Burak Yılmaz, HT Spor'da yayınlanan %100 Futbol programına konuk oldu ve çarpıcı açıklamalarda bulundu.
İşte Burak Yılmaz'ın açıklamaları....
"Okan Buruk, Türkiye üstü bir teknik direktör olma yolunda ilerliyor. Fenerbahçe dönemi için suçu biraz kendimde de aramam lazım. Luis Aragonés'e saldırmalar falan hoş şeyler değildi. Trabzon'a gittikten sonra her şey kafama dank etti. Fatih Terim de beni Galatasaray'a aldı hakkını ödeyemem. En büyük Trabzonsporlu oldum, en büyük Galatasaraylı oldum, en büyük Beşiktaşlı oldum ve en büyük Fenerli olmaya çalıştım. Bunu insanlar orası burası oynamak olarak görüyor ama hayır. Çok doğru bir profesyonel olduğumu düşünüyorum.
Benim Beşiktaş'tan ayrılmam gerekiyordu. Sergen Yalçın, beni istemediğini hiçbir zaman yüzüme söylemedi ama başka tip bir forvet istediğini belirtiyormuş. Kulağıma geliyordu. Kalsaydım oynayacaktım. Benim kaderimde varmış şampiyonluk. Ben gittim orada şampiyon oldum. Beşiktaş burada şampiyon oldu.
Fatih Terim beni Galatasaray'a aldı, hakkını ödeyemeyiz. Bütün Trabzonspor camiasını karşısına aldı. Benim hiç kimseyle bir kötü anım, saygısızlığım yok.
A Milli Takım'da Vincenzo Montella'nın yardımcısı oluyordum, başkan ikisini birden yapmamı istedi. Bende kabul ettim ama sonra Şenol Güneş'in istifa ettiğini öğrendik. Sonrasında da Beşiktaş'ın başında devam etmemi istediler, kabul ettim.
Lazio'ya gidiyordum, taksitle ödeyeceklerini öğrenince Nevzat Şakar 'çamaşır makinesi mi satıyoruz' dedi. Sonra talip olan Lokomotiv Moskova'yı da hiç istemiyorum ama ne desem kabul ediyorlardı. Bir baktım telefon çaldı, Abdürrahim Albayrak 'sakın imza atma geliyorum' dedi. 'Allahım sana şükürler olsun' dedim. Türk futbolunun en güzel dönemini Galatasaray'da yaşadım, o forma iyi ki de nasip oldu.
Jose Mourinho, Fenerbahçe'ye geldiğinden beri 'yapı' dedi, 'federasyon' dedi, 'Galatasaray' dedi, 'Okan Buruk' dedi. Hep Mourinho'ya başka şeyleri söylemişler. Mourinho'ya sahanın dışını anlatmışlar. Mourinho'ya sahanın içini anlatmak lazımdı.
Ben, Mourinho'nun 3 tane probleminin olduğunu düşünüyorum. Mourinho'ya sahanın içini anlatıp, Beşiktaş, Galatasaray, Trabzonspor deplasmanında bu defansif oyunla devam edip, diğerlerinde oyuncuları salman lazımdı. Galatasaray, Kadıköy'e gelmiş, önde basıyor, stoperi 8'e çıkarıyor, pata pat. Eee Dzeko ne yapıyor? 60 bin kişiyi arkasına almış tek kayıyor. Okan Buruk'un Sivas'ta stoperi atılıyor. 1,5 stoperle oynuyor, kazanıyor, geliyor. Bunları anlatmak lazımdı.
Bir de Mourinho'nun santrforunun bir tanesini tercih etmesi lazım. Mustafa Denizli bana 'şu sandalyeyi al, ceza sahasına otur, 90 dakika sahadasın' dedi. Ondan sonra gol kralı oldum. Bir tane santrforu seçecek, ya Dzeko ya En-Nesyri, onunla devam edecek. O santrfor gelirken 'ben oynuyor muyum, oynamıyor muyum?' düşüncesi vuruşunu etkiler, konsantrasyonunu etkiler, motivesini etkiler. Bu oyuncuların ikisinden de bir şey alamazsın"