USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Sağlık

Çocuklarda obezite neden artıyor?

Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de obez çocukların oranı artıyor. Uzmanlar, bu artışta ekran karşısında geçirilen sürenin kritik önem taşıdığında hemfikir.

Çocuklarda obezite neden artıyor?
05-01-2025 00:00
05-01-2025 10:36
Google News

Getty Images

Türkiye'de obez çocukların oranı artıyor. Uzmanlar, bu artışta ekran karşısında geçirilen sürenin kritik önem taşıdığında hemfikir.

Dünya Sağlık Örgütü (WHO), obeziteyi "Sağlığı bozacak ölçüde vücutta anormal veya aşırı yağ birikmesi'' olarak tanımlıyor. Obezite, boy ve kiloya dayalı vücut yağı ölçüsünün (vücut kitle indeksi) 30 veya daha yüksek değere sahip olduğu durumlarda ortaya çıkıyor.

Araştırmalar, çocuklarda görülen obezitenin çarpıcı bir şekilde arttığını gösteriyor. Dünyada 5-19 yaş arası 160 milyon obez çocuk var. Ergenlik döneminde görülen obezite 1990'dan bu yana dört katına çıktı.

Peki Türkiye'de durum ne?

Bu alanda en kapsamlı araştırma, Sağlık Bakanlığı tarafından 2016 yılında yapıldı. İlkokul çağındaki çocukların örneklem seçildiği bu araştırmaya göre, çocukların yüzde 10'u obez, yüzde 25'iyse fazla kilolu.

Akıllı telefon, tablet gibi teknolojik cihazların kullanımının yaygınlaşmasıyla birlikte çocuklarda fiziksel aktivitenin azalması ve beslenme alışkanlıklarının olumsuz yönde değişmesi, öne çıkan iki sebep olarak görülüyor.

Endokrinoloji ve metabolizma hastalıkları uzmanı Prof. Dr. Dilek Yazıcı, "Çok hızlı bir şekilde artıyor. Önceden buz dağının ucunu görüyorduk ama şimdi buz dağı tamamen ortaya çıkmaya başlıyor" diyor.

Türkiye Obezite Araştırma Derneği'nin başkan yardımcısı olarak görev yapan Prof. Dr. Yazıcı, bir hastalık olarak tanımlanan obezitenin karmaşık bir yapısı olduğu görüşünde.

"Enerji alımındaki artış ve enerji harcanmasındaki azalma sonucu vücudun dengesi bozuluyor. 2010'da iPhone'un çıkmasıyla obezite sıklığı direkt artmaya başladı. Çünkü bütün gün ellerinde bu cihazlarla çocuklar hareketsiz bir şekilde oturuyorlar."

Çocukluk çağı obezitesi üzerine çalışanlar, sağlıksız yiyeceklerin çok ucuz ve kolay ulaşılabilir olmasının önemli bir sorun olduğunun altını çiziyor.

Ayrıca, besin değeri düşük paketli gıdalar, ayaküstü tüketilebilecek fast food yiyecekler, şekerli ve gazlı içeceklerin özendirilmesi de sorunu derinleştiriyor.

Öte yandan ebeveynler "Büyüyünce verir", "Boya gider", "O daha çocuk, yakar" gibi savunmalarla kilo sorununu geçici görme eğiliminde olabiliyor.

Araştırmalar, bunun tam tersini söylüyor. Çocukken fazla kilolu ya da obez olanların bu sorunu yetişkinliğe taşıma ihtimalleri oldukça yüksek.

Prof. Dr. Yazıcı, çocukluk çağında edinilen sağlıksız beslenme alışkanlığının ömür boyu devam edebileceğini vurguluyor.

Ayrıca çocukluk çağında aşırı kiloya bağlı olarak ortaya çıkan diyabet, kalp hastalığı, yüksek tansiyon gibi hastalıklar yetişkinlikte de devam edebiliyor.

Çocuklar şişmanlatıcı bir çevrede yaşıyor

Obezite, son yıllarda hem dünyada hem de Türkiye'de bir halk sağlığı sorunu olarak ele alınıyor. Bunun nedeni hastalığın yaygınlaşması.

Halk sağlığı uzmanı Prof. Dr. Sibel Sakarya'ya göre çocuklar şişmanlatıcı bir çevrede yaşıyor ve bu durum obezitenin artmasına sebep oluyor.

