
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Ankara’ya resmi ziyaret düzenleyen Norveç Dışişleri Bakanı Espen Barth Eide ile birlikte gazetecilere açıklamalarda bulundu. Gazze’ye saldırılarını sürdüren İsrail’i kınayan Fidan, bölgede ateşkesin bir an önce sağlanması gerektiğini ifade ederek Türkiye’nin iki devletli çözümü savunduğunu ve Gazze’de barışın sağlanması için diplomatik girişimlerin sürdürüldüğünü açıkladı.
Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ni (GKRY) tanıyarak, adada resmi olarak Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni yok sayan Orta Asya Türk Cumhuriyetlere ilişkin de konuşan Fidan; Türkiye’nin Türk dünyasına yönelik çalışmalarının kesintisiz devam ettiğini belirterek, “Anadolu’nun merkezinde kurulan, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin, Sovyetler Birliği döneminde de Türk dünyası ideali olmuştu. Bugün bağımsız Türk cumhuriyetleri varken de Türk dünyası ideali var. Bundan sonra da Türk dünyası ideali olmaya her zaman devam edecek” dedi. Son yıllarda meydana gelen küresel gelişmeler ve Orta Asya’daki ülkelerinin kapasite gelişimleri karşısında küresel aktörlerin dikkatini çektiğini, bunun Avrupa Birliği’nin (AB) de Orta Asya’ya ilgisi artırdığını bildiren Fidan, “Bu bizim açımızdan anlaşılabilir bir durum ancak bu karşılıklı ilginin AB tarafından istismar edilmeye çalışıldığını gördüğümüz alanlar da var. Elbette biz bu gelişmeleri tüm boyutlarıyla yakından takip ediyoruz” diye konuştu.
‘SAĞDUYULU HAREKET ETMEYE DEVAM EDECEĞİZ’
Fidan, “Gerekli girişimleri yapıyoruz, dostlarımızla temas hâlindeyiz, görüş alışverişi hâlindeyiz, bilgilendirme hâlindeyiz. Türk dünyası idealimize uygun bir biçimde hareket etmeye devam edeceğiz. Bu son olaydan hareketle aramızı bozmak isteyen bazı maksatlı çevreler, bu sorunu bizim açıktan kamuoyunun önünde tartışmamızı istiyorlar. Biz prensip olarak, ailevi konuları kamuoyu önünde tartışmamayı tercih ediyoruz. Türk dünyasıyla aramızı bozmak isteyenlerin manipülasyonları bu açıdan başarılı olmayacak. Bu konuda attığımız adımlarla ve durduğumuz yerde Türk cumhuriyetlerine bizim gitmek istediğimiz istikameti belirlemiş haldeyiz, arkadaşlar. Bu konuda sağduyulu hareket etmeye devam edeceğiz. Her türlü konuyu aile meclisimizde ele almaya devam edeceğiz. Bu konudaki pozisyonumuz nettir. Kıbrıs Türkleri de büyük Türk dünyası ailesinin asli ve ayrılmaz bir unsurudur. Bu gerçek asla değişmeyecektir. Türk dünyası bir bütün olarak Kıbrıs Türk’ünün yanında olmaya devam edecektir. Bu konudaki politikamızı sabırla sürdüreceğiz. Herkesin aynı anlayış ve kararlılıkla hareket etmesi, ailemizi daha da büyütecek ve güçlendirecektir” ifadelerini kullandı.
‘İZOLASYON, ADANIN REFAHINI ETKİLİYOR’
Kıbrıs konusunda ‘olmayan bir sorunu üretmeye çalışan, olmayan bir problemi varmış gibi göstermeye çalışan’ odaklar olduğuna işaret eden Fidan, Rum tarafının daha önce defalarca federasyonu reddettiğini anımsatarak, “Kıbrıs Türk tarafı federasyon modelinden çekilmiş durumda. Biz de sonuç vermeyecek müzakerelerle vakit kaybetmeyeceğimizi defalarca ifade ettik ve ondan sonra yeni bir model arayışında bulunmaya devam ediyoruz. Geçtiğimiz Mart ayında Cenevre’de yapılan toplantıda federal model BM tarafından telaffuz dahi edilmedi. Bunun yerine biz, adadaki iki tarafın iş birliği yapabileceği alanlar üzerinde durduk. Biz Türkiye olarak şunu görüyoruz: Bir taraftan adada bir dondurulmuş sorun var, iki tarafta kendi sınırları içerisinde, kendi idarelerini, yönetimlerini altında yaşamaya devam ediyor. Ama birbirlerine karşı koydukları karşılıklı izolasyon adanın tüm refahını etkiler bir durumda ortaya başladı” diye konuştu. Fidan, Akdeniz'de meydana gelen jeostratejik, jeoekonomik gelişmeler dikkate alındığında, adanın Rumuyla, Türküyle giderek bölgeden izole olmaya başlayacağına dikkat çekti.
