Emek ve Özgürlük İttifakı'nın içinde yer alan EHP, EMEP, HDP, SMF, TİP ve TÖP bugün İstanbul'un Kartal ilçesinde 'Birlikte Değiştirelim Mitingi' düzenledi. Alan dolarken çok sayıda kişi "suç içerikli slogan attıkları" iddiasıyla gözaltına alındı.
Emekçi Hareket Partisi (EHP), Emek Partisi (EMEP), Halkların Demokratik Partisi (HDP), Sosyalist Meclisler Federasyonu (SMF), Türkiye İşçi Partisi (TİP) ve Toplumsal Özgürlük Partisi’nin (TÖP) oluşturduğu Emek ve Özgürlük İttifakı, bugün (15 Ocak) İstanbul’da ilk mitingini düzenledi.
"Alın teriyle geçinmeye çalışan emekçilerin, baskı ve şiddete meydan okuyan kadınların, özgür bir gelecek düşleyen gençlerin, özgürlük mücadelesi yürüten tüm kimliklerin, eşit yurttaşlık isteyen Alevilerin, demokrasi ve eşitlik mücadelesi veren Kürtlerin; ezilen tüm halkların mücadelesini büyütmek için bir araya geldiklerini" duyuran Emek ve Özgürlük İttifakı, yoksulluğa, savaşa, baskılara dur demek için “Birlikte Değiştirelim Mitingi”nde buluştu.
POLİSTEN, GÖKKUŞAĞI BAYRAKLARINA ENGELLENDİ, 10'DAN FAZLA KİŞİ GÖZALTINA ALINDI
Miting alanına gökkuşağı bayraklarıyla girmek isteyenlerin bayrakları polisler tarafından içeri alınmadı. Miting sonrası 10'dan fazla kişi "suç içerikli slogan attıkları" iddiasıyla gözaltına alındı.
ON BİNLERCE YURTTAŞ KARTAL’DA BULUŞTU
İttifakı oluşturan siyasi parti ve mücadele kurumlarının Genel Başkanlarının, Eş Genel Başkanlarının, Sözcülerinin ve Eş Sözcülerinin de katıldığı miting için İstanbul ve birçok farklı kentten Kartal Meydanı’na gelen on binlerce yurttaş alanı doldurdu. Alana girişler sürerken miting için bariyerlerle çevrilen alanının dolduğu ve kitlenin, meydanın çevrili alan dışında kalan kısmına taştığı görüldü.
"SAVAŞA, YOKSULLUĞA, BASKILARA DUR DİYELİM. BİRLİKTE DEĞİŞTİRELİM"
Kortejde, Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Mithat Sancar, Emek Partisi (EMEP) Genel Başkanı Ercüment Akdeniz, Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş, Emekçi Hareket Partisi (EHP) Genel Başkanı Hakan Öztürk, Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP) Sözcüler Kurulu Perihan Koca, Pelin Kahiloğulları, Juliana Gözen, Sosyalist Meclisler Federasyonu (SMF) Dönem Sözcüleri Barış Kayaoğlu ve Dilşad Canbaz ile partililer yer alırken, “Savaşa, yoksulluğa, baskılara dur diyelim. Birlikte değiştirelim” pankartı açıldı. Kurulan kortejde HDP bileşenleri Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Devrimci Parti, Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP), SODAP, SYKP, Yeşil Sol Gelecek Partisi de yer aldı.
SELAHATTİN DEMİRTAŞ'TAN MESAJ
Evrensel'in aktardığına göre; Edirne Cezaevi’nde 2016 yılından bu yana tutuklu bulunan HDP'nin eski eş genel başkanı Selahattin Demirtaş, mitinge sosyal medyadan mesaj gönderdi. Demirtaş, paylaşımında “Ben yola çıktım, geliyorum, halayda buluşalım #EmekveÖzgürlükİçin” ifadelerine yer verdi.
Mitingde ayrıca Demirtaş'ın cezaevinde yazdığı "Emekçiyiz Biz" şarkısı da seslendirildi.
