İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Gaziantep Şube Başkanı Gökhan Çeliktürk, Marmara depreminin 20. yıldönümü nedeniyle yaptığı açıklamada, birinci derecede deprem bölgesinde bulunan Gaziantep’in büyük risk altında olduğunu söyledi.
17 Ağustos 1999 tarihinde meydana gelen Gölcük merkezli depremin büyük can ve mal kaybına yol açtığını hatırlatan İMO Şube Başkanı Çeliktürk, “Tam 20 yıl önce yaşadığımız büyük felaketin acısını unutmadık. Unutturmayacağız” dedi.
“KAYBEDECEK ZAMANIMIZ YOK”
Doğu Anadolu Fay Hattına kuş uçuşu 40 kilometre mesafede bulunan Gaziantep için Deprem Master Planının büyük önem taşıdığını belirten Baştkan Çeliktürk, "İnşaat Mühendisleri Odası Gaziantep Şubesi olarak, 7 Üniversiteden 20'ye yakın akademisyenin katılımı ile Deprem Master Planı çalıştayı yaptık. Şehirdeki tüm kurum ve kuruluşların desteği ile çok başarılı bir çalıştay oldu. Deprem öncesi, deprem sırasında ve deprem sonrasında neler yapılması gerektiği ile ilgili yol haritasını hazırladık. Kısa süre önce Deprem Master Planının hazırlanması ile ilgili çalışmalar başladı. Bu güzel bir gelişme. İlk toplantımızı yaptık. Bu işlemler yapılırken de, alanında uzman, liyakat sahibi bir ekiple çalışılması Gaziantep’in yararına olur” diye konuştu.
“DEPREM HER ZAMAN GÜNDEMDE OLMALI”
Depreme yönelik hazırlıkların uzun yıllar alacağını, bu nedenle çalışmaların hızlandırılması gerektiğini ifade eden Başkan Çeliktürk, "Deprem Master Planının proje aşaması 1-1,5 yıl sürer. Uygulama safhası ise 10-15 yıl alır. Depremin ne zaman geleceğini bilmek mümkün değil. O zaman depreme hazırlıklı olmak zorundayız. Depreme yönelik hazırlıklar her zaman gündemimizde olmalı. Gaziantep olarak Doğu Anadolu fay hattına kuş uçuşu 40 kilometre uzaklıktayız. Fay hattında meydana gelebilecek bir kırılma, 2,5 milyon nüfuslu şehrimize çok büyük zarar verebilir. Şehrimizin yüzde 65'i çarpık, plansız, mühendislik hizmeti alınmadan inşa edilmiş durumda. Eğer elimizi çabuk tutmazsak, gerekli tedbirler alınmazsa büyük kayıplarla karşı karşıya kalabiliriz" şeklinde konuştu.
DEPREMİN ZAMANINI BİLMEK MÜMKÜN DEĞİL
Ülkemizde çarpık kentleşme, yapı üretim sürecinin ve mesleki uygulamaların niteliksizliği ve denetimlerin yetersizliği nedeniyle depremlerde can ve mal kayıplarının fazla olduğuna dikkat çeken Başkan Çeliktürk, açıklamasını şöyle sürdürdü:
“Günümüzdeki bilgi birikimi ve mevcut teknolojilerle fay hatlarının nereden geçtiğini bilmek mümkündür. Biliniyor da. Ancak, fay hattının kırılacağı yeri ve bu kırılmanın neden olacağı depremin zamanını bilmek mümkün değildir. O zaman yapmamız gereken tek bir şey var. O da depreme hazırlıklı olmak. Depreme dayanıklı, mühendislik biliminin kurallarına göre binalar yaparak, insanlarımızın can ve mal güvenliğini sağlamaktır. 1999’daki depremin üzerinden 20 yıl geçmesine rağmen, bugün gerek yapı stoku, gerekse de bilinç olarak depreme hazırlıklı değiliz. Artık 'Ulusal Deprem Stratejisi ve Eylem Planı -UDSEP 2023'ü güncelleyerek uygulamaya koymak gerekiyor. Mesleki Yetkinliği temel alan Yetkin Mühendislik Yasası çıkarılmalıdır. Mühendislik biliminin gerekleri dikkate alınarak, yapı tasarım uygulama ve denetim evresinin sağlıklı bir şekilde işletildiği ülkelerde doğa olaylarının afete dönüşmediği görülmektedir.
BÜYÜK TEHLİKE HENÜZ YAŞANMADI
Her zaman söylüyoruz. Türkiye bir deprem ülkesi. Marmara depremi sadece büyük ölçüde can ve mal kaybına yol açmakla kalmadı, aynı zamanda çok daha büyük bir tehlikenin henüz yaşanmamış olduğunu da ortaya koymuştur. Bu da 1766'dan beri kırılmamış olan fay dolayısı ile Marmara Denizi'nin içinde olacak bir depremdir. İstanbul Depremi çevre illeri de önemli ölçüde etkileyecektir. Bu nedenle bilim insanları İstanbul Depremi ile ilgili olarak çeşitli çalışmalar yapmışlar ve yapmaya da devam etmektedirler. Yapılan çalışmalar göstermiştir ki yaşayacağımız İstanbul depremi 7 ve üzeri büyüklükte olacaktır raporlar uygulama alanı bulamamıştır.”
NİTELİKSİZ EĞİTİMİN ÖNÜNE GEÇİLMELİ
Türkiye’deki üniversitelerde ihtiyacın çok üzerinde inşaat mühendisliği bölümü bulunduğunu belirten Çeliktürk, bu bölümlerden her yıl 12 bin mezun verildiğini ifade etti. YÖK’ün inşaat mühendisliği bölümlerinin kontenjanlarını ülkenin ihtiyaçlarına göre yeniden belirlemesini isteyen İMO Şube Başkanı Gökhan Çeliktürk, ikinci öğretim inşaat mühendisliği bölümlerinin derhal kapatılması gerektiğini söyledi. Çeliktürk, “Son yerleştirmede üniversitelerin inşaat mühendisliği kontenjanlarının yaklaşık yarısı boş kaldı. Can ve mal güvenliğini sağlayan bir mesleğin insanları olarak; fiziki şartları uygun olmayan, öğretim kadrosu son derece yetersiz olmasına rağmen inşaat mühendisi diploması veren okulların açılmasını doğru bulmuyoruz” şeklinde konuşmasını tamamladı.
Editör: Turgut Bozgeyik