‘TÜKENMİŞ FEDERASYON MODELİ’
Türkiye’nin adadaki işbirliği ruhunun artırılmasının önemi konusunda Birleşmiş Milletler vizyonuyla örtüştüğünü vurgulayan Fidan, “Rumlar ve Avrupa Birliği ne derse desin, tükenmiş federasyon modeli artık masadan kalkmış durumda. Bu model de biliyorsunuz, Rumlar tarafından ortadan kaldırıldı, her iki girişimde de. Ama Kıbrıs Türklerinin daha fazla izolasyonunu hedef alan, daha fazla imkansızlıklar içerisinde boğuşmasına sebep olan bir müzakere süreci, bir çözüm süreci, bir anlaşma süreci hiçbir şekilde kabul edilebilir, makul, mantıklı değildir. Ama biz garantör bir ülke olarak, ana vatan olarak kendi görüşlerimizi, kendi tavrımızı her zaman büyük bir netlikle ortaya koyuyoruz. Bu geçen yıllarda her defasında Kıbrıs Türk'ünün izolasyonunun ortadan kalkmadığını biz gördüğümüz için bundan sonra artık yeni bir yol haritasıyla yolumuza devam etmemiz gerektiğini ortaya koyduk ve bu şekilde de gidiyoruz. Dolayısıyla bu yönde yapılan aksi propagandalara, negatif propagandalara itibar edilmemesi önemlidir. buradaki görüşümüz son derece nettir. Bu konuda, biz Birleşmiş Milletler'le de görüşüyoruz, Yunanistan tarafıyla da görüşüyoruz. Görüşlerimizi karşılıklı saygı temelinde ortaya koyuyoruz. Aynı görüşte olmayabiliyoruz ama ortak olunması gereken bir nokta: adada barışın, refahın ve sürdürülebilir kalkınmanın olmasını hedeflemenin başka yolları da var, bunu da hayata geçirmek mümkün” ifadelerini kullandı.
DENİZ MEKANSAL PLANLAMA HARİTASI BM’YE SUNULACAK
Türkiye’nin ayrıca Doğu Akdeniz ve Ege’deki hak ile çıkarlarını da sonuna dek koruğunu aktaran Fidan, Türkiye’nin daha önce kıta sahanlığının dış sınırlarını Birleşmiş Milletler nezdinde kayda geçirdiğini anımsatarak, “Kıta sahanlığımıza sondaj yapıldığı iddiası gerçek dışıdır. Öte yandan biz Doğu Akdeniz’deki kıta sahanlığımız içerisinde sismik araştırmalar yaptık, sondaj kuyuları da açtık. Sondaj ve hidrokarbon arama konusundaki önceliklerimiz bilimsel temellidir. ‘Siz şu coğrafyada niye yapıyorsunuz, bu coğrafyada niye yapıyorsunuz?’ vesaire konularını getiriyorlar ve bunları bilimsellikten, verilerimizden öte siyasete ve politik tartışmalara bağlayan bazı çevreler var. Bunu propaganda unsuru olarak kullanıyorlar. Son olarak, deniz mekansal planlamamızı hazırladık. Bunu da Birleşmiş Milletler’in ilgili birimlerine sunacağız. Kıbrıs, Ege ve Doğu Akdeniz’de tek taraflı herhangi bir adıma veya oldu bittiye izin vermeyeceğimizi zaten herkes biliyor. Bunu defalarca söyledik, her seferinde söylemeye devam edeceğiz ama duymayanlara, yani kulaklarında vardır duymazlar, işitmezler, yapacak fazla bir şey yok” diye konuştu.
NORVEÇLİ BAKAN: BATILI MEVKİDAŞLARIM HATA YAPIYOR
Fidan ayrıca, yeni Avrupa güvenlik mimarisinde AB üyesi olmayıp NATO üyesi olan Türkiye ve Norveç gibi Avrupalı devletllerin önemine de işaret etti. Norveçli Bakan Eide ise Fidan ile aynı fikirde olduğunu belirtti. İsrail-Filistin savaşına değinen Bakan Eide, ülkesinin bu konuda kesinlikle sessiz kalmadığını ve Filistin’i tanıyan sınırlı Avrupa ülkesinden birisi olduklarını vurguladı. Eide, “Başkalarının sessizliği beni endişelendiriyor. Batı'daki birçok mevkidaşım net biçimde görüşlerini ortaya koymayarak kritik bir hata yapıyor” dedi. Eide, ülkesinin iki devletli çözüm modeline verdiği desteği yinelyerek savaşın ve şiddetin durdurulmasının İsrail de dahil olmak üzere tüm bölge ülkeleri ve dünya için önemli olduğunu söyledi.