TÖP SÖZCÜSÜ GÖZEN: BU İKTİDARI GÖNDERECEĞİZ
Toplumsal Özgürlük Partisi (TÖP) Sözcüsü Juliana Gözen, yaptığı konuşmada "Seçeneksiz değilsiniz, biz buradayız burada! İttifak burada, bu iktidarı göndereceğiz" dedi.
Gözen, “Bu tarihi kimse unutmayacak. Kürt ve Türk halkının kendi seçeneğini yarattığı tarih bugündür ve söz veriyoruz kardeşler, ülkeyi bataklığa sürükleyenleri göndereceğiz. Emeği ve özgürlüğü için savaşanlar, hoşgeldiniz! Birileri korkuyor yargılanacağı günler gelecek diye, korksunlar. Bizden çaldıkları hayatları geri alacağız. Söz bitti, saflar netleşti. Dibine kadar bataklığa batmış bu iktidarı göndereceğiz" diye konuştu.
Gözen, sözlerinin devamında "Neymiş, hukuk onun iki dudağı arasındaymış. Neymiş Kürdistan’ın iradesi olan iradeyi, HDP’yi kapatacakmış… Bu halk sana boyun eğmedi, eğmeyecek! Hadi oradan!" ifadelerini kullandı.
Alandan yuhalamalar ve "HDP halktır, halk burada" sloganı yükseldi.
EHP GENEL BAŞKANI ÖZTÜRK: SENİ YENECEĞİZ AKP, BİRLEŞTİK!
Emekçi Hareket Partisi (EHP) Genel Başkanı Hakan Öztürk de konuşmasında "Seni yeneceğiz AKP, seni göndereceğiz AKP! Birleştik" dedi.
Öztürk, şunları kaydetti:
"İşçiler, emekçiler… Bakıyorum, görüyorum, Kürt halkı, Aleviler, kadınlar gelmiş. Gökkuşağı bayrağını taşıyan, doğayı savunan gençler gelmiş, hoş gelmişsiniz.
'Bu ülkede bir Kürt meselesi var, gelin bunu çözüm' dedik, onlar ne yaptılar? Van’da, Diyarbakır'da, Şırnak’ta kayyum atadılar! 'Var mı böyle özgürlük' dedik! Kürt meselesi var, çözün dedik, onlar ne yaptı? Selahattin Demirtaş'ı dört duvar arasına koydular! !Suriye, Irak sınırını geçeceğiz' dediler, 'Bir gece ansızın bu sınırları geçeceğiz' dediler. Biz diyoruz ki bu ülke de açlık var ey AKP, ey Erdoğan! Gel bu açlığı engelle, savaşları bırak, Kürt halkıyla barış.
Halkımız fırınlarda ucuza bayat ekmek alabilmek için sıra bekliyor, pazarda çürümüş meyve sebze topluyor. Doktor bulamıyor, doktor bulsa ilaç bulamıyor. Böyle sağlık sistemi olmaz. Biz halkın sağlık sorununu çözmek için çok büyük adım atacağız. O büyük hastaneleri de kamulaştıracağız.
Son gülen iyi güler. Birleşmiş örgütlenmiş halkı kimse yenemez. Seni yeneceğiz AKP, seni göndereceğiz AKP. Birleştik! Bütün gücümüzle göndereceğiz. Türkiye halkları, işçiler, emekçiler, Emek ve Özgürlük İttifakı gönderecek."
ERCÜMENT AKDENİZ: EMEK VE ÖZGÜRLÜK İTTİFAKI HALKLA BİRLİKTE ADAYINI BU MEYDANLARDAN ÇIKARACAK
Akdeniz'in konuşması şöyle:
"Dediler ki, yahu bu miting nasıl olacak, toplayabilecek miyiz? Kartal Meydanı almadı almadı! Helal olsun, selam olsun size. Özgürlük çığlığı geliyor! Türkiye’yi böyle özgürleştireceğiz!
