
Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) Mart ayı meclis toplantısında İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne (İBB) yönelik yürütülen 'terör' ve 'yolsuzluk' soruşturması kapsamında, Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) Başkanı ve CHP'nin cumhurbaşkanı adayı İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınması ve tutuklanması ile devam eden sürecin ekonomiye etkisi dikkat çekildi.
“BABAMIN OĞLU OLSA KANITLANMIŞ SUÇU VARSA CEZASINI ÇEKMELİ”
Meclis toplantısında konuşan EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, “Ülkemizde son dönemde yaşananları sizlerle birlikte izlemekteyiz. Konfüçyüs, ‘Adalet kutup yıldızı gibi yerinde durur. Geride kalan her şey onun etrafında döner’ diye söylemiş. Hangi zamanda yaşarsak yaşayalım, hangi coğrafyada olursak olalım daima adalet vardır. Hukuk üstünlüğü, demokrasi esastır. Bunlar aşarsa etrafında her şey olması gerekenin dışında yer alır. Vicdanımız, adalete olan inancımız, vatan sevgimiz der ki ‘Suç varsa, suçlu varsa cezalandırılır.’ Yargı gereğini yapmalı. Kimse kanunların üstünde değildir. Babamın oğlu olsa dahi kanıtlanmış suçu varsa cezasını çekmeli. Ancak soru işaretlerine mahal vermeyecek şekilde, adalete olan inancımız bundan sonraki süreçte devam etmek kaydıyla, içeride ve dışarıda oluşan güveni tekrardan sağlayabilmek açısından, ekonomideki dengeleri bozmadan, toplumda huzursuzluk yaratılmadan normalleşme sürecin içinde olmamız gerekiyor” dedi.
EKONOMİDE İMAMOĞLU ETKİSİ
Son 3 gündür ekonomide yaşanan dalgalanmalara örnek veren Yorgancılar, “Toplumsal düzen için olduğu kadar ekonomik sistemde, piyasanın sağlıklı işlemesi, kuralların etkin uygulanması için de hukukun üstünlüğü evrensel bir ilkedir. Son üç günün rakamlara yansıyan maliyetlerini incelediğimizde, bunların bir kez daha doğru olduğunu teyit etti. Sadece bir günde kur yüzde 12 arttı. Merkez Bankası sadece üç günde 26 milyar dolara yakın döviz bozdurarak dolara 42 liradan tekrar 38 liralara indirdi. İhracatçımız 1,5-2 yıldır kurun enflasyonun altında kalmasına, döviz bozdurma zorunluluğunun maliyetlerine katlandı. Ülkemizin ortak tek bir hedefi vardı. Enflasyonu düşürmek. Biz bu enflasyonu düşürmek için her türlü şeyi yaptık. Çünkü devletimize güvendik, hükümetimize güvendik ve bir Orta Vadeli program açıldı. Enflasyon 65’lerden 45’lere indi. Bu yıl sonu itibariyle 24-25 rakamlara ineceği hedeflendi.
Ülke olarak bu bir yıl, iki yılı kaybetmeyi herkes başta biz sanayiciler olmak üzere göze aldık. Şirketlerimizi borsaya, halka açılmaya teşvik ettik. Ama borsa bir olayla yüzde 16, şirketlerin değerinde 2 trilyon liradan fazla bir değer kaybına uğradı. Ekonomi yönetimi bin bir güçlükle ikna ettiği sıcak para bir anda ortalığı biraz bulanık gördükleri anda bütün ellerindeki değerleri satıp ülkeden çıkma yoluna gittiler. SPK'nın önlemleri ile kayıp bu sabah yüzde 15’lere kadar geriledi. Risk primimiz 72 puan artışla 328’e yükseldi. Zaten yüksek olan finansman maliyetlerimizin durduk yerde tekrardan artmasına sebebiyet verdik. 2000 krizinden bu yana bankalar ilk defa bir haftada yüzde 26 değer kaybetti” diye konuştu.
SANAYİCİ ÖNÜNÜ GÖRMEK İSTER
Sanayicinin önünü görmek istediğini vurgulayan Yorgancılar, “Bizler her ortamda krediye zor ulaştığımızı, faizleri yüksek olduğunu ifade ediyoruz. Bugün kredi ihtimallerinde oldukça zorlaşacak bir süreç içindeyiz. Ancak ilk defa bir pazar günü Merkez Bankası Başkanı Türkiye'deki bütün bankalarla bir araya gelerek bir toplantı yaparak elde bulunan tüm kaynakları kullanacaklarını ve bununla ilgili de dövizde daha fazla hareketliğe sebebiyet vermeyecek çalışmayı yapacaklarını da dün açıkladılar. Bugün sabahleyin kurlara baktığımızda cuma kapandı rakamlar çerçevesinde tekrardan açıldı. Bizim istediğimizde hep ileriyi görmek, OVP’nin tutmasıdır.
Sanayicide önünü görmek ister. Avrupa Birliği’nin, Amerika Birleşik Devletleri'nin uygulamış olduğu gümrük vergilerinin sonucunda AB'nin bundan sonraki süreçte takınacağı politikalar, düşünceler, tavır, sanayi ile ilgili alacağı kararlarla tam Türkiye'nin yanına çektiğimiz bir süreçti. Şimdi bu yeni baştan tekrardan inşa etmek durumunda kalacağız. Tekrardan güncellemek durumunda kalacağız. Ve bunlar bize gelecek açısından çok önemli ivmeler sağlayacak olan potansiyel ülkeler” ifadelerini kullandı.
STABİL GÜNLERE GERİ DÖNMELİYİZ
Türkiye’nin acil ve sağlıklı bir şekilde eski ekonomik programın devam ederek stabil günlere geri dönmesi gerektiğini aktaran Yorgancılar, “Alınacak olan tedbirlerle risk primlerimiz tekrar düşecek. Ama bunlar bizim ülkemiz için, ekonomi açısından söylüyorum, hep bir zaman kaybı oluyor. Kaybeden de yatırımcılar, sanayiciler oluyor. Büyük fedakarlıklarla, enflasyonla mücadelede bu kadar yorgun düşmüşken tünelin ucundaki ışığı gördüğümüz bir ortamda bu sürecin kaybedeni ülkemiz olmamalıdır. Çok acil ve sağlıklı bir şekilde eski ekonomik programın aynen devam ederek yine o stabil günlere dönmemiz en büyük beklentimiz.
Gençlerimiz birden sonra gelecek kesime sağlıklı, huzurlu, geleceği görebilen bir Türkiye'yi bırakmak sorumluluğu hepimizin. Biz EBSO olarak dün olduğu gibi bugün de bu bilinçle hukukun üstünlüğünün son derece önemli olduğunu demokrasiyi, milli egemenliği hiçbir siyasi parti gözetmeksizin üstünde gördüğümüzü vurgulamak istiyorum. Üreten güçlü Türkiye için bundan sonraki süreçlerde hızla hedeflerimize ulaşabilmek için de hep birlikte çalışarak bugünleri geride bırakacağımızdan hiçbir şüphem yok” dedi.