İnşaat Mühendisleri Odası Gaziantep Şube Başkanı Burkay Güçyetmez, mevcut yapı denetim sisteminin piyasa koşullarına terk edilmesinin topluma büyük bedeller ödettiğini belirterek, "Yapı denetim sistemimiz, nitelikli yapı üretimini sağlama hedefine çok uzaktır. Bu sistemde sağlıklı bir inşa sürecinin oluşması mümkün olamamakta, toplumun can ve mal güvenliği tehlikeye atılmaktadır" dedi.
TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası'nın ülke genelindeki tüm şubeleri ile eş zamanlı yapılan ortak basın açıklamasında, sağlıklı ve güvenli bir inşa süreci için, kamusal yönü ağır basan yeni bir yapı denetim sisteminin uygulamaya konulması gerektiğine vurgu yapıldı.
Ülkemizde her yıl ortalama 100 bin yeni yapı üretildiğini ifade eden İMO Gaziantep Şube Başkanı Güçyetmez, yeni bir yapı denetim sistemi ile mevcut riskli yapı stokuna yenilerinin eklenmesinin önüne geçilmesi, riskli yapıların dönüştürülmesi ve güçlendirilmesi süreçlerinin sağlıklı bir şekilde yapılabilmesinin amaçlandığını ifade etti.
DENETİM HİZMETİ TİCARİLEŞTİRİLDİ
Yapı denetim sisteminin aksayan yönlerini
anlatan Başkan Güçyetmez, "4708
sayılı Yapı Denetimi Hakkında
Kanunu ile kurgulanan sistemde, denetim hizmetinin 'kamusal' niteliği yok sayılmış ve denetim
hizmeti ticarileştirilmiştir. Oysa yapı denetim hizmeti piyasa dengelerine ve serbest piyasanın rekabetçi koşullarına terk edilemez. Yapı denetim kuruluşları doğası gereği kâr amaçlıdır.
Devlet bu
kuruluşlar üzerinde etkin bir denetim mekanizması da kuramamıştır. Dolayısıyla Yasa kapsamında, inşa
edilen yeni yapıların, istenilen düzeyde, güvenli, sağlıklı ve kaliteli
olması sağlanamamıştır" dedi.
BU SİSTEMLE NİTELİKLİ YAPI ÜRETİMİ MÜMKÜN DEĞİLDİR
Yapı Denetim Kuruluşlarının ortakları
verilen hizmet için
alınan bedellerin azlığından
şikâyet ettiğini, denetim hizmetlerinde
yaşanan kalite
sorununu devlet tarafından
belirlenen bu bedelin
yetersiz kalışına bağlandığını ifade eden İMO Şube Başkanı Güçyetmez, şöyle
devam etti:
"Bu yakınmalarda haklılık
payı vardır elbette. Zira devlet 595 sayılı KHK ile oluşturulan yapı denetim sisteminde %4-8
oranında belirlediği hizmet
bedelini müteahhitlerin baskıları ile 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanunun
sürecinde önce %3’e
sonra da %1,5’e düşürmüştür. Hizmet bedelleri üzerinde bu
kadar oynanması ve
giderek azaltılması
bile yapı denetim sisteminin nitelikli yapı üretimini sağlama
hedefinden ne kadar
uzak olduğunun, hukuki deyimle 'şekli zorunluluk'tan
dolayı oluşturulduğunun
açık bir göstergesidir.