Faşizmi sıradanlaştırmaya çalışıyorlar. Almanya, İtalya faşizme teslim olduğunda ne demişti o Alman papaz hatırlıyorsunuz değil mi? Önce Yahudileri götürdüler, sesim çıkmadı. Sonra sosyalistleri, komünistleri götürdüler, sesim çıkmadı. Çingeleri götürdüler, sesim çıkmadı. Sıra bana geldiğinde baktım, ses çıkaracak kimse kalmamıştı. Şimdi bugün sana söylüyorum kardeşim, bak iyi dinle. Kürleri götürdüler sesin çıkmadı. Belediyelere kayyum atadılar sesin çıkmadı. HDP'yi kapaymaya çalıştılar sesin çıkmadı. Grevleri yasakladılar sesin çıkmadı. Bak, sıra sana geldiğinde ha ses çıkaracak kimse kalmaz, bunu bil! İşte burası ses çıkartanların meydanı! Buraya gel buraya!
Biz İstanbul Büyükşehir Belediyesine, bu kentin, Türkiye'nin en büyük şehrinin seçme ve seçilme iradesine darbe vurdukları zaman tereddütsüz oraya gittik. Dedik ki, HDP'li belediyelere uygulanan kayyum ne ise İBB'ye uygulanan operasyon da aynı şeydir. Ama sizler de Saraçhane'den buraya geleceksiniz buraya! Emek ve Özgürlük İttifakı olmadan İstanbul bu kuşatmayı kıramaz. Diyarbakır'ı yanına almadan İstanbul bu ablukayı dağıtamaz. Gelin birleşelim, bu ülkeyi birlikte özgürleştirelim.
Seçim ekonomisiyle giriyor Erdoğan ve yönetimi. Kaşıkla verecekler, kepçeyle de değil kazanla seçimden sonra geri alacaklar. Buna izin vermeyeceğiz. Tek adam yönetimini, arkasındaki sermaye düzenini, çete mafya düzenini, bu çürümüz düzenini bizler göndereceğiz, halk gönderecek. Çünkü halk birden büyüktür.
Burada dipten gelen bir dalga var. Bu dalgaya kulak verin. Bekaert'te grev yasağını dinlemediler işçiler. Erdoğan'ın kararnamelerini dinlemediler. Fiili grev yaptılar ve kazandılar. EYT'liler uzun süre mücadele ettiler ve kazandılar. Kadınlar, çocuklar için bir öğün ücretsiz yemek için mücadele ettiler ve ana sınıfında yurtlarda bir öğün ücretsiz yemek hakkını kazandılar. Liman işçileri aramızda. Tersane işçileri aramızda. Dalga dalga geliyor işçiler. Antep'te döküm işçileri ayaktalar. Saya işçileri ayaktalar. Diyarbakır'da Amed'de fırın işçileri ayaktalar. Metal sektöründe iki bin işçi grev kararı alıyor. İşte kazana kazana geliyoruz. Birleşe birleşe geliyoruz. Neşeyle, umutla, cokşuyla geliyoruz. Bütün engelleri, bütün bariyerleri aşacağız ve çocuklarımız özgür, karınlarının tok olduğu mutlu bir memlekette yaşayacak.
Burada Gezi'den Kobane davasında kadar, tutuklu eş başkanlardan milletvekillerine, belediye başkanlarına kadar tutsak arkadaşlarımız da var. Bu mitingde el eleyiz, kol kolayız, bu da böyle bilinsin.
Bize soruyorlar, seçimlerde ne yapacaksınız? 5 Ocak'ta bir bildiri yayımladık. Şunu dedik: En geniş toplumsal mutabakatla ortak bir adayın ortaya çıkması için işe başlıyoruz, koları sıvıyoruz, buna var mısın dedik. Israrla bu sese kulak kapatıyorsan, bak sana söylüyorum, bu ülkede işçilerin emekçilerin oyları, gençlerin, kadınların, Kürt halkının, eşit yurttaşlık isteyen Alevilerin oyları çantada keklik değil kardeşim. Bunu da bileceksin. Eğer inkarcı, yok sayıcı tutumunu devam ettirirsen Emek ve Özgürlük İttifakı kendi adayını da çıkartacak kardeşim. Halkla birlikte bu meydanlardan çıkaracak. Buradan soruyorum, bu yetkiyi Emek ve Özgürlük İttifakı partilerine veriyor musunuz?"
Alandan "Evet" sesleri yükseldi.
