İBB Başkanı ve Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı Yardımcısı adayı Ekrem İmamoğlu, sağanak yağış aldırmadan Atatürk Meydanı’nı dolduran İnegöllülerle buluştu.
Silahlı saldırı sonucu yaşamını yitiren Bursalı akademisyen Sinan Ateş’i anan İmamoğlu, “Artık yeter; eli kanlıların bu milletin kıymetli evlatlarının hayatını almasına izin vermeyeceğiz. Buradan haykırıyoruz: Adalet, adalet, adalet. Adaleti sağlamak zorundayız. Size söz, sağlayacağız. 13. Cumhurbaşkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun selamını getirdim hepinize. Onun söz verdiği gibi, Sinan Hocayı ailesinden koparan, çocuklarından ayıran, hepimizin bildiği o kirli odakları milletin iktidarında adaletin önüne çıkaracağız. Adalet önünde diz çöktüreceğiz onlara, diz çöktüreceğiz” dedi.
İBB Başkanı olarak defalarca Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a çağrıda bulunduğunu hatırlatan İmamoğlu, “Gelin çalışalım, birlikte üretelim, İstanbul'un şu sorunlarını masada konuşalım, dedim. Yok saydılar. Ama beni yok saymadılar. 16 milyon İstanbulluyu yok saydılar. Biz, o bizi yok sayanları, bu seçimde evlerine yollayacağız, evlerine” ifadelerini kullandı.
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı ve Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı Yardımcısı adayı Ekrem İmamoğlu, sağanak yağış altında İnegöllülerle buluştu. Atatürk Meydanı’nı yağmura rağmen dolduran İnegöllüler, İmamoğlu’na sevgi gösterilerinde bulundu. Kendisini yağmur altında bekleyen vatandaşlara teşekkür eden İmamoğlu, “Biraz ıslandık ama bu Allah'ın bereketi. Yaradan'ın bereketi, 15 Mayıs'ta memleketin bereketi olacak. Allah'ın izniyle bütün memleket kazanacak. Sizlerle buluşmak benim için büyük bir gurur. Sizinle sabaha kadar ıslanmaya varım burada. Bu memleketin, çok güzel günlere ihtiyacı var. Bu memleketin, hep birlikte güzel günlerle kucaklaşmaya ihtiyacı var” dedi.
KÖFTE ÖRNEĞİYLE SİYASET VE EKONOMİ TAHLİLİ
İnegöl’ün mobilya ve köftesinin ünlü olduğuna dikkat çeken İmamoğlu, “İnegöl'le benim bir ortak noktam var. Ben, köfte işinden geliyorum. 21 yaşında İstanbul'un ilk Akçaabat köftecisini bu kardeşiniz açtı. Köfte yapmayı bilirim. Ama bana göre iyi köftenin sırrı nerede biliyor musunuz? Malzemesi kadar, iyi yoğrulmasında. Emek harcadıkça köfte lezzetlenir. Öyle değil mi ablalarım? Ona itinayla emeğinizi verdiğinizde, köftenin lezzeti artar. Durumu idare ederseniz olmaz. Ülkece öyle bir dönemdeyiz ki, artık ne iş yaparsak yapalım en iyisini, en doğrusunu yapmak zorundayız. Vatandaş olarak, yönetici olarak başka çaremiz yok. ‘Durumu idare edelim, bugünü kurtaralım’ anlayışı, gidebileceğimiz yer bize bırakmadı. Durumu idare ede ede denizi bitirdik. Ülkenin kaynaklarını yok ettik. Sadece kaynakları tüketmekle kalmadık, bir de milletimizin arasına nifak sokmaya başladılar. Hiç yuhalamayın, onlar bir avuç insan. Hepimiz yüzyıllardır aynı şeylere ağlıyoruz, aynı şeylere gülüyoruz. Aramıza ikilik kattılar. Bu yanlış zihniyet, bizi sürekli sorunlarla boğuşmak zorunda bıraktı. Biz, bu milleti barıştırmaya geliyoruz, Biz, bu milleti genciyle, emeklisiyle, kadınıyla, erkeğiyle kucaklamaya geliyoruz” diye konuştu.