MÜHENDİSLERİN ÜCRETİ DÜŞÜK, SORUMLULUĞU YÜKSEK
ŞANTİYE ŞEFLİĞİ BÜYÜK ORANDA KAĞIT ÜZERİNDE KALIYOR
İşveren vekili sıfatı
nedeniyle iş kazaları da dâhil olmak üzere yapı işyerlerinde oluşabilecek her
türlü sorunun
doğrudan muhatabı
olan şantiye şefleri ise, tam zamanlı olarak çalışmaları gerekirken sistemde aynı
zamanda birden fazla işyerinde şantiye şefliği yapmalarına olanak
tanınması nedeniyle, üstlendikleri tüm bu sorumlulukların gereklerini
yerine getirmekten uzaktır. Şantiye Şefliği hizmetleri de büyük oranda
kağıt üzerinde
kalan formaliteye dönüşmüş durumdadır. Sistemin sağlıksız kurgusu ve suiistimaller nedeniyle
görevini layıkıyla yapamayan birçok mühendis ve
mimar cezai ve hukuki pek çok yaptırımla karşılaşmaktadır. Sistem
yarattığı kaosun tek suçlusu olarak mühendis ve mimarları görmekte ve
hedef tahtasına oturtmaktadır. Ayrıca, teknik kadroların nitelikleri ve yeterlilikleri sorgulanmaksızın yapı denetim sisteminde görev üstlenebilmeleri bir
başka sorundur. Denetim hizmetlerini yapanlar, yapılan
işin önemi gereği bilgi, deneyim ve uzmanlık sahibi olmak durumundadır. Ancak
sistem bu tür elemanların görev yapabilmesine olanak sağlamamaktadır."
Başkan Güçyetmez, mevcut Yapı Denetim Yasasının öngördüğü,
ticari yanı ağır basan yapı denetim
şirketi modeli yerine; uzmanlık ve yapılan işin önemini ve sorumluluğunu bilen yapı denetçilerinin etkinliğine dayalı, meslek odalarının sürece etkin katılımını
sağlayacak yeni bir denetim süreci
model önerisinde bulundu. Güçyetmez, yeni yapı denetim modeli
önerisi ile
ilgili şunları söyledi:
ÖNCELİKLE YETKİN MÜHENDİSLİK
"Mühendislik hizmetlerinde özellikle yapı alanlarında hizmet
veren teknik kadroların
bilinçli ve bilgili olmaları
kamu çıkarları açısından son derece büyük bir
önem taşımaktadır. Halkın can ve mal güvenliğinin korunması,
ulusal kaynakların
doğru kullanılması,
bilgi ve bilinç düzeyinin artmasıyla doğru orantılıdır. Yüksek
öğretim kurumlarında verilen mühendislik
eğitimi seviyesi ne
olursa olsun temel eğitim niteliğindedir. Ayrıca bir mühendislik dalının pek çok alt dalları bulunmaktadır. Bir mühendisin
sadece dört yıllık bir eğitim ile
unvanını taşıdığı meslekte ve alt dallarının tamamında uzmanlaşması yada yetkinleşmesi fiilen mümkün değilken taşıdığı unvan nedeniyle tüm alanlarda yetkilendirilmiş olması bir çelişkidir. Bu çelişkiden faydalanan ise mühendisin bilgisinden
ziyade imzasına
ihtiyaç duyan
çıkar çevreleridir. Dolayısıyla 1938 yılından bugüne değiştirilmemiş olan 3458 sayılı Mühendislik ve Mimarlık Kanunu değiştirilmeli
Meslek Odalarının kendi meslektaşlarını yetkinliklerine göre belgelendirme ve yetkilendirme
hakkı getirilmelidir.
YAPI DENETİMİ VE UYGULAMA DENETİMİ AYRILMALI
Yapı Denetim Sisteminde proje denetimi ve
uygulama denetimi birbirinden ayrılmalı, kamu bünyesinde ülke
genelinde ihtiyaç
duyulan yer ve miktarda
idari özerkliğe ve güvenceye
sahip “Etüt ve Proje Denetim Birimleri” oluşturulmalıdır. Bu
birimler denetledikleri projelerin ölçek ve özelliklerine göresınıflandırılmalı ve yetkilendirilmelidir.Bu birimlerde ilgili tüm meslek disiplinlerinin
yeterli düzeyde istihdamı sağlanmalı, görev
yapacak sorumlu denetçi İnşaat Mühendisleri Meslek Odası tarafından belirlenmiş Yetkin Mühendisler olmalı, çalışan tüm mühendis ve mimarlar ilgili meslek kuruluşları tarafından sertifikalandırılmalı, yaptıkları görev ve aldıkları sorumlulukların
karşılığı oranında ücretlendirilmelidir.