Akdeniz, "O zaman göreceğiz, el mi yaman bey mi yaman? Biz geliyoruz" dedi.
Akdeniz, sözlerini Nâzım Hikmet'in dizeleriyle bitirdi:
"Onlar ümidin düşmanıdır, sevgilim,
akar suyun,
meyve çağında ağacın,
serpilip gelişen hayatın düşmanı.
Sana düşman, bana düşman,
düşünen insana düşman,
vatan ki bu insanların evidir,
sevgilim, onlar vatana düşman…
Bir daha geri dönmemek üzere yıkılıp gidecekler
ve elbette
dolaşacaktır en şanlı elbisesiyle
dolaşacaktır elini kolunu sallaya sallaya
işçi tulumuyla bu güzelim memlekette hürriyet!"
PERVİN BULDAN: JİN, JİYAN, AZADİ DEMEK İÇİN BURADAYIZ
HDP Eş Genel Pervin Buldan, konuşmasında şunları kaydetti:
"Emek burada, özgürlük burada, iyi ki varsınız! Bugün savaşa, yoksulluğa dur demek için buradayız. Kayyum rejimine dur demek için buradayız. Kadınların, gençlerin özgürlüğü için buradayız. 'Jin, jiyan, azadi' demek için buradayız. Doğa talanına, hukuk talanına dur demek için buradayız. İstanbul'u karanlık rejime boğmak isteyenlere dur demek için buradayız.
Bu daha başlangıç arkadaşlar. 82 milyon bu havayı hissedecek seçimlerde. İstanbul bir kez daha bu havayı hissedecek. Asıl hikaye bizim hikayemizde. 7 Haziran'da başlayan hikayemiz bir var. Halklarımızla, dostlarımızla birlikte seçimlere damgamızı vuracağız.
Bizim mücadelemiz İstanbul kadar sağlamdır, İstanbul kadar büyüktür, kararlıdır. Bizim ittifakımız İstanbul kadar güzeldir. İistanbul demek elbetteki Türkiye demek. Seçimlerde İstanbul’da kazandık mı Türkiye’de de kazandık demektir. İstanbul, Diyarbakır, Şırnak, Cizre, Botan'dır. Karadeniz’dir İstanbul. HDP demektir.
Elbetteki hedefimiz daha büyüktür, bu düzeni elbette değiştirecektir. Seçimler aydınlık ile karanlık arasında, demokrasi ve faşizm arasında bir seçim olacaktır. Bu seçimler, AKP ve MHP’nin fişini çekeceğimiz seçimler olacaktır. Onurlu bir barışın yolunu açacaktır. Bu seçimler tecride son verilecek, İstanbul Sözleşmesi’ni geri getireceğimiz bir seçim olacaktır. Kadınlara bunun sözünü veriyorum. Bu seçimler kendi cumhurbaşkanımızı belirleyeceğimiz bir seçim olacaktır. 7’den 70’e, Kürdüyle, Türküyle, Alevisiyle Sünnisiyle Ermenisiyle, Süryanisiyle hepimiz her birimiz çalışacağız kazanacağız ve başaracağız. Kazanacağız arkadaşlar başarı bizimdir."
MİTHAT SANCAR: İSTANBUL'U EMEĞİN, DEMOKRASİNİN ÜSSÜ YAPACAĞIZ
HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar da şunları dile getirdi:
"Günlerdir söylüyoruz; bekle bizi İstanbul diye. İşte buluşmaya, kucaklaşmaya gelişiyoruz. Emek ve Özgürlük İttifakı, Türkiye halklarının bütün renklerinin bulunduğu bu şehirde kucaklaşmaya geliyor dedik. Ve bizleri kucakladınız. Coşkunuzla, heyecanınızla, sevginizle bu sesi bütün ülkeye en gür şekilde yansıttınız. Hepinize teşekkür ediyorum.
Neden İstanbul’dan başladık? Çünkü bu zulüm ve yıkım iktidarı İstanbul’u faşizmin üssü yapmak istiyor. Türkiye’ye giydirmek istedikleri rejimi burada pişirmek istiyorlar ama biz dedik ki ‘Hayır, İstanbul faşizme karşı dimdik duracak ve bunu gösterecek'. İşte gösteriyoruz hep birlikte. ‘İstanbul’u emeğin ve özgürlüğün, demokrasinin üssü yapacağız’ dedik. İşte sözümüzün karşılığı sizin yüreklerinizin gümbür gümbür sesidir.