“ADALETTEN BAŞKA HİÇBİR ŞEYE İHTİYACIMIZ YOK”
“İnegöl'deyken, değerli vatan evlatlarından Sinan Ateş'i de burada anmak istiyorum” diyen İmamoğlu, “Bursa'da yaşayan değerli ailesinin ve tüm sevenlerinin başı sağ olsun. Sinan Ateş, bu vatanın değerli evlatlarından, çok kıymetli akademisyenlerinden birisiydi. Artık yeter; eli kanlıların bu milletin kıymetli evlatlarının hayatını almasına izin vermeyeceğiz. Buradan haykırıyoruz: Adalet, adalet, adalet. Adaleti sağlamak zorundayız. Size söz, sağlayacağız. Adamına göre hukuk, adamına göre adalet, adamına göre makam kalmayacak, olmayacak. 13. Cumhurbaşkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu'nun hepinize selamını getirdim hepinize. Onun söz verdiği gibi, Sinan Hocayı ailesinden koparan, çocuklarından ayıran, hepimizin bildiği o kirli odakları milletin iktidarında adaletin önüne çıkaracağız. Adaleti önünde diz çöktüreceğiz onlara, diz çöktüreceğiz. Adalet, adalet, adalet. Başka hiçbir şeye ihtiyacımız yok” ifadelerini kullandı. Vatandaşların yağmuru hatırlattığı İmamoğlu, yurttaşlara, “Ben yağmura dayanıklıyım. Ben, Karadeniz'de doğdum. Onun için beni yağmur eritmez” karşılığını verdi.
“21 YILDIR YAPAMADINIZ DA ŞİMDİ Mİ AKLINIZA GELDİ”
İktidarın ülkeyi 21 yıldır yönettiğini aktaran İmamoğlu, şunları söyledi:
“Ama bir arpa boyu gidemedik. Hala bize ‘-cek’ diyorlar, hala bize ‘-cak’ diyorlar. Allah aşkına, 21 yıldır yapamadınız da şimdi mi aklınıza geldi. 21 yıl önce bunlar iktidar olduğunda, ekonomide 16’ncı sıradaydık. Ekonomide şu anda 21. sıraya düştük. Bakın zannediyoruz ki her taraf kötü. Değil. Yok öyle bir şey. ‘Hangi kangren olmuş sorununu çözdünüz’ diye sorun. Hiçbir soruna çözüm bulmadılar. Bize aynı sorunları yaşatan bir hükümet durumundalar. Depreme hazırlık sorunumuz vardı; yine var. İnsanlarımızı kaybettik. Ekonomik kriz, yoksulluk, işsizlik vardı; yine var. ‘Eskiden daha kötüydü’ diyerek kendinize avutmayın. Biz, buna ‘yeter’ diyeceğiz. Bunun bize faydası yok. Geçmişin tartışmalarına da dönmek istemiyorum. Buna takılıp kalmayacağız. Önümüze bakacağız. Biz, geleceğe bakacağız. Millet İttifakı, bu anlayışla kurulmuştur. Çok önemli bir şey gerçekleşti. Türkiye'nin bütün temel siyasi akımları bir araya geldi. Çünkü mesele, Türkiye meselesi. Mesele, bu ülkenin çocukları meselesi. Mesele, bu ülkenin gençleri meselesi. Hepimizin refah ve mutluluk içerisinde yaşama meselesi. Memleketin ilerlemesi meselesi.”
“MİLLET İTTİFAKI, MİLLETİN İKTİDARI OLACAK”
“Millet İttifakı bir kişinin bir partinin, bir zihniyetin iktidarı olmayacak; milletin iktidarı olacak” diyen İmamoğlu, “Milletin İttifakı’nın, millet iktidarı olduğunu görmek için, İstanbul'a bakın, Ankara'ya bakın. Vallahi de billahi de hiç kimsenin partisine bakmadan hizmet ettik. Hiçbir ilçeyi, partisine bakmadan, ayırt etmedik. Gittik, ziyaret ettik. İktidar anlayışımızda o parti, bu parti yok. Biz en baştan beri şunu söyledik. Hem bizim 13. Cumhurbaşkanımız olacak olan Kemal Kılıçdaroğlu'nun sözüdür hem de hem de İYİ Parti Genel Başkanı Sayın Meral Akşener Hanımefendi'nin sözüdür: ‘Particilik yapmayacaksınız. Millet için çalışacaksınız.’ Biz de millet için çalışıyoruz her zaman. Vicdan sahibi herkes, İstanbul'da bizim anlayışımızla hizmet ettiğimizi bilir. İnsanlarımızı ayırt etmedik. Bakın İstanbul'un 25 belediyesi, benim mensubu bulunduğum CHP'li değil. Ama biz, hepsini bir tuttuk. Hepsine gittik, hizmet ürettik. Yarın iktidara geldiğimizde, Millet İttifakı Bursa'ya da İnegöl'e de böyle bakacak. AK Partiliymiş, o partiliymiş, bu partiliymiş, bakmayacak. İnsanların ayırt etmeyecek” ifadelerini kullandı.