"Bir çocuğun, içinde yaşadığımız dünyada şişmanlıktan kaçması oldukça zor. Cep telefonu kullanımı, bilgisayar oyunları, influencer denen kişilerin kullandığı bir takım stratejiler, ürün yerleştirme gibi yöntemlerle sağlıksız yiyeceklerin reklamının yapılması gibi faktörleri bir düşünün. Aşırı kentleşme nedeniyle çocukların oyun oynayacağı alanlar da kısıtlı. Şişmanlatıcı bir dünyada ve çevrede yaşarken şişmanlamamak oldukça zor. En basitinden marketlerde alışveriş yaparken bile çocuklar bu endüstrinin kurduğu tuzaklara düşüyorlar. Zararlı yiyeceklerin konulduğu raf yüksekliği bile çocukların kolayca görebileceği şekilde ayarlanıyor."

'Yoksul çocuklar obeziteden daha çok etkileniyor'

Obezite tüm çocukları aynı şekilde etkilemiyor. Yoksul çocukların obeziteden daha çok etkilendiğini belirten Prof. Dr. Sakarya, "Bu, eşitsizlikleri geliştiren ve derinleştiren bir sorun" diyor ve şöyle devam ediyor:

"Gıda güvensizliği denen bir meselemiz var. Sağlıklı gıdaya sürekli erişimi olmayan yoksul kesimler gıdaya ne zaman ulaşabilirlerse ondan olabildiğince çok faydalanmak istiyorlar. Çünkü 'Bir daha bulabilir miyim?' endişesi var."

Gıda enflasyonunun yüksek seyrettiği Türkiye'de, sağlıklı beslenmek bir bütçe meselesi haline geldi.

Türkiye, 38 OECD ülkesi arasında gıda fiyatlarının en çok arttığı ülke.

TÜRK-İŞ'in Kasım 2024'te açıkladığı rakamlara göre dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 20 bin 562 TL'ye yükseldi. Bu rakam 2025 için açıklanan asgari ücretin neredeyse tamamına denk geliyor.

Prof. Dr. Sakarya, yoksulluğun besin tercihini doğrudan etkilediğini vurguluyor.

"Sağlıklı gıdaların fiyatlarının yüksek olması sebebiyle yoksul kesimler, daha ucuza karnını doyurabilecek karbonhidrattan şekerden zengin ama mineralden, vitaminden fakir gıdaları alıyor. Yani yoksulluk ve obezite arasında giderek güçlenen bir ilişki var."

Düzenli beslenmenin obezitenin gelişimini engellediğini belirten Prof. Dr. Sakarya, öğün atlayan ve özellikle kahvaltı yapmadan okula giden çocukların obeziteye yatkınlık gösterebileceğini söylüyor.

Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı'nın (PISA) 2022 sonuçlarına göre Türkiye'de beş öğrenciden biri hafta en az bir kez öğün atlıyor. Öğrencilerin yüzde 1,9'u ise "her gün" ya da "neredeyse her gün" öğün atladığını bildiriyor.

Okullarda ücretsiz bir öğün sağlıklı yemek ve temiz su verilmesinin, kamu otoritesinin alabileceği en kritik önlemlerden biri olduğu belirtiliyor.

Türkiye'de hangi önlemler alınıyor?

Sağlık Bakanlığı'nın 2024-2028 eylem planı, obezitenin 5 yılda kademeli olarak azaltılmasını hedefliyor.

Bu doğrultuda, gıda etiketlerinin tüketiciler tarafından daha anlaşılabilir olması için yeni düzenlemeler yapılması bekleniyor.

Prof Dr. Yazıcı, Türkiye'de gıda etiketlerinin anlaşılır olmadığı ve zor okunduğu görüşünde. Yazıcı, sağlık okuryazarlığının artırılması için doğru ve detaylı bilgi verilmesi gerektiğini ifade ediyor.

"Avrupa'da bu gıdalar için gıdaların etiketlerinde trafik lambası gibi kırmızı, sarı ve yeşil göstergeler konulmuş. Mesela, bu yöntem burada da uygulanabilir."

Öte yandan 2016'da Milli Eğitim Bakanlığı'nın çıkardığı genelgeyle okullarda kızartma, cips, çikolata, gofret, şeker, kek ve tatlandırıcılı içecek gibi ürünlerin satılması yasaklandı.

Uzmanlar bu düzenlemenin birçok olumlu etkisi olduğunu belirtiyor. Ancak ilk ve ortaokul kademesiyle sınırlı tutulan bu düzenleme, lise düzeyinde uygulanmıyor.

‘Dünyada 1 milyardan fazla kişi obez’: Son araştırmada Türkiye ile ilgili hangi tespitler var?Türkiye'de yetişkin nüfusun yaklaşık üçte biri obez'Aşırı işlenmiş gıdalar' hangileri ve sağlığınızı nasıl etkiliyorlar?

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNANLAR
ANKET TÜMÜ
ARŞİV ARAMA
PUAN DURUMU TÜMÜ
GÜNÜN KARİKATÜRÜ TÜMÜ
Günün Karikatürü