Geliyor Emek ve Özgürlük İttifakı. Bütün baskılara, sömürüye, savaş politikalarına, polis baskınlarına kumpas davalarına rağmen HDP ile birlikte yürüyor Emek ve Özgürlük İttifakı. Büyüyerek geliyor. Bu ülkeyi güzelleştirmeye geliyor, bu iktidarı göndermeye geliyor, bu düzeni değiştirmeye geliyor Emek ve Özgürlük İttifakı.
Değiştireceğiz bu düzeni ve göndereceğiz bu iktidarı. Hep birlikte savaş oyunlarını bozacağız. Savaşa hayır diyoruz. Yaşasın barış ittifakı.
Seçimlerle birlikte hayatın her alanında mücadeleyi büyüteceğiz. Bu ittifakı genişleterek geleceğin inşasının merkezi gücü haline getireceğiz.
Kazanacağız, mutlaka kazanacağız kimsenin şüphesi olmasın. Bu güç bu ülkeyi demokrasiye barışa emek ve özgürlüğün olduğu bir geleceğe taşıyacak."
SMF SÖZCÜSÜ KAYAOĞLU: ONLARIN DERDİ YAPTIKLARI SOYGUNUN ÜSTÜNÜ ÖRTMEKTİR
SMF Dönem Sözcüsü Barış Kayaoğlu da şunları söyledi:
"Hegemonyasını eşitsizlik, sömürü, gasp ve korku üzerinden sürdüren yasakçı iktidarın derdi sermayeye uşaklık etmektir. Yüzde 10 zengin zümrenin hissesini artırmaktır. Bu iktidarın derdi kendinden olmayan kim varsa, kendinden korkmayan kim varsa damgalayıp yasaklamak ve ötekileştirmektir. Dertleri halkın değil kendilerinin ve yüzde 10’luk zengin zümernin çıkarını ve iktidarını korumak. Irkçılığı, tekçiliği, cinsiyetçiliği yaymak ve sömürüyü aklamaktır. Onların derdi yolsuzluklarını, hukuksuzlukların, rant ve talan için yaptıkları soygunun üstünü örtmektir.
HDP’nin hazine yardıma bloke konuldu. Hep birlikte bu gidişata dur demezsek, birlikte değiştirmek için ısrar etmezsek bu faşist abluka her geçen gün daha da büyüyecek.
Parlamentoda 2023 bütçe görüşmelerinde işçiden, emekçiden, yoksuldan alıp zengine verdiler, eğitime, bilime, istihdama değil savaşa yatırım yaptılar. Biz biliyoruz sahip oldukları servet bizden çaldıklarıdır.
Bu soygun düzenine, bu bezirgan saltanatına, bu zulüm çarkına dur diyeceğiz. Birlikte değiştireceğiz. Halkları gasp edilen işçi ve emekçiler olarak hiçbirimiz bu soygun düzenine mecbur değiliz. Şiddete, istismara maruz bırakılan kadınlar, LGBTİ'ler, çocuklar bunlara mecbur değil. Daha adil eşit özgürlük bir dünyada yaşayabiliriz bunu hep birlikte kurabiliriz.
İşte Emek ve Özgürlük İttifakı bunun en güzel örneğidir. Daha da önemlisi artık sermaye partileri arasında tercih yapmaya mecbur değiliz. Kendimizi, kentimizi ülkemizi, ekonomimizi yönettiğimiz söz yetki kararın işçi emekçilerden olduğu bir yaşamı inşa edebiliriz. Biz buna inanıyor ve bu uğurda mücaedele ediyoruz."
Miting sonrası 10'dan fazla kişi "suç içerikli slogan attıkları" iddiasıyla gözaltına alındı. Kafelerin önünde oturan yurttaşlar da polis tarafından "Burası güvenli bölge" denilerek kaldırıldılar. Polis basının görüntü almasına da engel olmaya çalıştı.