“BU SEÇİMDEN SONRA DEMOKRASİYİ İNŞA EDECEĞİZ”
Millet İttifakı içerisinde farklı görüşlerin var olduğunu belirten İmamoğlu, şöyle konuştu:
“Biz, bu seçimden sonra demokrasiyi inşa edeceğiz. Gücümüzü milletten alacağız. Yüzümüzü millete döneceğiz. 15 Mayıs'ta iktidar, Millet İttifakı olacak. Ama esas 15 Mayıs'ta iktidar, millet olacak, millet. Siz olacaksınız. İhmal edilenler, yok sayılanlar, mülakatlarda elenenler iktidar olacak. Emeğinin karşılığını alamayanlar iktidar olacak. Ülkece ayağa kalkacağız, ülkece. Devlet ne demek biliyor musunuz? Devlet, vatandaşa gücünü gösteren değil, vatandaşa şefkatini, adaletini, sevgisini gösterendir. Devlet, milletin emrindedir. Devlet, milletine hizmet eder. Kurumlar ve kurallar devleti olmak zorundadır. Bunu başlatacağız. Ekonomide, eğitimde, sağlıkta büyük atılımlar yapacağız. Tek tek bütün şehirlerimizin özel sorunlarına değineceğiz. İnegöl çok önemli. İnegöl resmen bir şehir olmayabilir ama fiilen bir şehirdir. Hem de büyük bir şehirdir. Yalnız Türkiye'nin değil, dünyanın büyük şehirlerinde bulunan bütün imkanlara, İnegöllüler de sahip olmalıdır. Biz bu anlayışla çalışacağız.”
“ONLARA DEMOKRASİ AHLAKINI GÖSTERECEĞİZ”
İnegöl’ün olduğu gibi, memleketin her konusuna hakim olduklarına vurgu yapan İmamoğlu, “Millet İttifakı'ndan seçeceğiniz milletvekilleriyle hem Ankara'da İnegöl için çalışacağız hem Ankara'da Bursa için çalışacağız. Hep birlikte çok güzel işleri başaracağız. Bakın ben, İstanbul Belediye Başkanı olarak, defalarca Sayın Cumhurbaşkanı’na çağrıda bulundum. ‘Gelin çalışalım, birlikte üretelim, İstanbul'un şu sorunlarını masada konuşalım’ dedim. Yok saydılar. Ama beni yok saymadılar. 16 milyon İstanbulluyu yok saydılar. Biz, o bizi yok sayanları bu seçimde evlerine yollayacağız, evlerine. Biz, onların yaptığını yapmayacağız. Biz, AK Partili belediyelerle mutlaka iş birliği yapacağız. Onlara demokrasi ahlakını göstereceğiz. Demokrasi dersini vereceğiz. 14 Mayıs'tan sonra, göreceksiniz Türkiye'de herkes birbirini sevecek, sayacak, kurumlara saygı duyacak. Seçilmişe saygı duyacak. Valiler, bir siyasi partinin valisi değil, devletin valisi olacak” dedi.
“BAYRAM ALIŞVERİŞİ YAPAMAYAN EMEKLİ KALMAYACAK”
“Yeni hükümetimizde mutlaka ve mutlaka her zaman vatandaşımız bize ulaşacak” diyen İmamoğlu, konuşmasını şu sözlerle noktaladı:
“Cumhurbaşkanı Yardımcısı sıfatıyla her zaman, hiç kimseyle kavgamız olmadan çalışacağız. İleri görüşlü bir ekonomik anlayış getireceğiz. İstanbul'da nasıl bir yönetim modeli oluşturduğumuzu biliyorsunuz. Aynısını Türkiye'ye yayacağız. Ekonomi politikalarından sosyal politikalara varıncaya kadar, her hususta güçlü bir Türkiye var edeceğiz. İsraf düzenini yok edeceğiz. Bizim bütçemize bereket gelecek. Evine ekmek götüremeyen hiçbirimiz, hiçbir insanımız kalmayacak. Bayram alışverişi yapamayan emekli kalmayacak. Onun için Cumhurbaşkanım, iki ikramiye söz verdi. Size tam 15 bin lira ödeyecek. Türkiye'nin çözülmeyecek hiçbir sorunu yok. Bütün sorunları çözeceğiz. Yeter ki gücümüze inanalım. Kol kola olalım, omuz omuz olalım. Bunu başarmaya var mıyız? Şimdi sizden iki söz alacağım. Bir; kalan 17 günde İnegöl için, Bursa için, memleket için, çocuklarımız için, gençlerimiz için çok çalışmaya, herkesle konuşmaya, insanımızı ikna etmeye, ahlaklı bir yönetimin geleceğini anlatmaya, 12. dönemi bitiren, 13. Cumhurbaşkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nu seçmeye var mıyız? İki; seçimde görev almaya, sandıkta görev almaya, bir tek oya bile sıkıntı getirmemeye, iş birliği yapmaya, Türkiye Gönülleri’ne üye olmaya var mısınız? (‘Evet’ sesleri.) Güzel. O zaman size söz; 15 Mayıs sabahı, çok güzel bir güne uyanacağız. Her şey çok güzel olacak.”