USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000
Gündem

Enkaz altında 260 saat... Kendi idrarını içerek hayata tutunan depremzede yaşadıklarını anlattı

Hatay'da enkazın altından depremin 260'ıncı saatinde sağ olarak çıkartılan Mehmet Ali Şakiroğlu, enkaz altındayken neler yaşadığını ve nasıl hayata tutunduğunu anlattı. Şakiroğlu, kendi idrarıyla döngü sağladığını ve enkaz altında bulduğu canlı çiçeği yediğini i

Enkaz altında 260 saat... Kendi idrarını içerek hayata tutunan depremzede yaşadıklarını anlattı
02-02-2025 00:00
02-02-2025 11:37
Google News

Kahramanmaraş merkezli depremlerde en çok hasara uğrayan Hatay'da, binlerce bina yerle bir olurken yaklaşık 25 bin insan hayatını kaybetmişti.

Ülkeyi derinden etkileyen ve 11 ilde büyük yıkıma sebep olan 6 Şubat depremine hasta oğlunun tedavisi için Akademi Hastanesi'nde yakalanan Mehmet Ali Şakiroğlu, depremden 260 saat sonra canlı olarak çıkartılmıştı.

Hastane kantininin masasında uyuduğu sırada deprem olduğunu söyleyen Şakiroğlu, gözünü açtığında yerin sallandığını ve herkesin panik içerisinde kaçtığını gördüğünü ifade etti.

260 SAAT BOYUNCA HAYAT MÜCADELESİ

Hastanenin poliklinik kısmında deprem pozisyonunda yıkıma yakalanan Şakiroğlu, 260 saat boyunca hayat mücadelesi vererek yaşama tutundu.

Depremin 260'ncı saatinde enkaz altından sağ kurtulmayı başaran Şakiroğlu, asrın felaketinin üzerinden yıllar geçse de yaşadıklarını unutamıyor. Enkaz altında idrarını içerek ve bulduğu çiçeği yiyerek yaşama tutunan depremzede yaşadıklarını anlattı.

"GÖZÜMÜ AÇTIĞIMDA HAFRİYATLAR YIĞILDI"

Deprem pozisyonu alarak sallantının geçmesini beklediği esnada binanın çöktüğünü ifade eden Şakiroğlu, "Normalde ben Gaziantep'te ailemle birlikte yaşıyordum. Oğlum Yusuf 6 Şubat gecesinde rahatsızlandı. Hastanelere gittiğimizde bizi Hatay'daki bir hastaneye sevk ettiler. Biz o gece saat 22.30'da hastaneye vardık. Sabah olsun doktorun gelmesini bekliyorduk. Hava soğuktu. Babamla birlikte sıcak yer bulmak için dolanırken hastanenin kantinine denk geldik. Kantinde kafamı masaya koydum ve uyumaya devam ettim. Uykulu kafamı kaldırdığımda yerin sallandığını ve herkesin panik içinde kaçtığını gördüm. Babam karşıda oturuyordu ama o kargaşada babamı kaybettim. Ben de hastanenin poliklinik tarafına doğru koştum. Kendimi cama vurdum ama kapı açılmadı. Ben hemen olduğum yerde deprem pozisyonunu aldım. Deprem pozisyonu çok önemli olduğu için hemen ellerimi başımın üstüne koydum. Gözümü açtım ve her tarafın betonlarla kaplı hafriyatlar yığıldı. Dışarıdaki seslerin hemen hemen hepsini duyabiliyorum. Üstümüzde betonla bayağı mesafe olduğu için sesimizi duyuramıyordum" dedi.

"AVUCUMA NE KADAR İDRARIM GELİRSE O KADAR AĞZIMA GÖTÜRÜYORDUM"

Enkaz altındayken canlı çiçek yiyerek ve kendi idrarını içerek beslendiğini dile getiren Şakiroğlu, şöyle konuştu:

"Ben depremin 12'nci günü gece çıktım. Enkazın altında 2 gün daha dayanabilirdim. Enkazın altında elimle bir şeyler ararken canlı çiçek geldi. Çiçek plastik de olsa yiyecektim. Çiçekleri küçük parçalara bölüp yiyordum, kendi idrarımla beslendim ve sürekli devir daim yaptım. Ağzımda çiğneyip onun suyunu almaya çalışıyordum. Ağzım yukarı şekilde yatıyordum. Avucuma ne kadar idrarım gelirse o kadar ağzıma götürüyordum. Yaşam mücadelesi verdim, ümidimi Allah'tan kesmedim. Sürekli buradan çıkmam lazım diyerek ümit ettim.

Şimdi düşünüyorum, bu kadar acıya nasıl dayandım bilemiyorum. Bayağı bir sallantı oldu. Yanımdaki arkadaş deprem oluyor dedi. Ben ayağımı salladım, yukarıdaki operatör 'burada ayak var' diye bağırdı. Operatör 'burada bir ayak var' deyince dünyalar benim oldu. Gece dışarı çıktığımda yıldızları gördüm. Dışarı çıktığımda ağabeyimin numarasını ilkinde şaşırdım ama sonrasında doğru verdim. Enkaz altında çıkarken bende hiç çizik yoktu. Ailem 12 gün boyunca hep oradaydı. Onlar da ümidini kesip eve gidecekleri zaman ben o zaman çıktım."

"BEN HER ZAMAN 'KOCAM BENİ BIRAKMAZ' DEDİM"

Eşi enkaz altındayken hep çıkacağını ümit eden Neclanur Şakiroğlu ise, "Ben saat 05.00 sularında vinç yardımıyla çıktım. Kayınbabamla sarıldık ve sonra kocamı sordum. Nerede diye sorduğumda bilmiyorum dedi. Ben de bir yerlerde saklanıyor diye düşündüm. Tekrar sorduğumda kocamın nerede olduğunu bilmiyor olduğunu ve kayıp olduğunu söyledi. Kocamdan hiçbir zaman ümidimi kesmemiştin. Etraftaki insanlar artık bitti deyip kendilerince planlar yapıyorlardı. Ben her zaman kocam beni bırakmaz dedim. Rüyalarıma giriyordu. Çocuğum o gece 'baba gel baba gel' deyip söyleniyordu. O anlar çok acı bir durum ve Allah bir daha böyle bir acı yaşatmasın" ifadelerini kullandı.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
ÇOK OKUNANLAR
ANKET TÜMÜ
ARŞİV ARAMA
PUAN DURUMU TÜMÜ
GÜNÜN KARİKATÜRÜ TÜMÜ
Günün Karikatürü