedir. Alınan önlemlere, yetersiz de olsa yapılan aşı çalışmalarına rağmen salgının seyri maalesef iyiye doğru gitmemektedir. Ülke olarak salgının başladığı ilk günden itibaren en yüksek vaka sayılarını ile karşı karşıyayız. Uzmanların yaptığı açıklamalara göre sağlık sistemimiz tıkanmak üzere. Maalesef alınan önlemler yetersiz, bilimsel değil ve aynı zamanda uygulamada yanlışlıklar var. Ramazanın başlaması ile alınan kararlar çelişkiler ile dolu; Şehirlerarası seyahatlere kısıtlama getirildi. Ancak bu kısıtlama özel araçları kapsıyor. Toplu taşıma ile seyahatlerde ise bir kısıtlama yok.
Tek kişi veya aile bireyleri ile birlikte özel araçlarla seyahat edildiğinde bulaşan virüs, 40 kişilik otobüslerde veya 300 - 400 kişilik uçaklarda bulaşmıyor. Bu nasıl bir yaklaşım, anlamak gerçekten güç. Sokağa çıkma kısıtlaması akşam 21.00’den 19.00’a çekildi. Sokağa çıkma kısıtlamasını yanlış anlıyoruz ve yanlış uyguluyoruz. Uygulamada yaşanılan aksaklıkları görmemek mümkün değil. Akşam 18.00’den önce marketlerde adım atacak yer bulunmuyor, kasalarda uzun kuyruklar oluşuyor. Zaten bulaşacak virüs bu sırada bulaşıyor, 19.00’dan sonra evimize kapansak ne olur, kapanmazsak ne olur. Şehir içi toplu ulaşım araçlarının oturma kapasiteleri % 50 ile sınırlandırılması kararı alındı.
Bunu normal saatlerde uygulamak mümkün olabilir. Ama mesai bitiminde ve hemen hemen tüm kesimlerin mesai saatlerinin aynı zaman diliminde bittiği varsayıldığında, şehir içi toplu ulaşım araçlarının ihtiyacı tam kapasite ile karşılaması bile mümkün değil iken % 50 kapasite ile karşılaması bekleniyor. Maalesef mümkün olamayacak bir beklenti. Kamu kurum ve kuruluşlarında mesai saatleri kısaltıldı. Personel sayılarında zorunlu ve haklı olarak hamile, engelli, 60 yaş üzeri, kronik rahatsızlığı olanları kapsayacak şekilde kısıtlamaya gidildi. Kısıtlı personel ile 8 saatte yapılan hizmet, 6 saatte yapılmaya başlandı.
Böylelikle bu önlem nedeniyle yoğunluk artırılarak temas ve bulaş riski de artırılmış oldu. Benzer şekilde, çalışma koşulları, şartları ve imkânları uygun olan özel sektörlerde de esnek çalışma yöntemlerine geçilmesinin teşvik edileceği belirtildi. Kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan hamile, engelli, 60 yaş üzeri, kronik rahatsızlığı olan personellere haklı olarak tanınan bu ayrıcalık, özel sektörlerde de zorunlu uygulanması sağlanmalıydı ve işverenin inisiyatifine bırakılmamalıydı. Bulaş riskinin fazla olduğu veya olabileceği kahvehaneler, kafeler, lokantalar, spor salonları, düğün salonları, halı sahalar vb. toplu mekânlar kapatılıyor veya kısıtlamalar getiriliyor. Bu doğru bir yaklaşım. İnsanlar bu mekânlara gitmeden yaşayabilir veya belirli kurallar çerçevesinde sorun yaşamadan gidebilir. Ama markete, manava gitmeden, ihtiyacını karşılayamaz ve yaşayamaz. Toplu taşıma araçlarına binmeden işine evine gidemez. Kamu kurumlarında, bankalarda işleri olduğunda gitmeden çözemez. Şimdi yeni alınan bu kararlar ile bu alanlarda yoğunluk artı mı azaldı mı? Maalesef yoğunluğun ve temasın arttığını görüyoruz.
Anayasanın 135. maddesinde tanımlanan 66 ve 85 sayılı KHK ve 7303 sayılı yasa ile değişik 6235 sayılı yasaya göre kurulmuş kamu kurumu niteliğinde bir meslek kuruluşudur. İnsanların gitmek zorunda oldukları birkaç yer vardır; iş yerleri, marketler, bazı kamu kurumları ve bu alanlara gidip gelirken kullandıkları toplu taşıma araçları. Bu mekânlarda kısıtlama yerine kademeli çalışmalar gündeme getirilebilir. Mesai saatlerinin azaltılması yerine dönüşümlü çalışılarak uzatılabilir. 18.00’de kapanacak marketler gerekirse nöbetçi bırakılarak gece saat 24.00’e kadar açık tutulabilir, insanların giriş ve çıkışları kontrollü olarak yaş gruplarına göre belirlenebilir, yoğunluk ve temas azaltılabilir. Fabrikalarda, iş yerlerinde kademeli çalışmalar gündeme getirilerek, iş yerlerinde ve toplu ulaşım araçlarındaki yoğunluk ve temas azaltılabilir. Sektörlere göre farklı çalışma saatleri belirlenebilir, bazı sektörler 08.00 – 16.00 saatleri arasında çalışırken, diğer farklı sektörler için 10.00 – 18.00, 12.00 – 20.00 gibi mesai saatleri belirlenebilir.
Aynı işyerinde çalışanlar, işyerinin üretim şekline göre ayrıştırılarak mesai saatleri farklılaştırılabilir. Bu şekilde hem işyerlerindeki hem de sokaklardaki yoğunluk azaltılırken, mesai bitimindeki market yığılmaları ve toplu ulaşım araçlarındaki kalabalık azaltılabilir. Bu şekilde temas ve bulaş riski düşürülebilir. Aksi takdir de havanda su dövmeye devam ederiz. Sokağa çıkma kısıtlaması süresini artırarak, çözüme ulaşmak bir yana, sorunun ve salgının katlanarak üzerimize geldiğini görmekteyiz. Uzmanların önerileri doğrultusunda madem tam kapanma yapamıyoruz, o zaman bilimsel, akılcı ve sistematik çözümler üzerinde durmalıyız. Sonuç olarak kısmi kapanma, olumlu sonuçlarının yanında, olumsuzluklarını da beraberinde getirecektir. Bir an önce alınan kararların tekrar değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyoruz.
Bunun yanında salgın sağlığımızı olumsuz etkilerken, ekonomiyi ve üretim sektörlerini de ciddi ölçüde etkilemeye devam etmektedir. Virüs bulaşıcılığının yanında, ekonomik anlamda oluşturduğu olumsuz etkileri iş dünyasında da hızla yayılım göstermektedir. Artık vatandaşın, esnafın, iş yerlerinin, toplumun psikolojik ve ekonomik tahammülleri kalmamıştır. Bir an önce bu sorunun bilimsel, akılcı ve sistematik yaklaşımlar ile çözülmesini gerektiğini hatırlatıyoruz.