Yapı Denetim Kuruluşları doğrudan kamu tarafından görevlendirilmiş birimler olarak çalışmalıdır. Yapı Denetim Kuruluşları ile
müteahhit ve/veya yapı sahibi arasında herhangi bir
mali ve idari
bağlantı olmamalı Yapı Denetim ücretleri doğrudan kamu tarafından ödenmeli ve bu kuruluşlar doğrudan
kamuya karşı sorumlu olmalıdır. Yapı Denetim Kuruluşları için
sorumluluk sigortası zorunluluğu getirilmelidir. Hazır
beton üreticileri de sisteme
entegre edilip, yükümlülükleri ve
uygulanacak yaptırımlar tanımlanmalı ve
takibi yapılmalıdır.
Yapı Denetim Kuruluşlarının ortaklarının
içerisinde Meslek Odası tarafından belgelendirilmiş en az bir taneYetkin İnşaat Mühendisi bulunmalı ve onun sorumluluğundadiğer denetçiler ve kontrol elemanları çalışmalıdır. Yapı Denetim Kuruluşunda görev yapacak mühendis ve mimarlar sorumluluklarına göre meslek kuruluşlarınca belgelendirilmeli, takibi yapılmalıdır. Yapı Denetim Kuruluşlarında çalışan tüm görevliler kamu
görevlisi statüsünde olmalı, ücretleri, iş güvenceleri ve özlük
hakları teminat
altına alınmalı, ücretleri
TMMOB tarafından belirlenen
asgari ücretin altında olmamak
kaydıyla görev,
yetki ve sorumluluklarına görekademeli olarak belirlenmelidir.
Gerek Etüt ve Proje Denetim Birimlerinde gerekse Yapı Denetim Kuruluşlarında görev
yapan mühendis ve mimarlar için mesleki sorumluluk sigortası getirilmelidir. Yapı Denetim Kuruluşlarının oluşmasından, görevlendirilmesinden ve takibinden sorumlu olan tüm kurullarda
Türk Mühendis ve Mimar Odaları
Birliğine bağlı ilgili Odaların temsilcileri yer almalıdır. Nitelikli proje hizmetlerinin verilebilmesi için Meslek Odalarının önündeki
engeller kaldırılmalı, proje hizmeti veren Mühendis ve Mimarlar için Odaların yetkilendirme ve
denetleme hakkı olmalı, proje hizmet koşulları ve ücretleri Odalar tarafından belirlenmelidir.
Müteahhitlik iş, işleyiş ve
ilişkilerini belirleyen özel bir
kanun çıkarılmalı vesorumlulukları belirlenmelidir. Kamu müteahhitleri gibi yeterlilik kriterleri getirilmeliteknik kadro, finans,
donanım ve iş bitirme kriterleri koyularak titizlikle uygulanmalıdır. Yapı
alanı 1500 m²’yi
geçen her
yapım işinde tam zamanlı olarak bir Şantiye Şefi bulundurulması
zorunlu hale getirilmelidir. Şantiye Şeflerinin
işveren (müteahhit) ile
yapacağı hizmet sözleşmeleri ilgili Meslek Odası tarafından belirlenen tip sözleşmeler
çerçevesinde olmalı, Şantiye Şeflerinin alacakları ücretler TMMOB’nin belirlemiş olduğu ücretlerin altında olmamalıdır. Şantiye Şeflerinin belgelendirilmesi ve bu belgelendirmeye
esas eğitimleri ilgili Meslek Odası tarafından yapılmalıdır. Sistemde görev alan tüm mühendis ve mimarların sicilleri kayıtlı oldukları Meslek Odaları tarafından tutulmalıdır.
Tüm yapılar, yapım ve
kullanım özelliklerini koruyup korumadığının tespiti
amacıyla ve ilgili kamu kurumlarının sorumluluğu altında,
imara aykırılık,
yapısal elemanlardaki
değişiklik ve hasar-deformasyon oluşup oluşmadığı bakımından periyodik olarak denetlenmelidir."