Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Ekonomik Dönüşüm ve Yeni Paradigmalar Zirvesi'nde konuştu.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Ekonomik Dönüşüm ve Yeni Paradigmalar Zirvesi'nde gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. İktidar, vatandaşın cebini de boğazını da sıkan enflasyon ve hayat pahalılığına kalıcı çözümler üretemezken Erdoğan yine vaatlerde bulundu. Erdoğan, "Enflasyon oranımızın nispeten yüksek seviyelere çıkması, bazılarını şaşırtıyor olabilir. Biz aynı enflasyonu, hızla düşürecek kabiliyete sahip bir ülkeyiz. Bunu geçmişte yaşadık, sonra da düşürdük. İstihdamı tarihimizin en yüksek seviyesine çıkarırken, enflasyonun yol açtığı refah kayıplarını telafi edecek tedbirleri de alıyoruz" dedi.
Erdoğan'ın konuşmasında öne çıkan satırlar şöyle:
'Kendi özgün ekonomi politikamızı oluşturduk'
"İktisat politikaları konusunda ilk dile getirdiğimizde pek çok çevrenin garipsediği yaklaşımları vardı. Her küresel kriz bizim yaklaşımlarımızın ne kadar doğru olduğunu teyit etmiştir.Ülkemize karşı haksız, hukuksuz, adaletsiz bir şekilde uygulanan yaptırımlar bizi bu yolu aramaya mecbur bırakmıştır.Kendi özgün ekonomi politikamızı oluşturduk.
Salgınla başlayıp savaşla genişleyen küresel ekonomik kriz karşısında sergilediğimiz dayanıklılık ve gösterdiğimiz atılımlarla doğru bir yolda ilerlediğimizi ispatladık.
Hep söylediğimiz gibi, biz ne yaptığımız, niçin yaptığımızı, nereye varacağımızı biliyorduk. Geçen her yılın ve yaşanan her yeni durumunu bizi haklı çıkarmış olmasından memnuniyet duyuyoruz. Ama küresel sıkıntılardan etkilenenlerden adına da, bunları kendilerine yeterince anlatamadığımız için üzülüyoruz.
'Milletimizin desteği ile bu oyunların her birini bozduk'
Yeni ekonomi yaklaşımımızını temel mantığını paylaşmak istiyorum; Türkiye, bir asır önce 600 yıllık dev bir imparatorluktan bugünkü sınırlarıyla yeni bir cumhuriyete geçerken en çok ekonomi politikalarını oluşturmakta zorlandı. Bir asırdır yaşadığımız sorunların sebebi ya da sonucu hep ekonomiye bağlandı. Hükûmete geldiğimizde, ülkemizin asırlık demokrasi ve altyapı eksiklerini gidermek için kapsamlı bir program başlattık. Her alanda ülkemizi baştan sona yeniden inşa eden adımlar attık.
Bizi siyasi istikrarsızlığa, sosyal kaosa, terör bataklığına sürüklemek gibi niyetlerle kurgulanan senaryoların tek amacı, Türkiye'yi demokrasi ve kalkınma rayından çıkartmaktı. Milletimizin desteği ile bu oyunların her birini bozduk.
Ülkemize yönelik senaryoların son sahnesi ile ekonomik yıkım üzerine kuruldu. Dünyada, ortada savaş, gerilim olmadığı halde açıkça ekonomisi mahvedilme tehdidi ile karşı karşıya kalan sanıyorum tek ülke biziz. Dünyada, uluslararası toplumun resmen terör örgütü olarak kabul ettiği yapıların, isim değişikliği ile kendisine karşı alanen desteklendiği tek ülke biziz. Daha bölgemizdeki insani krizlerin yükünü, kayda değer destek almadan taşıyor oluşumuzu, bunun yol açtığı siyasi, ekonomik bedelleri saymıyorum bile... Böyle bir dönemde, ülkemiz ekonomisini, faiz, kur, enflasyon kıskacına alıp yerle yeksan etme girişimlerine karşı kendi ekonomi programımızı oluşturduk.
'Tuzakları boşa çıkardık'
Önce aldığımız tedbirler ve teknik mekanizmalarımızla, ülkemize kurulan tuzakları boşa çıkardık. Ardından programın odağını yeniden belirledik. Yatırım, istihdam, üretim, ihracat, cari fazla yolu ile büyüme modeli üzerinden Türkiye'de bir ekonomi modelini oluşturduk. Gelişmiş ülkeler başta olmak üzere tüm dünyada büyüme oranlarının gerilediği, resesyonun bir dönemde, ülkemizin rekor büyüme oranları ile yoluna devam etmesinin gerisinde bir hikaye vardır. Bu süreçte aldığımız yaralar da var elbette. Döviz kuru operasyonlarının yol açtığı sıkıntıları, alternatif yöntemlerle çözüme kavuşturduk. Dünyadaki geleneksel üretim ve tedarik kanallarında yaşanan bozulmalara karşı güçlü altyapımızla genç ve zengin insan kaynağımızla, esnek iş yapma modellerimizle öne çıktık.
Enflasyon oranımızın nispeten yüksek seviyelere çıkması, bazılarını şaşırtıyor olabilir. Biz aynı enflasyonu, hızla düşürecek kabiliyete sahip bir ülkeyiz. Bunu geçmişte yaşadık, sonra da düşürdük. İstihdamı tarihimizin en yüksek seviyesine çıkarırken, enflasyonun yol açtığı refah kayıplarını telafi edecek tedbirleri de alıyoruz.
2011'de ilan ettiğimiz, ülkemizi dünyanın 10 ekonomisi arasına çıkarma sözünü yerine getirmeye adım adım yaklaşıyoruz. En başta da söylediğim gibi, burada uyguladığımız programın mantığını sizlerle paylaşmaya çalıştım.